A.Turan ALKAN
-İşkenceci polis şefi hadisesinde siyasi irâdenin ısrarına ne dersiniz hocam?
- Anlaşılmaz bir iş Çekirge; bir ara iş kanununda şöyle bir tâbir vardı yanlış hatırlamıyorsam: "Eleman temininde güçlük çekilen iş kolları..." diye. Tutuklu sanıklara işkence yapan eleman temininde güçlük çekiliyor olunması, eğer sahih ise sevindirici bir husustur; adı geçen o elemanda ısrar etmenin anlamı ise bilemiyorum; her halde vardır bir hikmeti! Vaktiyle pek berbat işkence suçlarına bulaştığı için başı derde girmiş bir polis şefinin yanında durmak için çok önemli ve geçerli sebepler olmalı; kezâ, onca tercih edilebilir arasında şimdiki içişleri bakanını seçmek ve yanıbaşında durmak için de bizler gibi sıradan ve ölümlü fânilerin bilmesi gerekmeyen şeyleri bilen birileri olmalı.
-Ustalık döneminin kabinesi üstelik?
-E, öyle; bunca zamandır iktidarda olmak büyük tecrübe kazandırmıştır; kimbilir ne kadar liyâkatli isimler bir araya gelecek diye düşünmüştük. İçişleri bakanı doğrusu bir hayal kırıklığı oldu; geçelim.
-Hatada bile bile ısrar, neyin göstergesi sizce, nasıl yorumlarsınız?
-Pek çok sebebi olabilir; meselâ haddinden fazla abartılmış ve metânetine güvenilmiş bir özgüven insana böyle hatalar yaptırabilir; bir başka faktör, "Hata yapsan bile bunu başkalarına hissettirmemelisin" inancı olabilir, yani bir yanlışı hemen değil de arayı hayli soğuttuktan sonra onarmak ve bu esnada "Ben bir insanı tutarsam, ondan kolay vazgeçmem" mesajı vermek... Üçüncüsü düpedüz inatlık. İnat dediğin şey, bakış açısına göre anlam değiştirir; sonunda haklı çıkarsan azimli, kararlı, sebatkâr, sabırlı olursun. Başbakan'ımızın böyle bir anûd damarı var Çekirge. Karadenizlilerin çoğunda var. Belki şahsi karizma denilen şey böyle kusurların da katkısıyla parıldıyor...
-Anûd derken, anlamadım pek?
-İnatçı canım, inadında mübalağa eden, inadında inad eden demek.
-Sizi bir polemiğin kenarında durup yüksek sesle bir şeyler düşünürken görüp şaşırdık; şart mıydı?
-Çok uzun cümle kuruyorsun Çekirge, ama tesbitin doğru; benim tesbitim de doğru çıktı bir gün sonra. Demiştim ki, "Türkiye'de kaliteli polemik yürütmek için gerekli insâni ve entelektül vasıfların pek hasis dağıtılmış olduğunu zannediyorum. Bizde polemikçilik genellikle, ikinci adımdan itibaren 'Bu herifin bana ne gıcığı var ki hakkımda yazıp duruyor?' vehmini kışkırttığı için, 'Ben de senin, zaten senin de filan konuda kırık-çıkığın yok mudur?' şirretliğine dönüşür". Dediğim çıktı ve polemik konusunu bir hayat-memat konusu gibi algılayan bir yazar, derdini öküz metaforu üzerinden izahı seçerek bizde iyi polemiğin niçin yapılamayacağını gösterdi.
-Biraz ateşteki kestane olduğundandır hocam; İslâmcılık kavramı, hükümetin ve kararlı taraftarlarından çoğunun yakın geçmişini niteleyen bir sembol sıfat; tenkid saldırı gibi algılanıyor.
-Tersi de doğru olabilir Çekirge. Saldırıyı tenkid kılıfıyla yapanlar da çıkar. Siyasetin bu tabiatını belki hiçbir zaman anlayamayacağız. Bir meseleye siyasi açıdan yaklaşmak, kâğıt üzerinde tarif edilebilir ama hakkıyla anlaşılması için bizzat damdan düşmek gerekir. Güç insanın tabiatını ateşliyor ve neş'e-canlılık veren oksijen gibi, su gibi "O olmazsa yaşayamam" hissi telkin ediyor insana. İslâmcılığı siyasi bir duruş olarak tarif etmiştim; Müslümanlığı ise ahlâki bir vaziyet alış. Temel mesele şudur- daha doğrusu ömrümüzün en şerefli vazifesi: Siyâsi kararların ve yaklaşımın da ahlâkî olmak durumunda! O zaman siyaseten zarar görürüm diyorsun; eh, görürsen görürsün yani! Siyaseten muvaffak olmak seni iktidara götürür; ahlâken muvaffak olmak ise Allah rızasına, yani Cennet'e. Allah, -mühürledikleri hariç- her insana kalb-i selîm vermiştir, kalb-i selîm şudur Çekirge; kalp, doğru ve ahlâkî olanı tanır, bilir ve ona meyleder.
-Kalb-i selîmden ayrılmamak lâzım hocam, öyle anladım.
-Aferin Çekirge, verdin yine mesajını, ah seni seni...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Dereler düz bağladı; dibi yarpuz bağladı…
14.07.2016 - Pijama dâvâsı
13.07.2016 - Ördek düdüğü
11.07.2016 - ‘Pozitif milliyetçilik’ nedir; nasıl yapılır?
10.07.2016 - Bir ‘şirket’ hikâyesi
8.02.2016 - Eey İzlanda, sen kimsin ya?
7.02.2016 - Dünyanın bütün mustazafları, birleşin!
6.02.2016 - Sert bir Bayram tebriki yazısı
4.02.2016 - Bir ‘flashmob’ videosundan öğrendiklerim
3.02.2016 - Narkotik ihbar!
2.02.2016
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Kimin Umrunda
PKK saldırısında ölen askerin eratın yarısı Kürt. Çanakkale savaşında ölen askerin 4 te biri Ermeni. Kimin Umrunda? Sevgili Genelkurmay 1914 te seferberlikte askere alınan osmanlı tebasının tam listesini internette yayınlayabilir mi acaba ? adı: artin baba adı: agop memleketi: keskin çanakkalede madalya aldı amele taburunda infaz edildi
NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE
baştaki "çatışmada öldürülen askerler "ifadesi yanlış daha da önemlsi hakarettir özür dilemelisiniz.yazınızın geneli bir sorunu ortaya koyup çözüm üretme noktasında yetersiz."Kalemi kapıp her yazı yazan" önce okuruna karşı sorumludur.Böyle bir yazıyı gözden geçirmeden yayınlamak okura verilen değerin göstergesidir.Yazınızdan "Ne mutlu Türküm diyene"sözünden ve milliyetçilerden rahatsız olduğunuz anlaşılıyor.ben de Türküm ve arapla evliyim.Türklüğümle onur duyuyorum.Bu ülkenin kimseyle sorunu yok
Kimin Umrunda
PKK saldırısında ölen askerin eratın yarısı Kürt. Çanakkale savaşında ölen askerin 4 te biri Ermeni. Kimin Umrunda? Sevgili Genelkurmay 1914 te seferberlikte askere alınan osmanlı tebasının tam listesini internette yayınlayabilir mi acaba ? adı: artin baba adı: agop memleketi: keskin çanakkalede madalya aldı amele taburunda infaz edildi
NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE
baştaki "çatışmada öldürülen askerler "ifadesi yanlış daha da önemlsi hakarettir özür dilemelisiniz.yazınızın geneli bir sorunu ortaya koyup çözüm üretme noktasında yetersiz."Kalemi kapıp her yazı yazan" önce okuruna karşı sorumludur.Böyle bir yazıyı gözden geçirmeden yayınlamak okura verilen değerin göstergesidir.Yazınızdan "Ne mutlu Türküm diyene"sözünden ve milliyetçilerden rahatsız olduğunuz anlaşılıyor.ben de Türküm ve arapla evliyim.Türklüğümle onur duyuyorum.Bu ülkenin kimseyle sorunu yok
mirzaaa...
öncelikle güzel yazmışınız hoş yazmışınızda kimle müzakere onu anlayamadım sizin müzakere istediginiz kişiler 1992 yılında namazla dalga geçen kişilerle mi cami imamını kaçırıp öldürenlerle mi bunların dini zerduşluk diyenler mi?siz anlamıyorsunuz ki ortada ne türklük ne kürtlük sorunu var sadece birileri fitnesini zehirini birilerini kullanarak 1000yıllık islama hizmet etmiş topraklara ve torunlarına yaymak ve insanları islamdan uzaklaştırmak... soruyorum kimle müzakere diyorsunuz pkkyla mı?
hasan basan
yuzdıklarınızla ırkçılık yapan sensin.
mümine
yazınızda benim facede paylaştığım birçok şeye yer vermişsin sağoalsın böylelikle okumayanlara da iletilmesine yardımcı olmuşsun.biz lafımızın arkasındayız bu yazıyı yazıp da bugün yapılan teröre lanet yürüyüşüne katılmamış olmanız bunun açık bir görüş yandaşlığı olduğunun açık bir göstersidir.....
yüksel çanlı
iyi güzel de kemalizmin ırkçılık olduğunu yazıyorsunuzda neden PKK NIN NEOFAŞİST BİR ÖRGÜT OLDUĞUNU BELİRTMİYORSUNUZ SAYIN YAZAR....VE İLK EYLEMLERİNİ KÜRT KÖYLERİNE YAPTIĞINI YAZMIYORSUNUZ...BU IRKÇILIK DEĞİL Mİ..KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRANIN ARDINDA ABD VE ONUN UŞAKLARI OLDUĞUNU NEDEN BELİRTMİYORSUNUZ ÜSTÜNE BASA BASA SAYIN YAZAR...
Muhammet
Bence sayın Yüksel haklı,yazınızda üçüncü bir göz olmaya çalışırken PKKnın bugün geldiği noktayı hep es geçmişsiniz.Kaleminizi Türk Faşistleri için cesurca kullanırken Kürt faşistleri için aynı cesareti neden göstermiyorsunuz?