A.Turan ALKAN
Son aylarda arka planında Kadıköy görünen birkaç kitap okudum; bunlardan ikisi hâtıra eseriydi: Ali Neyzî’nin “Hüseyin Paşa Çıkmazı, No:4” (1983) ve Memed Fuad’ın, “Gölgede Kalan Yıllar”ı (1997) ....Öteki ise Safiye Erol’un daha önce bir yazıda bahsettiğim Dineyri Papazı ve Ülker Fırtınası adlı romanları.
Şüphesiz Kadıköy’den bahseden ve doğrudan Kadıköy’ü anlatan kitaplar, “Şehrengiz Edebiyatı”mızda hızla artıyor ve eskilere nazaran bu yayın bolluğundan yeni akademik çalışmalar doğmasını bekleyebiliriz. Okuyacağınız yazı, Türkiye’de “Laik Cemaat”in nerede, nasıl ve hangi beşeri coğrafya içinde filizlenip büyüdüğüne dair bazı ön tesbitleri kapsıyor; bu ön tesbitlerin daha ciddi ve kalıcı ilmî araştırmaya dönüşmesine çok ihtiyacımız var; zira Türkiye’de Laik Cemaat, artık rahatlıkla ileri sürebiliriz ki geçici bir ârıza değil, bilakis tarihi köklere sahip ciddi ve kalıcı olgudur.
İşte bahsettiğim kitaplardaki arka plan bilgileri, zihnimde daha önce kaba-saba bir tasvir taslağı halinde duran bazı fikirlerin netleşmesine yardım etti.
*
Taşra, üç aşağı beş yukarı ortak unsurların terkibidir. Mutfağı, giyim-kuşamı, gelenekleri, türküleri, konuşulan ağızlar birbirinden farklı gibi dursa da diyelim ki Denizli ile Malatya’yı, Giresun’la Yozgat’ı buluşturan müşterekler vardır ve bunların en başında –sırf merkezden uzak olmak bakımından- taşra ve taşralılık gelir. İstanbullular için taşra kelimesinin farklı bir mânâsı olduğunu da sonradan öğrendim. Vilayet mektupçuluğu vazifesiyle Bursa’ya –üstelik kadrolu, maaşlı, unvanlı- gönderilen, daha doğrusu sürgün edilen Süleyman Nazif’in uğradığı muameleden ötürü kendini ne kadar mağdur ve eziyete uğramış hissettiğini belki duymuşsunuzdur. Bırakınız Bursa gibi XX. yüzyılın ilk senelerinde cennetâsâ bir beldede yaşamaktan hoşnutluk duymayı, has İstanbullular için bugünün Bakırköy’ü, Erenköy’ü, Beykoz’u bile gurbet gibi bir şey sayılıyordu.
Varsa yoksa Suriçi semtleri, onun yanına bir miktar Beyoğlu, bir tutam da Üsküdar ilave ediniz... Vükelâ ve küberâ takımı için Boğaziçi bile, ancak kıyıcığına ilişmiş yazlık yalıları ile ancak bir mevsimliğine kahrı çekilir bir “Şen gönüller yatağı” olmuştur.
Eski İstanbullular’ın, biz taşralılara bile hoş görünen bir benmerkezci tabiatı vardır.
Bu hesapta Kadıköy yok; arkeolojik açıdan 5 bin yıllık bir geçmişi olsa da Kadıköy’ün İstanbul’dan addedilmesi daha dün kadar tazedir. Düne kadar Üsküdar sancağına bağlı bir bucak iken 1930’da ilçe merkezi yapılarak Erenköy ve Kızıltoprak bucaklarına merkez olmuş.
*
Erenköy ve Kızıltoprak, son devir yüksek Osmanlı bürokratlarının sayfiye yeri. Nâmütenahi yeşillikler içinde birbirinden seyrek yükselen zarif köşklerden ibaret tenha bir mıntıka. Bu havali, Cumhuriyet’in ilk bürokrat kuşağına da ev sahipliği yapmış. Başkentin Ankara’ya taşınmasıyla birlikte fersizleşen Kadıköy ve civarının yıldızı, çok yıllar sonra, ancak ilk köprünün yapılmasıyla canlanıyor.
Bu köşklerde hayatın nasıl cereyan ettiğine dair ortak noktalar var: İlk olarak debdebeli zamanlarda hayli geniş arsaların içine yapılan ve oldukça geniş tutulan köşkler, Cumhuriyet’le birlikte sahiplerinin bir miktar geçim sıkıntısına düşmesiyle ucundan kenarından parsel kırpılarak küçülmeye başlıyor. Tam kadro halinde lâakal otuz-kırk kişilik aşçı, arabacı, evlatlık, bahçevan gibi hizmetlilerle pederşahî aile yapısını omuzlayan köşkler, geçim belası uğruna kısım kısım kiraya veriliyor; bir zaman geliyor ki köşklerin arsa değeri, mimarlık kıymetlerinin üstüne çıktığı için apartmanlaşma başlıyor. Böyle oluyor çünkü yörenin mülk sahipleri, eski debdebeyi sürdürecek gelir kaynaklarından uzak düşmüşlerdir ve ister istemez rantiyeleşmek durumunda kalıyorlar.
Köşklerde hayat alafrangalıkla muhafazakârlık tartısında ilkinin daha ağır bastığı bir kültür ortamına sahne oluyor. Haremlik-selamlık gibi eski âdetler zamanla terk ediliyor. Yaşlılarla gençler arasında kültürel mesafe açılıyor, Cumhuriyet inkılapları ile sert bir kopuş yaşanıyor. Osmanlı devrinde de mutad olduğu anlaşılan davet ve ziyaretler, Batılı hayat tarzına hızla adapte oluyor. Mesela aile sofralarında, hanım hanıma ziyaretlerde çoluk-çocuğun yanında zaman zaman içki içilmesi, gençler arasında danslı toplantılar, plaj gezileri çok tabii kabul ediliyor.
Köşklerde eğitim seviyesi yüksek; çocuklar ortaokul çağlarına gelince yabancı okullarına gönderiliyorlar; geniş ailelerde yabancı dil bilmeyenler sadece hizmetçi takımıdır. Dedeler ve babalar paşa, yüksek memur vb. sınıfından iken genç kuşak doktor, mühendis, avukat gibi mesleklere yönelirler ve üniversite safhasında mutlaka bir Avrupa ülkesinde bulunur veya eğitim görürler.
Kitaplıklar, evlerin vazgeçilmez eşyasıdır. Giyim tarzı Türkiye ortalamasının çok üstünde son modaya uygundur. Kadınlar geleneksel başörtülerinden kolaylıkla feragat ederler. (İlginçtir Osmanlı hanedanının hanımları da fotoğraflarında genellikle devrin ortalama taassub derecesinin asla affetmeyeceği rahat ve son moda kıyafetler içinde görünürler.) Kaç-göç hızla terkedilir.
Kadıköy ve çevresine dair kaleme alınan bu tür eserlerde dini hayat çok arka planlarda, bir dekor unsuru olarak resmediliyor ve mıntıkanın vaktiyle köy yerleşmelerine sahne olduğu eski günlerinden kalan bir hâtıra olarak görünüyor. Yahya Kemal’in “Ezansız Semtler” makalesinde bu mıntıkanın ismen zikredilmesi dikkat çekicidir.
*
Mıntıkanın sâkinleri, şüphesiz Şişli, Osmanbey ve Beyoğlu civarındaki yerleşimlerle beraber Türkiye’de “Laik Cemaat”in ilk kuşağı olarak nitelenebilir. Dine karşı menfî bir tutumları yoktur fakat fazlaca muhabbetkâr da görünmezler. Aile ve köşk hayatında dini unsurlar, pastel renklerle resmedilmiş folklorik ve kültürel detaylar olarak yer alır. Köşk sâkinleri yerli köklerinden ziyade Batılı hayat tarzına doğru tabii bir eğilim gösterirken meselâ son günlerini yaşatmakta oldukları “evlatlık” gibi gelenekleri sürdürme çelişkisini farketmezler. Beni çok etkilediği için Ali Neyzî’nin eserinde fark ettiğim bir hadiseye dikkatinizi çekmek istiyorum. Köşkün büyük hanımı, evlatlıklardan şikayet edip elden çıkarılmasını isteyen kızına şu sözlerle karşı çıkıyor:
-Kızım sen bu evlatlıkları elden çıkaralım diyorsun ama unutma ki üç tane aslan gibi oğlan çocuğun var, sonra oğullarınla nasıl başa çıkarsın? (s.73) Yazar, çocukluk çağında şahit olduğu bu konuşmaya önce anlam veremediğini belirttikten sonra, köşkte yetişmekte olan genç erkeklerin “eğitimi”nde evlatlık kızların nasıl bir hisse (!) üstlenmiş olduğunu anlıyor.
Evlatlık kızlar, evlenme çağına gelince kendine denk sınıftan biriyle evlendirilip çırak çıkarılırlar imiş; saray geleneğinin bir mânâda devamı...
Köşkteki kız evlatlıklar başta olmak üzere diğer çalışanlarla köşkün asıl ve “asîl” sahipleri arasındaki ilişkiler, şimdiki zamanların “Laik Cemaat”i ile toplumun sair taşralı üyeleri arasındaki ilişkileri ve empati bağını anlamak bakımından çok ilginç ipuçları verebilir.
*
Türkiye’de Laik Cemaat’in köklerini Kadıköy ve civarında aramak, çapraz sorgularla doğrulanması gereken bir varsayım ve bu tezi doğrulamak için birkaç kaynaktan yola çıkmanın yetersizliğini çok iyi görüyorum. Belirttiğim gibi bu bir ön tesbit; daha çok veri tarayarak bu varsayımın elden geçirilmesi gerekiyor.
En azından şu kadarı tartışma götürmez ama: Laik Cemaat, Türk siyasetinin ve toplum yapısının önemli ve kalıcı bileşenlerinden biridir ve gelecekte de etkili olmaya devam edecek. Bu hareketin tarihi ve toplumsal köklerine dair ilmi tesbitlere çok ihtiyacımız var.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Dereler düz bağladı; dibi yarpuz bağladı…
14.07.2016 - Pijama dâvâsı
13.07.2016 - Ördek düdüğü
11.07.2016 - ‘Pozitif milliyetçilik’ nedir; nasıl yapılır?
10.07.2016 - Bir ‘şirket’ hikâyesi
8.02.2016 - Eey İzlanda, sen kimsin ya?
7.02.2016 - Dünyanın bütün mustazafları, birleşin!
6.02.2016 - Sert bir Bayram tebriki yazısı
4.02.2016 - Bir ‘flashmob’ videosundan öğrendiklerim
3.02.2016 - Narkotik ihbar!
2.02.2016
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
siraç biçkioğlu
bir şahsın duruşunu yada düşüncesini,eylemlerini kabul etmeme özgürlüğü ve tercihi saygıya layıktır fakat hakaret ve aşağılama gayri insani ve gayri medeni bir tutumdur,düşmanım bile olsa bir kişi yada kurum asgari bir saygıyı hak eder,hakaret etmek zavallıların işi olsa gerek,saygılar sunarım sayın Namık Bey.