Arife KÖSE
12 Eylül davasının 7. Duruşmasının ikinci günü de bir çok açıdan anlatılması, konuşulması gereken bir çok detayı barındırıyordu. Dün Tahsin Şahinkaya ve Kenan Evren’in sorgulanmasına geçilmesi başlı başına bir heyecan kaynağıydı. Yine salondan aktarılacak çok sayıda anekdot yaşandı ancak ben bu yazıda dünkü duruşmanın en önemli olduğunu düşündüğüm bölümüne değinmek istiyorum.
Hepinizin medyada yer alan haberlerden okuduğunuz gibi önce Tahsin Şahinkaya sorgulandı ve kendisi avukatların yönelttiği yüzlerce sorudan hiçbirisine cevap vermedi. Sadece yazılı haldeki savunmasını okumakla yetindi. Çünkü onlar kurucu güçtü ve yaptıkları darbe sonucu hazırladıkları anayasa onları yargılyamazdı. Savunmasının özü buydu.
Çetin Doğan ve Kenan Evren arasındaki fark
Sıra Kenan Evren’e geldiğinde o da tıpkı Tahsin Şahinkaya gibi yazılı haldeki bir sayfalık savunmasını okudu. İfadesi Tahsin Şahinkaya ile aynı iddialardan yola çıksa da Evren’in ifade ediş biçimi Şahinkaya’nın metninden çok daha cüretkardı. Öyle ya, darbenin lideri oydu. Şöyle diyordu Evren savunmasında; “Biz ihtilal yaptık, ihtilale teşebbüs etmedik. Ben, 12 Eylül’ün hesabını millete verdim. Bundan sonra beni ancak tarih yargılayabilir. Siyasetçiler beceriksizliklerini askere fatura edemezler. TSK, iktidar olma meraklısı değildir. Sanık olmayı kabul etmiyorum”.Dolayısıyla Kenan Evren, “Ben darbe yaptım, bunu başardım ve sonra da anayasa yaptım. Siz benim yaptığım anayasaya dayanarak beni yargılayamazsınız” diyor. Muhtemelen Çetin Doğan da Balyoz darbe planını hayata geçirmekte başarılı olsa ve yargılansa Kenan Evren ile aynı şeyleri söylüyor olacaktı. Ama o başaramadı, Kenan Evren ise başardı.
Davanın kilit noktası
12 Eylül iddianamesinin içeriğini dünkü yazıda kısaca anlatmıştım. Ancak davanın özünü anlayabilmek açısından bir kez daha hatırlamakta fayda var. 12 Eylül iddianamesi 1 Mayıs 77 olayları, Maraş olayları, Çorum olayları, Sivas’ta Alevilere yönelik saldırılar, Abdi İpekçi cinayeti, Fatsa operasyonu gibi olayları içeriyor. İddianame bu olayların, ülkede kaos ortamı yaratarak darbeye zemin hazırlamak üzere gerçekleştirildiğini iddia ediyor. Dün avukatların Tahsin Şahinkaya’ya yönelttikleri sorular da asıl olarak bunu kanıtlamak ve bu gerçeği tespit etmek üzerine kurulmuştu. Muhtemelen yarın Kenan Evren’e yöneltilen sorular da aynı şekilde olacak.
Peki bunun karşısında Evren ve Şahinkaya savunmalarını ne üzerine kuruyorlar? Onlar da özetle diyorlar ki “ülke felaket bir haldeydi, sağ-sol kavgası vardı, siyasetçiler beceriksizlik ettiler ve biz de müdahale etmek zorunda kaldık”.
Dolayısıyla tartışmanın kilit noktası darbeye gerekçe oluşturan olaylar zaten darbe yapmak için mi planlanmış ve örgütlenmişti yoksa kontrolden çıkan bu olayları durdurmak için mi darbe yapılmıştı noktasına odaklanıyor.
12 Eylül neyin davası?
İşte tam da bu yüzden, sanıklar bu minvalde sorulan soruların hiçbirisine cevap vermemiş olsalar da 12 Eylül aslında Maraş ve Çorum olaylarının, 1 Mayıs 77’nin, fail-i meçhul cinayetlerin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, 51 idamın, yapılan işkencelerin, fişlenen milyonların, kapatılan sendikaların, tutuklanan öğrencilerin davasıdır. Bu davada konuşulması gereken bu olaylardır. Ama bunları sadece avukatların sorması yetmez. Arjantin’den, Yunanistan’dan, Şili’den, İspanya’dan biliyoruz ki bu davalar hiçbir zaman sadece mahkeme salonlarında sonuca ulaşmaz. Tüm bu olayların mağdurlarının çıkıp “siz insanlığa karşı suç işlediniz, suçlusunuz ve cezalandırılmalısınız” demesiyle sonuçlanır. Tıpkı Arjantin’de Plaza de Mayo annelerinin yaptığı ve tıpkı burada Berfo Ana’nın çıkıp oğlu Cemil Kırbayır’ın hesabını sorması gibi.
Darbe yapmak ve tecavüz
Bugün duruşmadaki en çarpıcı anekdot bence şuydu; mahkeme başkanı Süleyman İnce savunmasının ardından Kenan Evren’e, “Katıldığınız bir programda, adaletli olsun diye 'Bir sağdan bir soldan astık' şeklinde bir cümle kurdunuz. Bunu ne amaçla söylediniz? Adam asmak eylemi bu kadar basite indirgenebilir mi? Bu hususu açıklar mısınız?” diye sordu. Kenan Evren buna, “Söyledim. Sağda olanlar var, solda olanlar vardı. Bunla hiçbir tarafı tutmadığımızı, bitaraf olduğumuzu anlatmak istedik” diyerek cevap verdi.
Orhan Kemal Cengiz, Balyoz davası hakkındaki kararın açıklanmasından sonra yazdığı yazıda şöyle diyordu; “Bir grup adam bir masanın etrafına oturmuş, bir binaya girip oradaki kadınlara nasıl tecavüz edeceklerini konuşuyorlar. Nasıl içeri girecekler, nasıl önlerine çıkan engelleri bertaraf edecekler, kadınları nasıl zaptedecekler hepsi konuşulmuş. Biz darbe yapmayı, iktidarı silah yoluyla ele geçirmeyi, tecavüz gibi ciddi ve yüz kızartıcı bir suç olarak görseydik, aynı ölçüde midemizi bulandırsaydı, Balyoz davası yine bu şekilde mi tartışılırdı dersiniz?”Cengiz’in bu sorusunun ne kadar doğru ve hala geçerli olduğunu bugün duruşma salonunda Kenan Evren’in savunmasını dinlerken bir kez daha anladım. Eğer darbe yapmak bu ülkede tecavüz suçuyla eşdeğer derecede yüz kızartıcı bir suç olsaydı bugün Kenan Evren çıkıp “evet, darbe yaptım ve pişman değilim” ya da “evet bir sağdan bir soldan astık” gibi cümleleri bu kadar kolay ve bu kadar cüretkar şekilde kuramazdı ya da kurduğuna kuracağına pişman olurdu.
“Seyircisiz zulüm olmaz”
Darbelere Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu olarak, 12 Eylül 2008’de, 12 Eylül darbesini yargılayan bir vicdan mahkemesi yapmıştık. O mahkemenin başkanı Fethiye Çetin, açılış konuşmasında şöyle demişti; “Geçmişle yüzleşme, suç ve suçlu için en ağır cezayı; yani suçun ve suçlunun toplumu oluşturan bireylerin vicdanlarında mahkum edilmesi cezasını bünyesinde barındırdığı için önemli. Derin acılara ve mağduriyetlere neden olan eylemlerin bir daha yaşanmamak üzere hayatımızdan çıkarılması, toplumun vicdanında o eylemlerin mahkum edilmesine bağlı. Toplum izin vermezse zulüm yaşanmaz. Seyircisiz zulüm olmaz.”
12 Eylül darbesi bu toplumun vicdanında mahkum edilmiştir. Şimdi darbecilerin hesap verme zamanıdır. Ve onların hesap vermesini ancak biz sağlayabiliriz..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.02.2018
8.02.2017
15.04.2016
11.04.2016
15.02.2016
5.02.2016
10.01.2016
28.12.2015
8.02.2015
4.02.2015