Aydın Selcen
Şu kamu spotunda olduğu gibi: “Sürat felakettir.” Yahut lastik reklamını anımsayalım: “Kontrolsüz güç, güç değildir.” İçeride de, hemen çevremizde de böylesi bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Gelişmeler yine artan ivmeyle üzerimize geliyor. Dikkatimiz dağınık. Üstelik içeride hem yıkıcı etkileri ağırlaşan ve giderek denetimden çıkan bir ekonomik bunalım, hem toplumsal kutuplaşma, bölünme hatta çözülmeyle uğraşıyoruz.
Kafamızı kümesimizden dışarı uzatıp, ortalığı kolaçan etmeden önce içeride biraz duralım. Sözünü ettiğim toplumsal çözülme, “toplumken, toplama dönüşme*”, düz anlatımla güruhlaşmak demek. YSK’nin İstanbul kararının tamamladığı resimle cumhuriyetin temellerini dinamitleyen “anti-hukuk**” ortamının kalıcılaşması, normlaşması da demek. Ekonomik bunalım ise bir nükleer santralde, reaktörün iç çekirdeğinin çeperlerinin erimeye başladığı an gibi, geri dönmesi olanaksız yıkım aşamasına yaklaşıyor: Karadeliğin olay ufkundayız.
Yönetim ise ulusal ekonomideki içe çöküşü, yine ısrarla bir sonraki seçimi kazanmaya odaklı bir ileri kaçışla karşılama eğiliminde. Hastalığı tedavi yerine, semptomlarını görünmez kılmaya çalışmakla meşgul. Genel anlamda, tedavi yerine teselliyi yeğliyor. Aynı, diplomasiyi halkla ilişkilerle ikame etmek, hariciyeyi bir tür ön büro yahut yazmanlık işlevine kısıtlamayı tercih ettiği gibi. Atılan adımlar, iyice kapalı devre bir dar çevre içinde tezgâhlanıyor. Belirsizlik, yönetim içinde eşgüdüm eksikliği, bürokraside silolaşma ve tepeden aşağı işleyiş yerleşik. Kireçlenme had safhada.
Şapkadan çıkarılan ilk tavşan Öcalan’a sekiz yılın ardından verilen görüşme izni ve onun önceden hazırladığı anlaşılan metni avukatları aracılığıyla duyurabilmesine olanak tanınması. Öcalan, 2013 Newroz’una atıfta bulunuyor, demokratik siyaset ve onurlu barış kavramlarını yeniden sahnenin ortasına itiyor. Küçümsenmemeli, değersizleştirilmemeli, ıskalanmamalı. Yönetimin zamanlama niyeti ne olursa olsun, Öcalan’ın çağrısının 23 Haziran seçimiyle ilgili olmadığı açık. Eğer aşırı milliyetçilik yüklemesiyle berkiltildiği varsayılan toplumdaki kökten çürümenin önüne geçilmek isteniyorsa, Öcalan’ın kapalı iletilerini doğru açımlama ödevi hepimize ait.
Suriye’deyse Ankara-Moskova-Kürtler ve Ankara-Vaşington-Kürtler üçgenleri hareketli. Tahran ve Şam söz konusu üçgenlerin dışında ama resmin kuşkusuz içinde. Arka planda ise S-400’lerin siyasi kararla ötelenmesi ve 23 Haziran seçimlerinin ardından ABD ile ilişkilerde zoraki onarımla birlikte parasal kaynak yaratma ve F-35 programına geri dönüş olasılıkları beliriyor. Moskova, herhalde Türk-Amerikan ikili ilişkilerindeki onarımı kendi çizdiği çerçevede tutmak peşinde. Neyi, ne kadar, neye karşılık Ankara’ya vereceğini, o hedefe, kendi ulusal çıkarlarına göre oranlıyor.
Idlip’in coğrafi büyüklüğü, TSK denetimindeki Bab ve Afrin ceplerinin toplamı kadar. İçinde yaşayan, oraya doluşmuş sivil nüfus sayısının ise üç milyonu bulduğu sanılıyor. Esat’ın Rus Hava Kuvveti desteği olmadan orada harekât yürütmesi olanaksız. Rusya, Şam’ın Idlip’in tamamını ele geçirme iştahına ket vuruyor. Buna karşılık, kendi Hmeymim Hava Üssü’nü tehdit eden HTŞ saldırılarının kaynağı Mudik Kalesi (“Qalaat Al Mudiq”) köyünü almak ve Şam-Halep M5 karayolunu işler kılmak gibi erişilebilir hedeflere yöneliyor.
Moskova, yerde hastane, sağlık ocağı, klinik, insanların yaşayabilmesine olanak veren ne var ne yok acımasızca silerek yürüttüğü hava bombardımanına Ankara’nın sessiz onayını almış durumda. Söylenen, Ankara’nın ödül olarak Ruslardan Tel Rifat’ı alıp, Bab ve Afrin ceplerine katarak tam bir dikdörtgen bölge oluşturması yönünde uzlaşıya varıldığı. Üçgenin dışında ama resmin içinde olduğunu belirttiğim Tahran ve Şam bu al-vere nasıl yaklaşacak, orası belli değil. Tel Rifat’ı “almak” Türkiye’nin Suriye’de kalıcı olduğunu, Suriye’nin bölünmesini kalıcı kılacağını göstermiyor mu, o da başka mesele.
Öcalan’ın yapmasına izin verilen açıklama, acaba yukarıda değindiğim diğer üçgenle mi ilgili? Öcalan, SDG’yi Türkiye’nin kaygılarını dikkate almaya davet ediyor. ABD Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Jeffrey, S-400 alımının ertelenmesini elde ettiyse, YPG/YPJ’yi Fırat’ın doğusunda 30 km. derinliğinde ve münhasıran TSK denetiminde olacak bir güvenli bölgeye razı mı etti? Doğrusu, hiç olası gözükmüyor. Kendi de henüz anlaşma olmadığını belirtti. YPG/YPJ’nin, TSK’nin Afrin’den çekilmesine karşılık, çok daha daraltılmış ve denetimi çok taraflı olacak bir güvenli bölgeye razı olacağı sızdırılmıştı. Şimdi, namlu ucunda hem Tel Rifat’tan olacak, hem kendi denetimindeki yerleşim birimlerini TSK’ye mi devredecek?
İktidar, anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’ta linç edilerek öldürme girişiminden, YSK’nin seçimi iptal hukuk rezaletinden, 1 Mayıs’tan aradığı gerilim kıvılcımını çıkaramadı. Acaba şimdi Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ve Tel Rifat üzerinden bir zafer, fütuhat öyküsünün mü peşinde? Sineğin yağını çıkartmak adına, o niyet muhtemeldir. Bunların tümü, diplomasi ve müzakere yerine, özellikle kapalı tek adam rejimlerine özgü arka oda pazarlıklarının, algı yönetiminin, hesap vermezliğin doğurduğu pervasızlığın ikame edilmesi, sağduyu, uzgörü eksikliği göstergeleri.
Yapılacak iş, çatışma alanlarını azaltmak, çatışma yerine müzakereyi öncelemek. İletişimin kopuk olduğu Şam, Tel Aviv, Kahire gibi başkentlerle yeniden diplomatik ilişki tesis etmek. Libya’da Hafter, Sudan’da halk muhalefeti, Suriye’de PYD gibi oyuncularla uygun temas kanalları açmak. ABD’nin Ortadoğu Barış Planı ve İran yaptırımları gibi konularda AB gibi uluslararası kuruluşlarla birlikte hareket edip, destek aramak. Güvenlikçi politikalara hepten yüklenip, zaten boş olan kasanın dibini delmemek. Bu saydıklarımın hiçbirinin olacağına dair zerre emare görmediğimi de eklemeliyim.
Öyleyse dönelim gündeme: 23 Haziran artık bir Türkiye seçimi. Erdoğan ile İmamoğlu arasında değil, demokrasi ile anti-demokrasi, hukuk ile anti-hukuk arasında. Belki gelecek ile geçmiş arasında da. Seçim tekrarlanıyor ama bu seçim aynı seçim değil. Bunu bilmek gerek. Ülkenin tüm demokrasi güçlerinin bir amaç birliği içinde ayık ve zinde olması, karadeliğin olay ufkundan dönmeyi becerebileceksek zorunlu.
*Özgün deyim Sayın Kadri Gürsel’in.
**Özgün terim Sayın Ali Topuz’un.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024