A.Turan ALKAN
Çözüm süreci, Suriye denklemi henüz hesapta yokken öngörülebilir bir projeydi ve kamuoyunda haklı bir destek buldu.
İktidar, desteği hissedince süreci mümkün olduğunca zamana yayıp, İmralı’daki “aziz misafir”ini onore ederek çözümü, tüyünden, etinden, sütünden, kemiğinden ve derisinden azami politik çıkar elde etmek için kullanmayı planladı. Yürütülen gizliliği sorgulayanlar ise, “Ne yani, şehit cenazeleri gelsin mi istiyorsunuz?” çıkışı ile bastırıldı.
Suriye’nin içişlerine fazlaca, hatta orantısız üslûpta müdahil olmamızın temelinde hesap değil, hesapsızlık olduğunu artık biliyoruz. Beşşar Esed, iç savaşın en bunalımlı döneminde ülkesinin kuzeyindeki “kanton”ları PYD’ye devrederek Türkiye’ye müthiş bir kundak soktu ve zaten sığ sularda seyreden siyasi basiretimizi ipotekledi. Mâhiyeti hâlâ tam bilinemeyen IŞİD’in şaşırtıcı yükselişiyle gözüne far lâmbası tutulmuş tavşana döndük ve bölgeyle ilgili politika üretemez hale düştük. O sebepledir ki hükûmet, ne zaman dış politikadaki ağır öngörüsüzlüklerinden ötürü bocalamaya başlasa, bunaltısını iç politikaya yansıtarak içerde düşman ihdâsına çabalıyor.
Kobane protestolarının haftasına kalmadan çözüm süreci için HDP’ye yeni bir belge iletilmesinden hemen sonra TSK uçaklarının Yüksekova Dağlıca’da PKK’nın askeri üs bölgelerini vurmasının bir anlamı olsa gerek! Bu anlam da denkleme dahil! Çözüm sürecinde öngörülen zamanlama ise dağılmış durumda. Üç gün içinde kırk kişinin ölümüne sebep olan protestolar, sıradan ve demokratik mahiyette tepkiler değildi; açık tehditti. “Sen beni oyalamaya kalkışırsan, ben de şehirleri sana zindan ederim” tehdidiydi. Hükûmet tehdidi gördü, ilk saatlerde yetkili bir ağızla misliye karşılık verileceğini açıklasa da aslında öyle bir lüksünün olmadığını fark etti ve PKK aleyhtarı bir görüntü vermemek için telâşla hedef şaşırtarak Pensilvanya’yı da sokak provokatörlerinin arasına ilâve ediverdi.
Görüntü gülünç ve iddia uçuk derecede saçma. İfadedeki palavra boşluğunu kapatmak için âcilen, “Biz boşa konuşmayız, elimizde ne belgeler var bizim” frekansına geçilerek, “Zaten MGK’da bu konuyu ele alacağız” sözleriyle algılar bir kere daha uyarıldı.
Suriye denkleminin ucu hâlâ karanlıkta. Devreye ABD girdi ve Türkiye’ye, hangi iknâ edici sebeplerden kaynaklandığını bilmediğimiz tarzda bölgede yeni bir görev tarifi dayatmaya başladı. Hükûmetin ABD’ye ve PKK’ya karşı dik durmasını sağlayacak omurlarında bazı zafiyetler olduğu hissediliyor; buna rağmen hükûmet adına konuşanlar (buna Sayın Erdoğan da dahil) yerine getirmeye mecbur oldukları mükellefiyetleri iç kamuoyuna mâkul göstermek için hâlâ algı yönlendirmesinden medet ummaktalar; işte “Lawrence” buluşu böyle bir iç sıkıntının ürünü ve bu keşfi yapan danışman ekibi yine iyi iş (!) çıkarmış bulunuyor. Helâl!
Kendi eliyle tutuşturduğu kızgın bir sacın üstünde oturan Türkiye için artık algı yönetiminin de dibi göründü. Deniz tükendi. Sair zamanlarda “Bir ok attım kebab oldu” saçmalığına kılıf uyduracak akıllı dânişmendler durumu kurtarabiliyor, en azından siyasi skandalları seçim sonuçlarına yansıtmamak için kamuoyunu “Cambaza bak” numaraları ile oyalayabiliyorlardı. Belki dünya görüşünü hainler-kahramanlar dikotomisi üzerine kuran yaygın çoğunluk için hâlâ bir işe yaradığı söylenebilir fakat ABD ve PKK, gereğinden fazla realist davranarak hükümeti müşahhas adım atmaya zorluyor ve başarıyorlar da.
Şekilde de görüldüğü üzere Hizmet camiasını kum torbası yerine koyup hırsını paralel yapıdan çıkarmak hayli kolay ve zahmetsiz; lâkin paraleli çapraz hale getirmenin, ülkenin ciddi meselelerine bir katkısı yok. Yapılacak en iyi şey, hükûmetin –biraz oy kaybı bahasına- açık diplomasiyi tercih ederek PKK’ya ve ABD’ye karşı giriştiği angajmanın muhtevâsını kamuoyuna açıklamasıdır. [email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016