Aydın Selcen
Baştan bir zorunlu açıklama -izin verirseniz: Amacım kesinlikle “ekonomi gazeteciliği” değil. Örnekse, Çiğdem Toker ve Bahadır Özgür gibi çok yetkin isimler, emekle, araştırarak, belgesiyle, rakamlar da vererek o işi bihakkın yapıyor. Çapım onların yanına yaklaşmaya elvermez. Burada “İHA bakışı” bir biçimde, çoğu zaman birbirlerine ya refleksif ya kötü niyetle harmanlanarak pompalanan Türkiye-Irak Kürdistanı (IKB) petrol ticareti ve Suriye Kürtlerinden petrol kaçakçılığı anlatısının ardına bakmaya ve sizlerle bildiklerimi, öğrendiklerimi, (bazı bölümlerine “Gözden Irakta” kitabımda yer verdiğim) yaşadıklarımı ve düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım.
Bağlamı ve gerekçesiyse son dönemde yeniden, Ziraat Bankası’nın Virgin Adaları’nda kurulu isimsiz bir şirkete verdiği 1.6 milyar dolarlık krediyi “batırması”, oradan hareketle söz konusu şirketin esasen Mehmet Emin Karamehmet’e ait olması, o dolayımla da anlatının Karamehmet’in büyük ortaklarından olduğu Genel Energy’ye ve Genel’in IKB’deki sahalarından çıkardığı ham petrolü, neden ve nasılsa, Kuzeydoğu Suriye’deki sahalardan ham petrolle harmanlayıp, Türkiye’ye kaçak sokmaya karıştırılması. Özetlersek, bir yanda Irak’ın bölücüsü IKB, yanında Suriye’nin PKK uzantısı YPG, kaçak petrol çıkarıyor, bunu Türkiye üzerinden küresel pazarlara arz ediyor. Üstelik işin içinde Genel’in gerisinde Karamehmet gibi tanınır bir iş insanı, onların da ardında kamunun Ziraat Bankası ve demek ki Erdoğan iktidarı var.
Bunların hiç biri doğru değil. Yeri gelmişken: Yirmi yıllık hariciye mesleğimden son görevim Erbil Başkonsolosluğu’nu 3 yıl 3 ay ifa ettikten sonra 2013 yılı Haziran başında istifa ettim. O dönem Mehmet Sepil’in davetiyle Genel Energy’de Pars Kutay’ın yanında siyasal danışmanlık yapıp, bir buçuk yıl sonra 2015 yılı başlarken oradan da kendi isteğimle ayrıldım. Bunların ayrıntısını da kitabımda yazmıştım ama madem yeri geldi, anımsatmakta yarar var. Özetle, 2015 yılı başından bu yana ne devletle, ne Genel’le herhangi bir ilişkim yok. Anlatının söz konusu “batık kredi” boyutunun ötesinde beni rahatsız eden yönü, asıl öykü olan Türkiye’nin nasıl olup hemen yanı başındaki IKB’de ve Kerkük sahasında başat oyuncu olabilecek bir yatırımcıya dönüşmek yerine adeta şark kurnazı bezirgan konumuna razı oluşu.
Konunun Karamehmet ve kredi boyutunda, TURKCELL’in devlet tarafından “stratejik” olarak sınıflandırılıp, Türkiye’de kalması var. Aynı devlet (?) neden Karamehmet’i senelerdir silkeleye silkeleye bitiremez, Yapı Kredi’den Digiturk’e, Çukurova’dan Turkcell’e dek elinde ne varsa paylaştırır, o tarafını bilemem. Değil Karamehmet düzeyinde, mahalle bakkalı olacak kadar dahi girişimcilik bilgim ve deneyimim olmadığı için de bu durumun ortaya çıkmasında kendi kararlarının etkisi ne kadardır, onu da yorumlayamam. İş dünyasında kimse kimseye hayır-hasenat yapmaz, o kadarı açık. Londra’daki tahkim kararı gereğince Karamehmet’in Rus Alpha Grubu’ndan TURKCELL hisselerini almasını teminen Ziraat Bankası krediyi veriyor, güvence olarak da Genel Energy dahil Karamehmet’in elindeki hisselere rehin koyuyor, konu bu.
Aynen daha önce İş Bankası’nın uygulaması gibi. Nitekim, hisseleri Londra Borsası'nda işlem gören halka açık Genel Energy şirketinde halen % 6.5 ortak, akabinde devralmak durumunda kaldığı ve sat(a)madığı hisseler dolayısıyla İş Bankası. Bu defa da, Ziraat Bankası TURKCELL hisselerini alıyor, Karamehmet’in elinde Genel Energy ortaklığı kalıyor. Bu işlemler de gizli-kapaklı değil haliyle. Genel Energy hissesi değer kaybetmiş, oradan Ziraat Bankası kazık yemiş. Başka neyi güvence tutacaktı banka? Genel Energy’nin neredeyse yarı yarıya değer kaybı, petrol fiyatlarının çakılması, Bağdat-Erbil gerilimi ve Bağdat’ın IKB’ye ödemeleri aksatması, IŞİD’in Erbil’in kapısına dayanması gibi somut nedenlerden kaynaklanıyor, birilerinin perde gerisinde ayak oyunları oynamasından değil. Dediğim gibi Genel zaten halka açık. Ayrıca IKB’nin petrol gelirleri de Deloitte şirketince denetlenip, denetleme raporları da IKB hükümetinin ve önceki dönemde petrol bakanlığının internet sayfalarına konuyor.
Genel’in kuruluş öyküsünü Mehmet Sepil defalarca, farklı yerlerde anlattı. Karamehmet’in eleştirilen “gözü karalığı” olmasa, demek bu yatırım ya gerçekleşmeyecek yahut çok gecikecekti. Tumturaklı eski hariciyeci ağzıyla “istifham işaretinin çengeli zihne takıldı”: Acaba Karamehmet’in “ilk günahı” bu muydu? Genel Energy’nin ikinci günahı ise belki Londra Borsası'nda halka açılıp, “reverse takeover” yoluyla İngiliz ortak bulmasıydı. Bu yolla Genel kendini hem hukuksal hem siyasal bakımlardan güvenceye almış oldu. Bir başka deyişle olası çullanma, çökme, silkeleme işlemlerinin dışında böylece kalabildi. Genel’in bugünkü ortaklık yapısı o günden farklı kuşkusuz. Günümüzde Bilgin Enerji gibi Ankara’da kurulu şirket, Hasan Gozal gibi Bağdat’ta da etkinliği olan Azerbaycanlı iş insanı gibi ortaklar Karamehmet ve Nat Rotschild gibi orijinal kadrodan devam eden oyuncularla yan yana.
IKB’den Türkiye’ye petrol taşımacılığının ayrıntılarını Tolga Tanış “Potus & Beyefendi” kitabında en güzel biçimde yazdı, dileyen okur ilgili bölüme göz atabilir. Ekleyeceğim, Ankara’nın küçük hesap peşinde, yatırımcılık yerine herhalde siyasal kaygılarla taşımacılığı yeğlemesi. O günkü “lastik tekerlekli boru hattı” ilkel düzeneği geride kaldı. Ancak bugün de boru hattından Erbil’e bire beş oranında Bağdat’tan farklı “Kürt primi” uygulaması sürüyor. Yoksa, IKB’nin Türkiye’ye piyasadan ucuza petrol satması mümkün değil, zira Irak anayasasına aykırı. Hangi boru hattı? Kerkük-Ceyhan ikiz hattının Türkiye sınırına olan dek bölümü IŞİD (yahut atası oluşumlarca) tahrip edilmişti. IKB, pragmatik bir yaklaşımla, hızlı çözüm üretti. Dohuk’a kadar olan ve henüz kullanılmayan doğal gaz hattını dönüştürdü. Ayrıca Dohuk’tan sınıra olan 50 km'lik araya kendi (Kerkük’ün kuzey kubbesi Hurmala’yı işleten yerel) Kar Group eliyle yeni bir hat inşa etti. O parçada kullanılan boruları da Kar, Tosyalı Demir Çelik’ten satın aldı.
Bu “by-pass” operasyonuna Bağdat itiraz edip, anlaşma gereği Paris’te tahkime başvurdu. Münhasıran hukuksal pencereden bakılırsa, yıllardır karara bağlanamayan tahkim süreci sonucunda Türkiye’nin Irak’a on milyar dolar mertebesinde tazminat ödemesi söz konusu ve hatta kuvvetle olası. Ancak konu siyasal, dolayısıyla ne mahkeme adım atabiliyor, ne Bağdat bastırabiliyor, süreç tarafların sessiz rızasıyla sürüncemede kalmaya devam ediyor. IKB, 2017 bağımsızlık referandumu girişiminin ardından Kerkük’ün orta kubbesinin (Avane) ve bağlantılı sahasının (Bey Hasan) kullanımını Bağdat’a yitirdiğinden, boru hattına günlük yüz bin varil de ulusal petrol şirketi SOMO eliyle “Irak petrolü” konuluyor. Bu ürün de çoğunlukla sınırdan ayrı hat üzerinden TÜPRAŞ’ın Kırıkkale rafinerisine sevk ediliyor. Kalan “harman” Ceyhan’dan küresel pazarlara arz ediliyor. Bu işlemlerin “sahibi” IKB hükümeti, zira Genel Energy gibi IKB’de faal uluslararası petrol şirketleri (“IOC”ler) ürünlerini IKB hükümetine kuyu başında satıyor. Özcesi, alım-satımda Ankara’nın muhatabı Erbil, başkası değil.
Suriye’deki petrol küresel açıdan dikkate alınacak hacimde değil. Bu konuda daha önce yine burada yazmıştım. Varsa kaçakçılık, zorunlu olarak Rojava’dan IKB ve Şam yönlerine yapılıyor. Genel Energy gibi IKB’de faal IOC’lerin kendi petrollerini Suriye’ye taşımaları, yahut Suriye petrolünü kaçak yoldan alıp, kendi ürünlerine harmanlamaları akla aykırı olduğu gibi, mümkün de değil. Son MSB Akar’ın Erbil temaslarında ele alındığı varsayılan ve herhalde Fırat’ın doğusuna yapılacakken akim kalan askeri harekât yerine ikame edilmesi öngörülen askeri yoldan Musul’un batısına inme planı da muhtemelen bu kaçakçılıktan YPG’nin nemalanmasının önünü almaya yönelik. Kaldı ki, değindiğim Kerkük-Ceyhan “by-pass” hattını yapan Kar’a artık yüzde altmış oranında Rus Rosneft ortak ve Rosneft de IKB’de faal IOC’lerden kendi ücretini kesiyor.
Sonuç olarak, Ankara TPAO/TPIC içinden yarattığı ve zamanında Petrobras veya SOCAR ayarında bir uluslararası oyuncu olması öngörülen TEC aracılığıyla IKB ve Kerkük petrol sahalarına egemen olmak, genelde Suriye ve Irak Kürtleriyle sağlıklı, uzgörülü, karşılıklı bağımlılığa dayalı ilişkiler geliştirmek, özelde IKB’ye hem IŞİD’le askeri imtihanında, hem Bağdat’la mali çekişmesinde zamanlı ve içten destek sunmak, benzer biçimde Kobani’yi de IŞİD saldırısına karşı yalnız bırakmak gibi seçimler yaptığından, ancak boru hattından aldığı yüzdeyle yetiniyor. Muhalifler de, Erdoğan’ı veya tek adam rejimini eleştirelim derken sözü dayanamayıp bölücü Kürdün kaçak petrolüne getiriyor. Halbuki, şu meşhur “büyük resim” gözümüzün önünde sere serpe duruyor. Zamanında 2010 Mart ayında Erbil’de göreve başlamadan önce talimatlarını almak üzere yanına uğradığım enerji işlerinden de sorumlu Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Hakkı Akil’in “bu fırsatı da kaçırırsak, tarihe geçeriz – ama tersten” dediği hatırıma geliyor. Geçiyoruz, hatta geçtik bile. Emeği geçenlere teşekkürler. Müsterih olsunlar, Kürt anasını göremeyecek.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024