Aydın Selcen
Irak Kürdistanı’nın bağımsızlık ilan etmesi, tanınma demek değil. İş tanınmada. Onun da ötesinde belki öncelikle ABD’nin tasarlanan bağımsız Irak Kürdistan Devleti’ni tanımasında. Ne Ankara, ne Tahran, ne Bağdat IKB’nin bağımsız devletliğini tanıyacağa benzemiyor. Buna karşılık, IKB’nin bağımsızlık ilanı Türkiye’ye tehdit teşkil etmiyor.
Önce bazı galat-ı meşhurları düzeltelim müsaadenizle. Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) üç vilayetten oluşmaz (Dohuk, Erbil, Süleymaniye) ve 2003’te oluşmuyordu da. Zaten bu vilayetlerin idari sınırları da Saddam tarafından keyfi çizilmişti. Örnekse Dohuk’u sonradan Türkiye ile sınıra tampon bölge gibi yapmış, Hristiyan Asuri-Süryanilerden Kürtlere bir denge yaratmaya çalışmıştı.
Sözkonusu üç vilayetten tamamı IKB içinde kalan tek Dohuk vardı. Erbil ile Süleymaniye’nin uçları dışarıda kalmıştı. Musul’un, Kerkük’ün ve Diyala’nın uçları da içeride. Kürtlerin toprağı dağ silsilesi başlayınca başlar kabaca Irak’ta. Daha güzel ifade edeyim, Bağdat’tan kuzeye yola çıkınca çöl, çorak arazi nerede biter, nerede yeşillik, tepelik başlarsa Irak’ta orası Kürdistan’dır kabaca.
1992’de ilk Körfez Savaşı’nın ardından ülkemizin desteğiyle kurulan Uçuşa Yasak Bölge’nin yerdeki yansıması Yeşil Hat’tı. 2003’deki ABD askeri müdahalesinin ardından bu “sınır” biraz ilerledi. Derken IKB’nin 1500 civarında peşmergeyi kayıp vererek yürüttüğü IŞİD’le mücadele bağlamında “doğal” çizgisine ulaştı. Irak Anayasası’nın IKB’nin iç idari hudutlarını belirleyecek geçici 140. Maddesi de fiilen çöp sepetine gitti.
IKB’nin özerkliği, kendi meclisi vs de ta 1970’e dayanır. Bugünkü meclis binası bile o devirden kalmadır. 2005 Anayasası uyarınca Irak bir federasyon, ve Irak Kürdistanı da onun içinde bir bölge oldu. Anayasa vilayetlere de çok güçlü özerklik tanıdı. Tek başına bir vilayet de bölgeye dönüşebiliyor, vilayetler birleşerek de bölgeye dönüşebiliyor. Bu konuları IŞİD tümüyle bertaraf edildikten sonra Musul’un Bağdat’la ilişkileri yeniden düzenlenirken yeniden tartışacağımıza eminim.
Bugün ağzına geleni söylüyor ya, imkan olup Sayın Bahçeli’yi önce Musul’a sonra diyelim 50 km ilerideki Erbil’e götürebilsek ve bilahare Türkiye’ye dönüşte kameralardan, mikrofonlardan uzak bir köşede “hangisinde kendini evinizde hissettiniz” diye sorsak, “Erbil” diyeceğine adım gibi eminim. Neden böyledir? Eğer Balkanlar’a seyahat edip Kosova’da Prizren’e gitseniz misal, neden “yahu buralar bana bir tanıdık geldi” diyecekseniz ondan.
İşin sihri bu. Çiğ bir Arap karşıtı ırkçılıktan söz etmiyorum. Kürtle birlikte savaşmışız, ekmeğimizi bölüşmüşüz, Ermeni Soykırımı gibi en karanlık, kanlı sayfaları dahil tarihsel ortaklıkta bulunmuşuz. Birleşmiş Milletler’in atası Cemiyet-i Akvam’da 1926 Ankara Anlaşmasıyla sonuçlanan süreçte, Osmanlı’nın Musul Vilayeti’nin Türkiye’ye katılması gerektiğine dair savunmamızı “kamuoyu yoklamaları yapın, referandum yapın, bakın göreceksiniz, Iraklı Kürtler yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmak istiyor” savına dayandırmışız.
“Geç bunları tarihte kalmış” derseniz, bugüne gelelim, bugün insanların size davranışı da o farkı hissettirir. Ben Erbil’de üç yıl üç ay hasbelkader Türkiye’nin ilk başkonsolosu olarak yaşadım. Ailemle birlikte yerlere kadar camları olan, bahçe içinde bir evde oturdum. Ne kapımı bir gece kilitledim, ne kapımda biri bekledi, ne camlarımda demir, ne bahçenin alçak duvarlarında tel örgü vardı. IKB sınırları içinde her yere gittim. Hiç bir yerde düşmanca davranışla karşılaşmadım, aksine hep ayrıcalıklı konuk gibi başköşeye buyur edildim.
Buraya kadar okuyanlardan biliyorum “ya Türkmenler?” diyerek bana küfür edenler olacaktır. Olsun, “küfür ruhun yelpazesidir”. Irak Kürtlerinin ayıplarına, hem şu (yine) galat-ı meşhur “soydaş ve akraba” topluluklar konusuna gelelim. İki toplum arasına kan 14 Temmuz 1959’daki Kerkük Türkmen Katliamı’nda girmiştir. Ayrıca Türkmenlerin mukim olduğu Erbil kaleiçini IKB hükümetinin boşalttığı ve ortasına gereksiz boyutta bir IKB bayrağı diktikleri gerçektir.
Buna karşılık, akılcılığa dayalı dış siyasette, hele 30 ila 40 milyon tahmin edilen dünya Kürt nüfusu toplamının yarısının kendi ülkesi yurttaşı olan Türkiye’nin, Orta Asya, Azerbeycan, Gagavuzlar, Balkanlar’da “evlad-ı fatihan” derken, iş Irak ve Suriye Kürtleri’ne gelince kekeme olduğu da gerçektir. Tarihimizde yalnızca Yavuz Sultan Selim’in değil İstanbul’u aldıktan sonra “Kayser-i Rum” ünvanını da kullanan Fatih Sultan Mehmet’in Anadolu’da Türkmen katliamları yaptıkları, Türkmen beyliklerine ve Akkkoyunlular (Otlukbeli 1473) gibi Türkmen devletlerine son verdikleri de.
Dolayısıyla herhalde ırk temelinde kurulduğu iddia edilemeyecek Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel dış siyasetinin “soydaşlık ve akrabalık” temellerine oturtulması akılcılık değildir. Üstelik, bu kavramların tanımının yapılması dahi bilimsel ve siyasal açıdan güç hatta olanaksızdır. Nereden biliyorum? Çünkü 2001’de girdiğim Dışişleri Başkatiplik Sınavı’nda saatlerce bu soruyla cebelleşip, “ne yazarsam idarenin hoşuna gider” diye beyhude kafa yoran benim.
Tarihten, yine coğrafyaya dönelim. Vilayetlerden bahsettik, vilayet merkezi eşadlı kentlerden değil. Kerkük derken, bir uçtan diğerine 120km olan petrol sahası, Arap yoğun Havice yöresi dahil vilayet, vilayetin petrol sahası dahil Havice hariç IKB denetimindeki kısmı ve keza IKB denetimindeki Kerkük kentini birbiriyle karıştırmayalım. Mezopotamya’ya Anadolu’dan önce gelmiş olan Türkmenler Erbil’de olduğu gibi Kerkük’te de kaleiçinde (“citadel”) mukimlerdi. Kerkük’te de kaleiçini Saddam boşalttı.
Geçtiğimiz günlerde, Bağdat’ta çok zor koşullarda çok başarılı işler çıkaran Sayın Büyükelçi Fatih Yıldız’la sosyal medya üzerinden medeni bir diyalog geçti aramızda. Sayın Büyükelçi özellikle Kerkük’ün referandum kapsamına dahil edilmesi konusundaki soruma cevaben (anladığım kadarıyla askeri müdahale, sınırın ve/veya petrol boru hattının kapatılması dahil) tüm somut uyarıları Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun IKB Başkanı Mesut Barzani ile görüşmesinde evsahibine ilettiğini ima etti.
Bence, Irak Kürdistanı’nın bağımsızlık ilan etmesi, tanınma demek değil. İş tanınmada. Onun da ötesinde belki öncelikle ABD’nin tasarlanan bağımsız Irak Kürdistan Devleti’ni tanımasında. Ne Ankara, ne Tahran, ne Bağdat IKB’nin bağımsız devletliğini tanıyacağa benzemiyor. Buna karşılık, IKB’nin bağımsızlık ilanı Türkiye’ye tehdit teşkil etmiyor. Bunun altını zaten IKB Başkanı Barzani defaatle çizdi.
Askeri müdahale bir yana, petrol boru hattının ve/veya Habur’u kapatmanın dahi, eğer Başkanlık Seçimi gerçekten bir akıl tutulmasına yol açmazsa, uygulanabilir ve sürdürebilir önlemler olmadığını düşünüyorum. Umarım gelişmeler beni yanıltmaz ve tarihsel bir yanılgıya düşmemiş oluruz. IKB Planlama Bakanı Dr. Sindi’nin 16 Ağustos’taki Ankara ziyaretini bu bağlamda somut olumlu bir adım olarak görüyorum.
Bağımsız IKB ile başta enerji, ticaret, kültür ve bölgesel güvenlik konularında ikili ilişkilerimizi nasıl sağlamlaştırır ve derinleştiririz bir başka yazıda konuşuruz. Fakat İngilizce bilen okurları düşünceye sevk etmek için şu Reuters haberi şimdilik burada bulunsun: Rosneft, traders lend more to Kurdistan ahead of referendum.
*Türkmen bahsinde zihin açıcı ilave okuma kabilinden değerli hocalarımız Tanıl Bora’nın Birikim’de çıkan “Malazgirt” ve Tayfun Atay’ın Cumhuriyet’te çıkan “Totem ve Kurban” yazılarını buraya ekliyorum.
**Orta 2’den lise sona dek aralıksız beş yıl Fransızca edebiyat, gramer, redaksiyon hocam olan Mişel Tagan vefat etmiş. Olağanüstü bilge bir insandı. Üzerimde emeği çok büyüktür, ne yapsam hakkını ödeyemem. Mekanı cennet olsun.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024