Ali KİREMİTCİ
Vesayet rejiminin bilinen son kalesi, seçim sürecine bir kez daha müdahale etti. Hatip Dicle’yi, bu kez de seçildikten sonra veto etti. Hatip Dicle’nin hapis cezasını kesinleştiren Yargıtay 9. Dairesinin kararında imzası olan yargıçlardan biri, aynı zamanda YSK üyesi...
YSK önce, milletvekilliklerinin illere dağılımına müdahale etti. AK Parti’nin güçlü olduğu illerden 32 milletvekilliğini, nüfusu artan illere aktardı. Bu nedenle, geçen seçime göre AK Parti’nin oyları arttığı halde, milletvekilleri azaldı...
İki gün sonra geri aldığı “adayları veto” kararı ile, seçimlere birkaç gün kala, ülkeyi sivil savaşın eşiğine getirdi...
Seçim sonrasında da “Hatip Dicle kararı” ile seçmen iradesine veto... Ve “tam-tam” sesleri...
Fırat Haber Ajansı “müjde”yi veriyor: “BDP’nin Diyarbakır’daki toplantısından beklenen karar çıktı. 12 Haziran’da seçilen Blok adayları Meclis’e gitmeme kararı aldı.” (23 Haziran 2011).
“Botan Halk İnisiyatifi”, açıklama yapıyor: “Devlet adına Sayın Öcalan ile yapılan görüşmeler bir uzlaşı ve barış ortamına doğru giderken, (...) milliyetçilik ve faşizmde MHP’yi bile geride bırakan” AK Parti, bunun tam zıttı bir tutum alıyormuş. Yani, “Devlet iyi, AK Parti en kötü.”
CHP’nin TBMM’yi kilitleme çabasını anlamak mümkün. Silivri’yi boşaltmak için, eski rejimin devam etmesi için, yeni ve sivil bir anayasa yapılmaması için elinden geleni yapıyor. Can havliyle ve siyaset sahnesinden silinmek pahasına...
Ama BDP ne yapıyor? TBMM’yi bırakıp Diyarbakır’da beklemek, geçici de olsa siyaseti bırakmak olmuyor mu? Diyarbakır’da oturup AK Parti’ye “Hadi çöz bakalım benim meselemi” demek, aldığı oylara haksızlık olmuyor mu? BDP’den; Ana Muhalefet Partisi sorumluluğu ile davranmasını, Kürt sorununun çözüm yolunun silahtan ve kandan arındırılması için TBMM içinde işlevli olmasını beklemeli değil miyiz? Türk ve Kürt evlerine ateş düşmesini kim engelleyecek?
BDP, bütün Türkiye’de siyasi itibarını yükseltecek politikalar geliştirmelidir. Fiili Ana Muhalefet Partisi olarak, İktidar Partisi ile birlikte, yepyeni bir Sivil Anayasa hazırlığının koşullarını geliştirmelidir. Vesayet rejiminin tasfiye edilmesi, Kürt siyasetinin yeni rejimin “sözde değil özde” kurucu bileşeni olmasıyla mümkündür. Bu aynı zamanda, Türkiye’de yaşayan herkesin kurucu bileşen olması demektir. Siyasi partilerin ve sivil toplumun en geniş katılımıyla Anayasa yapılması, yeni Anayasa’da “değiştirilmesi teklif dahi edilemez”lere yer bırakılmaması, ancak böyle bir işbirliği ile mümkün olabilir.
Perşembe, çarşambadan farklı olsun!
Bereket, umut verici sesler de çıkıyor BDP tarafından:
“Ölen ana, çocuk ve uzman çavuşlar hepsi bizim insanımız. Üç fotoğraf Türkiye'nin felaketi değil mi?” diye yazmış Hasip Kaplan, twitter sayfasında.
Abdullah Öcalan, 6 Temmuz 2011 günü avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada;
“Devlet bile Yol Haritası’nı iki yıl aldı okudu, üzerinde yoğunlaştı ve üzerinde çalışmalar yaptı, faydalandı. Ama BDP, yol haritasını okumadı bile, okumuyorlar, ya da anlamıyorlar, üzerinde çalışmıyorlar.”
diye eleştiriyor BDP’yi. Ve “yemin krizi” üzerine şunları söylüyor:
“Öyle hemen Hatip Dicle meselesi ve diğer meseleler çözülmeyebilir, öyle hemen serbest bırakılma olmayabilir. (...) Bu sorunların gelecekte çözümü için bir mutabakat sağlanmış olur, (...) yazılı bir mutabakat sağlanırsa BDP de yemin edebilir ve Meclis’e dâhil olur, çalışır.Çalışmalarında başarılar diliyorum.”
Aysel Tuğluk ise, 7 Haziran 2011 tarihli gazetelerde, çözüm yolunu işaret ediyor:
“Bu Meclis, temsili açıdan Kurucu Meclis işlevi görebilir. Bu Meclis, Uzlaşma Meclis’i olacaksa, biz üzerimize düşen rolü oynayacağız.”
Herkes üzerine düşen rolü, doğru oynasın artık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2019
5.07.2019
13.07.2019
10.07.2019
3.07.2019
25.06.2019
17.06.2019
28.07.2014
27.07.2014
5.11.2013