Aslında 12 Eylül duruşmasının üç günlük bölümünün sona erdiği bugün bambaşka bir şey yazmayı planlıyordum. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı 47 maddelik ‘Darbeler nasıl önlenir” rehberinden söz edip demokrasinin sağlamlaştırılması için neler yapılması gerektiğinden bahsedecektim.

Ancak Ertuğrul Özkök’ün yazısı her şeyi değiştirdi. Belli ki kendisi her zamanki statükocu tarihsel misyonunu yerine getirmek üzere harekete geçmiş. Bugün 12 Eylül davasını yazmış Özkök. Başlık “hesaplaşma bu kadar hoyrat mı olmalı?” Neymiş efendim, 90 yaşında iki insan bu kadar kabaca, sanki linç eder gibi yargılanır mıymış?

Sonra da her zamanki manipülasyon görevini yerine getirmeye başlamış, bir de utanmadan genç kuşaklara seslenmiş. Neymiş efendim, 80 darbesi olduğunda halkın çoğunluğu Evren’i destekliyormuş. Örnek olarak da oy zarflarının şeffaf olduğu, hayır zarfları mavi olduğu için gazetelere içinde “mavi” kelimesi geçen haberler yapmanın bile yasaklandığı 82 anayasası oylamasını gösteriyor utanmadan. Özkök gençlere nasihat vereceğine hiçbir şey bulamıyorsa Hasan Cemal’in kitabını okusun o günleri dinlemek için.

Hani o darbeyi desteklediğini söylediğiniz halk var ya, 12 Eylül 2010 referandumunda 1980 darbesinin yargılanmasının önünü açtı yüzde 58 evet oyu vererek. Kenan Evren’in ne dediğini hatırlıyor musunuz? “Eğer yargılanırsam intihar ederim” demişti. Ve halk bu söze rağmen “evet” oyu verdi. Bu size bir şey ifade ediyor mu? Bugün o mahkeme salonundaki herkes Evren intihar etmediği için çok mutluydu tabii ki, ekrandan da olsa o cevap vermeye tenezzül bile etmediği sorularını yüzüne karşı sorabildiler.

Darbe Türkiye’yi kargaşadan kurtardı öyle mi? Peki o kargaşayı kim yarattı? Abdi İpekçi cinayetinden sonra Mehmet Ali Ağca asker kıyafeti içinde nasıl kaçabildi cezaevinden? 1 Mayıs 77 katliamında ateş edenler kimlerdi? Çorum’da, Maraş’ta ne oldu? Doğan Öz’ü kim öldürdü? Madem darbe bunları önlemek için yapılmıştı nerede o zaman bu cinayetlerin failleri? Neden bulunmadı? Ama bu arada 17 yaşındaki Erdal Eren darbeden sonra yaşı küçültülerek asıldı. Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanalar darbeden önce değil sonraydı sayın Özkök. Ne olduğunu zahmet edip okudunuz mu hiç Diyarbakır Cezaevi’nde?

Ha tabi anlattığı yalanların sonucunda başına gelecekleri bildiği için aslında kendisinin de darbeye karşı olduğunu eklemeyi ihmal etmemiş.

Arjantin, Yunanistan, Şili

Sonra da bütün bu anlattığı yalanları desteklemek için İspanya örneğini vermiş. Merak etmesin, ömrü yetseydi dünyadaki bütün diktatörler gibi Franco da yargılanırdı. Ama ben de sormak istiyorum kendisine, neden 1976 yılında Arjantin’de darbe yapmış olan ve 86 yaşında “insanlığa karşı suç işlemekten” ömür boyu hapse mahkum edilen Videla’dan, Yunanistan’da yargılanıp ömür boyu hapse mahkum edilen ve ancak Yunanistan halkından özür diledikten sonra hapisten çıkmasına izin verilen cuntacılardan söz etmiyorsunuz. Yine Arjantin’de 1976’da gerçekleştirilen darbe sırasında gizli gözaltı merkezinin başında olan general Eduardo Cabanillas, beş cinayet, 29 yasadışı tutuklama ve 29 işkence vakası nedeniyle ömür boyu hapse mahkum edildiğini anlatmıyorsunuz. Ya da aynı dönemde görev yapan üç istihbarat görevlisi de 20 ila 25 yıl arası hapis cezasına çarptırıldığını.. Neden Pinochet’i yatakta yargılayan Şili’den söz etmiyorsunuz? Acaba kime hizmet ettiği çok belli olan tezlerinizi çürütecek diye mi?

Üstelik dikkatinizi çekerim, onlar “insanlığa karşı suç işlemekten” yargılandılar.

Siz de mi mahkemeyi tanımıyorsunuz?

Ben üç gün boyunca mahkeme salonundaydım.

Evet, Tahsin Şahinkaya iddianamenin okunması sırasında uyudu ve avukatlar uyandırdı. Siz hangi mahkeme salonunda sanığın uyumasına izin verildiğini gördünüz? 12 Eylül’de işkenceden ölmeyip mahkemeye çıkmayı başarabilen sanıkların uyuma şansı var mıydı?

Evet, kahve içmesine avukatlar itiraz ettiler. Siz hangi mahkeme salonunda sanığın kahve içtiğini gördünüz?

Evet, üç gün boyunca o salonda olanlar onları kanlı canlı olarak yaptıklarının hesabını verirken karşılarında görmek istediler. Bir mağdurun bundan daha doğal bir hakkı olabilir mi? Videla 86 yaşındaydı mahkeme salonuna gidip Plaza de Mayo annelerinin karşısına çıktığında.

Yoksa sizde tıpkı Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya gibi bu mahkemeyi tanımıyor musunuz?

Evet, darbeciler böyle yargılanır

Biliyor musunuz Özkök, 104 yaşındaki Berfo Ana bu mahkemeye iki kez geldi oğlu Cemil Kırbayır’ın en azından mezarının nerede olduğunu öğrenebilmek için. Berfo Ana her gün saçlarını taradığında dökülen saçların bir tutamını saklıyormuş eğer olur da bir gün oğlunun kemikleri bulunur da DNA testi yapılması gerekir diye. O zavallı dediğiniz generaller 17 yaşındaki bir genci yaşını büyüterek astılar. Bugün mahkemede soruldu Evren’e “Erdal Eren’i tanıyor musun” diye, cevap vermediği için sadece kafasını salladı “hayır” anlamında. Hangi zorbalıktan, hangi linçten, hangi vicdandan bahsediyorsunuz siz?

Ben mahkeme salonundaydım, kendi kulaklarımla duydum. Avukatlar sordular Kenan Evren’e, “bir sağdan bir soldan astık şeklinde beyanınız olduğu söyleniyor. Bu sözler size mi ait?” diye. Hiç tereddüt etmeden ve utanmadan “evet, adaletli olsun diye bir sağdan bir soldan astık” diye yanıt verdi. İnsanlardan, bugün akıl vermeye kalktığınız gencecik insanlardan söz ediyoruz sayın Özkök.

Evet, darbeciler sizin deyiminizle böyle “hoyratça” yargılanır. Yatakta ve kamerayla ifade vermenin nesi hoyratlıksa..  Hatta dünyada olduğu gibi “insanlığa karşı suç işlemekten” yargılanırlar. Neden biliyor musunuz? Bir daha kimse işte o darbeleri yapanlar hakkında bugün sizin yazdığınız gibi yazılar yazamasın, yalanlar söyleyemesin diye.