A.Turan ALKAN
Laikçi arkadaşlar bu hususu pek bilmezler; IŞİD’in eleman toplamak ve militanlarını (mücahid oluyor bittabii) ölmeye-öldürmeye sevketmek için kullandığı dil, ‘Din dili’dir, daha açığı buz gibi İslâmi argümanlardır. “Bu kadarını ben de biliyordum!” demezden önce hatırınızda bulunsun: Ağzı laf yapar zeki bir IŞİD yanlısı fakihle, diyelim ki Diyanet’in en ehil âlimi masaya oturup “IŞİD şeytâni midir, rahmâni midir?” diye münakaşa tutuşsalar, dinleyen üçüncü şahısların aklı karışır, kime hak vereceklerini bilemezler. İki Müslüman’ın muarazası belki de bu yüzden genellikle tekfir ithamıyla sonuçlanıyor.
Bunu anlatmak kolay değil; yanlış anlaşılma riskini boşvererek denemeliyiz ama: Duruş yerinizi, bakış açınızı ve niyetinizi biraz değiştirirseniz, aynı olgu üzerinde ve üstelik aynı ‘nass’lara yaslanarak farklı hükümler çıkarabilirsiniz. ‘Din dili’ böyle bir şey. Bunun en sarih örneklerini bazı Şeyhülislam fetvalarında bulabiliyoruz ki özelliği şudur: Soruyu doğru sormayı becerebilirseniz, fetva makamından arzulanan cevabı almanız kolaylaşır. “Kardeşimi öldürebilir miyim hocaefendi?” diye sual olmaz; “Bu çocuk kamu güvenliğini tehdit ediyor, üstelik terörist midir nedir, naapim bunu ben?” diye yazarsanız, hocam âriftir, “Katli vâciptir!” cevabını geciktirmez. Daha komik bir örnek isteyen II. Abdülhamid’in hal’ fetvasına göz atsın. Gerekçelerden ilki ‘Buharî Şerif’ yapraklarını hamam külhanında yaktırmaktır ki ne zaman hatırlasam gülesim tutar. O yüzden buyrulmuştur ki, soru sormak, cevap vermekten daha büyük ustalık ister. Aklınızda olsun, bizim övülesi medeniyyet ve geleneğimiz mazrufunda böyle sevimsiz mektuplar da var.
Zulüm nedir, mazlum neye derler, cihat ne zaman farzdır, hangi ahkâm âyetini veya hadisi hangi olaya hangi yaklaşımla tatbik edebiliriz gibi temel meselelerde ihtilâf aralığı daima vardı ve zannımca olacaktır. Öyle olmasa, menşeinde çok basit ihtilâflarla başlayan mezhep farklılıkları, bugün Müslüman’ın Müslüman’ı doğradığı, yaktığı, havaya uçurduğu bir hunharlığa varmazdı; ulemâ bir yerde araya girip, “Durun, siz kardeşsiniz!” der ve bu ikaz her iki tarafın kulağına girer ve ortak kabule dönüşürdü.
İnsanlar Allah’ın âyetlerini sadece inkârla yetinmezler, daha vahim ve tehlikeli olmak üzere eğip-büker ve çok daha fenası çıkarlarına göre yorumlarlar.
Farkındasınız; Kur’an, Müslümanlar arasında dini ve vicdanı algılarını fabrika ayarlarına döndüren bir tesir yapamıyor; tam aksine biz hepimiz Kur’an’a gidip onda tezlerimizi doğrulayacak hüccet ve işaretler arıyor, buluyoruz. IŞİD yanlılarının kullandığı verilerle, diyelim ki benim gibi sizin gibi IŞİD’den hiç hazzetmeyen insanların kullandığı dini veriler arasında kaynağına sadakat bakımından fark yoktur; fark sadece yorum şeklinde. Bu korkunç bir şey ve biz durumun ne kadar korkunç olduğunun farkında değiliz. Benim için IŞİD yanlısı, en hafifinden yobazın tekidir; IŞİD’çi de benim gibileri cehennemin ebedî yakıtı gibi görür. Nerede uzlaşacak, doğruda nasıl birleşeceğiz? Hanedan kavgaları, mezhep çatışmaları, iç savaşlar işte bu yüzden ötekilerden daha tehlikeli, ölümcül ve vahşi. Tarihi ‘kahramanlar geçiyor’ tefrikası şekline koyduğunuzda böyle sevimsiz ayrıntıları görünmez hale getirirsiniz; oysa ki o eyyamcı, en yandaş vakanüvis anlatımlarında bile en azından gerçeğin hayaletini görebilirsiniz. IŞİD, İslam tarihindeki ilk Selefi-Harici örgütü değil, sonuncu da olmaz bu gidişle. Üstelik her dinin kendine göre böyle ârızalı aile dramları var.
O yüzden belirtmeliyim ki dinler tarihi veya hasseten İslam tarihi, sadece ilahiyatçıların tasarrufuna bırakılmayacak kadar önemli ve değerli bir insanlık tecrübesi teşkil ediyor. “Beşeriyetin kriminal kayıtlarının bir kısmı o dosyalarda” desek anlatabilmiş olur muyuz?
Sert mi oldu? bayramınızı tebrik ederek bitirecektim yazıyı…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016