Arife KÖSE
Bu ülke yaklaşık üç ay önce tarihinin en büyük yolsuzluklarından birinin ortaya çıkışına tanık oldu. Banka genel müdürünün evinde ayakkabı kutularının içinde 4.5 milyon dolar bulundu. Dört bakan istifa etti. Kimse bu yolsuzluğun olmadığını şu ana kadar kanıtlayamadı. Hükümetten "paralel yapının kumpası" masalından elle tutulur başka bir şey duymadık.
Ama çok icraatını gördük.
2010'da yapılan referandum ile değişen HSYK yeniden eski haline döndü ve tamamen hükümetin kontrolüne geçti.
Rakamlar çok değişken olduğu içi ben diyeyim binlerce polis ve yüzlerce savcının yeri değişti. Yolsuzluk soruşturmasına bakan dört savcı görevden alındı.
Şu anda cezaevinde yolsuzluktan dolayı yatan hiç kimse yok.
Şimdi bu yolsuzluk dosyalarının kumpas olup olmadığını tartışmayacağım bu yazıda. Hatta sizin güze hatırınız için diyelim ki bu dosyalar kumpastı. Geriye kumpastan pek bir şey kalmadı gördüğünüz gibi. Maşallah Erdoğan ortalığı hallaç pamuğu gibi atıp bizim bir türlü göremediğimiz darbe girişimini bertaraf etti.
Ama gelgelelim iş İlker Başbuğ gibi darbecilerin ve Erhan Tuncel ve Zirve Yayınevi'nde öldürülen üç Hıristiyan'ın salıverilmesine gelince yolsuzluk dosyalarının üzerinin örtülmesinde adeta bir cengaver kesilen AKP birden yine süt dökmüş kediye döndü. Ah şu paralel yapının yargısı yok mu? Sırf zavallı Erdoğan'ı yıpratmak için tutukluluk süresini beş yıla indiren yasanın ardından hemen önce bu katilleri ve darbeci olduğundan uçan kuşun bile kuşku duyamayacağı İlker Başbuğ'u bıraktılar. Üstelik davaları da sakız gibi bu kadar uzatıp bugün tahliye olmalarına neden oldular. 12 yıldan beri bu ülkenin başbakanı olan Erdoğan'ın nedense darbecilerin ve katillerin salıverilmesine gelince iş eli kolu bağlandı. Üç ayda yolsuzluk dosyalarından ve bu dosyaları ortaya çıkan emniyet ve yargı mensuplarından eser bırakmayan Erdoğan iş darbecilere ve katillere gelince yine şu paralel yapının kurbanı oldu. Ah şu paralel yapı yok mu? Yoksa neler yapacak aslında Erdoğan!
Zaten "bu dalgalar bizi boğar" diyerek 28 Şubat davasını daha başından sınırlandıran Erdoğan değildi!
Yasa çıkar çıkmaz "İlker Başbuğ konusundaki görüşümü biliyorsunuz" diye açıklama yapan ve Başbuğ çıkar çıkmaz "geçmiş olsun" diye aramak için telefona sarılan da Erdoğan değildi!
Daha geçen gün AKP'nin eski ekonomi bakanı Zafer Çağlayan, "Ama bunları bize bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun" diyerek zaten AKP'nin Müslüman olmayanlar konusundaki ırkçı, ayrımcı zihniyetini bir kez daha ortaya koymadı mı? Bu ülkede devlet katında ne kıymeti var ki öldürülen bir Ermeni ve üç Hıristiyan'ın? Ne zaman oldu ki?
Utanmıyor musunuz?
Yani uzun lafın kısası, tam da bugünlerin geldiğini görerek yayınlamış olduğumuz "Yetti artık: Yolsuzluğu da darbecileri de aklama" bildirisine yayınlandığı gün can havliyle "cemaatçi", "kullanışlı aptallar" diye saldıranların darbecilerin ve katillerin salıverilmesi karşısında tek yapabildikleri üç günlük suskunluğun ardından yine her zamanki gibi "ben yapmadım Miki yaptı" demek oldu. Öyle ya gün gibi ortada olan yolsuzlukların üzerini örtmek ve bozulan koalisyonlarınızın yerine "düşmanımın düşmanı benim dostumdur" mantığı ile yenilerini kurmaya çalışarak "zaten aynı yapı milli ordumuzu da kumpas kurmuştu" derseniz bunun devamı yolsuzluktan cezaevinde yatan bir kişi bile bırakmadığınız gibi kumpas kurulan milli ordunuzu da artık içeride tutmamaktır.
Ama bunun için darbeci olduğu gün gibi ortada olan milli ordunuzu temize çıkarmanız gerekir.
İnternet andıcı, İrtica ile mücadele eylem planı, boru diye yutturulmaya çalışılan lav silahları gün gibi ortadayken zor iş valla! Nasıl olacak?
E o zaman hemen "aslında bunlar serbest kalmayacaktı ama işte paralel yapı davaları uzattı, tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasa çıkınca da hemen önce katilleri bıraktı" dersiniz olur biter değil mi?
Oh, 12 yıllık iktidarın sorumluluğunu da attık üzerimizden. İyi ki var şu paralel yapı! Ya olmasaydı ne yapacaktı zavallı AKP iktidarı, bütün sorumluluklar onun üzerine kalacaktı.
Çok yazık!
Hrant Dink'in eşine ve çocuklarına, Zirve Yayınevi'nde işkenceyle katledilerek öldürülen üç Hıristiyan'ın ailelerine çıkıp bunu mu söyleyeceksiniz? Bir deneyin isterseniz, onların yüzüne söyleyin bu gerekçenizi, hep beraber görelim bakalım ne yanıt alacaksınız? Bu kararın ardından açıklama yapan Protestan Kiliseler Derneği'ne cevap olarak utanmadan yazdığınız "ben yapmadım paralel devlet yaptı" yazılarınızı gönderin bakalım ne yapacaklar?
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" demiş atalarımız. Ben işe baktığımda sadece üzeri jet hızıyla örtülen yolsuzluk dosyaları ve serbest bırakılmış ve bırakılmak üzere olan katiller ve darbeciler görüyorum. Yanılıyorsunuz, hafiza-i beşer nisyanla malul değildir. Eğer olsaydı AKP bugün iktidarda olmazdı. İşte o hafıza sizin yolsuzlukların üzerini örtmek için katilleri ve darbecileri serbest bıraktığınızı asla unutmayacak!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.02.2018
8.02.2017
15.04.2016
11.04.2016
15.02.2016
5.02.2016
10.01.2016
28.12.2015
8.02.2015
4.02.2015