Aydın Selcen
Düşünmeye cüret etmek, yüzleşmenin ilk adımı. Yüzleşme, dönüşüm için zorunlu. Bunun için siyasal iradenin marşa basması ve kamuoyunun da aydınlatılması gerekiyor. Düşünmek, ciddi iş. Görüngüsel bakımdan, ben aylak aylak Fenerbahçe Burnu’nda yürürken örnekse, bir banka oturup denize bakmaya başladığımda yanıma da diyelim her gün aynı saatteki öğle yürüyüşünü yapmakta olan merhum Kant oturabilir. Dışarıdan bakış, yapılan eylemde, görüngüde bir fark yoktur. Oysa gerçekte bankta bir avanak ile bir filozof yan yana oturmaktadır.
Demek ki, eski sorulara yeni yanıtlar bulmak ve yeni sorular sormak yükümlülüğümüz var. Doğru sorular birer düşünce filizi. Sıkı, deneme gibi dolu bir köşeyazısı, bir kitabın en azından bir bölümüne belki, bir temel oluşturabilir. Düşün besini (“food for thought”), düşünceyi tahrik (“thought provoking”) veya kutunun dışında, sıradışı düşünmek (“thinking out of the box”) gibi terimler, gördüğümüz üzere hep ithal. İlginç biçimde, “40 yaşın üzerinde kimseden öğüt almayın” veya “kork, kork, kork…” yollu tiradlarında Sedat Peker de bunu cesaretlendirir gibi, şimdilik.
Üstelik bu sözleri onun ağzından duymak, bana öyle geliyor ki, hedef kitle açısından aynı sözlerin bir öğretmenin, bir kanaat önderinin, bir siyasetçinin ağzından çıkmasından daha adrese teslim etki yapıyordur. Dördüncü bölümdeki, “Allah Allah, ben size mesih olduğumu mu söyledim?” girizgâhı ise, abartacağım ama, basbayağı devrimci bir ön açıklama notu bence.
Salt iletişim açısından da, Peker’in izlenme oranı, çokkatlı binasında bini aşkın personeliyle kamu olanaklarının yani vergi mükellefi yurttaşın parasının sefasını kimseye hesap vermeden süren Fahrettin Altun’a da, siyasal iletişim esnafına çuvalla para akıtan anamuhalefete de ders niteliğinde. Peker, kitlesini büyütüyor, kendi ötekisine erişmeyi başarıyor, devletin birliği ve yasal gücünün yani niteliğin karşısına niceliği, çoğulluğu çıkarıp, safını kalabalıklaştırıyor. Özetle, iletişimsel bir huruç harekâtı yürütüyor.
Şimdi gelin, güncel gelişmelere bakıp, onların aynasında kendimize dönelim ve birlikte bazı düşünce fideleri dikmeye çabalayalım. Bu beyhude girişimin karşılığı iyi olasılıkla “sen o işleri bırak da…” yahut “icat çıkarmayın kardeşim” olur. Çoğunlukla gerilip, hız alıp, koşup gelip uçarak kafa attığınız o duvarın en fazla sıvası çıtlar, hiçbir kökten dönüşüm olmaz. Boş bakan gözlerle, “zavallı, deli herhalde” bakışlarıyla karşılaşırsınız. Dudak büken, kibirli bir istihza da olabilir: “Pek saf, hiç anlamamış” yollu. Ya da en iyi ihtimalle: “Ne alakası var birader?”
Bir diğer olasılık da babacan bir tutumla duyacağınız “genç arkadaş fevri” tepkisidir. İşte onun için sonunda gider Fenerbahçe Parkı’ndaki banka yalnız oturursunuz. Yanınıza da Kant’ın gelip çöktüğünü hayal etmeye başladıysanız, artık oldunuz demektir, geçmiş olsun. Bir büyükelçim tam ayaküstü mesai başlangıcı sohbetinin en tatlı yerinde aniden ellerini çırpar, asık suratla “hadi çalışalım kardeşim” deyip, dönüp arkasını makam odasına giderdi. Öyle yapacağım –herhangi bir öncelik sırası da gözetmeksizin.
Kuruluş, kurtuluş, savaş, iç savaş, devrim, darbe: “her şey bâtıni! göl / kendi dibindeki batıktan / başka nedir?” -Hilmi Yavuz. Ya, iç soğuk savaş? “Kulturkampf” dediğimiz, yerelde bu mu? Tarihimizi, tarihçilerimizden değil yazarlarımızın kaleminden okuma eğilimimiz böyle bir ortak travmayı ilanihaye bastırma itkisinden de mi kaynaklanıyor?
İsrail’inki, sıradışı bir başarı öyküsü: Terörizm ve etnik temizlik yoluyla devlet kurmak, çölü yeşertmek, bölge ülkeleriyle savaşları kazanmak, neredeyse bin yıl önce unutulmuş bir dili canlandırmak, nüfus artışı ve ekonomik istikrar sağlamak. Ancak gelinen yerde İsrail, o seküler, sol-sosyalist kurucu nüvesini yitirmiş veya imha etmiş, kendi toplumunda sürdürülemez toplumsal çelişki ve gerilimler belirmiş, siyaseten yönetilemez duruma gelmiş gibi gözüküyor.
Hepsinden önemlisi, bugün ortaya çıkan durumda, Filistinli Arap nüfusun yüzde kırklara vardığı ülkenin kuzey kesiminde bulunan Lod gibi yerleşim birimlerinde bir iç savaş ortamı oluşuyor. Milliyet ve yurttaşlık birbirleriyle çelişiyor. Bu durum, İsrail düşüncesinin iflâsı demek. Ayrıca terse, yani İsrail’den geriye hatta Almanya’ya göç de yaşanılamazlığın bir diğer göstergesi. “Nefes alamıyorum” haykırışında olduğu gibi.
Ya Edward Said’in ünlü taş atan fotosunu “saygıyla, rahmetle anıyorum” notuyla paylaşan İbrahim Kalın’a ne demeli? Kalın’la zerre uyuşmadığımız kesin. Ancak Kalın’a eğitimsiz, bilinçsiz denebilir mi? Kalın bu ülkede Barış Akademisyenleri’ni süründüren iktidarın, düzenin, rejimin düşünürlerinden ve tek adamın sözcülerinden. Öyleyse, Kalın da Peker gibi “aklımı tatile çıkardım” mı diyor bize, yoksa “hepinizi ahmak yerine koyuyorum” mu?
Oradan devam edelim. Siz hiç Ömer Çelik, Fahrettin Altun, Mahir Ünal, İbrahim Kalın gibi kendilerine düşünür-yazar payesi veren siyasal islâmcılardan birinin mertçe ortaya çıkıp, yazılı veya sözlü kafa kafaya bir entelektüel tartışmaya girdiğini yahut onu geçtim, soru alıp, yanıtladıklarına tanık oldunuz mu? Olmadıksa neden bu böyledir? Atar-gider yapmakla, sosyal medya trolluğuyla kültürel hegemonya kurulabiliyorsa demek.
Toplumu bir arada tutan dikişlerin gerildiği bir başka ülke Fransa. Muvazzaf subaylar ikinci muhtıramsı makale/bildiriyi aynı dergide yayımladı. Genelkurmay Başkanı sert çıktı. Konunun hukuksal yönü yani askerin siyasete dahlinin kısıtı açık. Buna karşılık bildirinin dili özenli, içeriği dolu. Toplumsal entegrasyon, laiklik, evrensel aydınlanma iddiası, tarihle yüzleşme, Napolyon’un 200. ölüm yıldönümü ve 2022 seçimlerinde DeGaulle’ün mirasına sahip çıkma örneklerinin yeniden gösterdiği üzere geçmişi tarihleştirme, ortak vatan izleklerinde Fransa örneğindeki sınamalar ufuk açıcı özellikler barındırıyor.
Hindistan da mantıktaki “üçüncü halin olmazlığı” kuralını (“ayran ve mabad” meselini anımsayalım) doğrulayan bir diğer örnek. O denli yaygın fakirlik, kast sistemi, gelir dağılımında, eğitimde ve temel altyapı hizmetlerine erişimde eşitsizlik, yolsuzluk, kötü yönetişim. Üzerine dünyanın en büyük demokrasisi olmak iddiasının seküler temelini dinamitleyen milliyetçi bir otoriter tekadam. Özetle, bir büyük boşlukta bozulmuşa benziyor büyü.
“Turpun büyüğü heybede” denir ya, yüz küsur yıllık “ebedi şef-parti devlet” yöntemini “üçüncü yol” diye dünyaya pazarlayan Çin’in orta vadedeki durumunun Hindistan’ı aratıp, aratmayacağını birlikte göreceğiz. Sözde Çin pandemiden erken kurtuldu, ekonomik olarak da fazla sarsılmadan çıktı. Küresel tedarik zinciri değişmedi, aynı kaldı. Oysa Hong Kong, Uygurlar, Burma’da askeri yönetime destek hatta güncel bir örnek olarak Alibaba’nın hem yatırımcıya hem Beijing’e şirin görünmekte giderek zorlanması bize başka öykü anlatıyor.
Öte yandan, sanki demokrasi derinleşip, ileri gittikçe vizyoner lider kavramı gözden düşüyor. Yerini Hollanda’da Rutte, Almanya’da Merkel gibi “tedvire memur” yönetici profiline bırakıyor, “önderlik” artık aranmıyor. Bu durum belki biraz da “dış politikanın sonu” anlamına da geliyor. İlginç olan taraf, Almanya’da Yeşiller iktidarın kulpuna soldan sıkıca yapışırken, komşusu Fransa’da Marine Le Pen sağdan aynı konumda. Acaba oy verme örüntüleri, eğilimleri şu tanıdık kamuoyu şirketlerinin bizlere gün be gün anlattıkları denli düzayak olmayabilir mi?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu (ki seçim bölgesi bakımından turizmci) Alman meslektaşıyla Berlin’de podyuma çıkıp turistle muhatap olacak yurttaşın aşılanacağı güvencesi vermişti. Turizm Bakanı Ersoy’un (zaten turizmci) orada durmayıp, işi neredeyse kulağa mandal taktırmaya varan videosu üzerine tüy dikti. Aynı Çavuşoğlu, Filistin dosyasında laik cumhuriyetin bakanı olduğunu, hatta düpedüz egemen bir ülkenin dışişleri bakanı olduğunu unutup, “ümmet böyle istiyor” da diyebildi. Tanı koymak amacıyla siyasal bir omurga aramak herhalde boşuna.
Sedat Peker’in kimliği, kim olduğu bir yana, salt iletişim yönünden incelendiğinde yaptığı bir meydan okumaya dayanıyor. Daha önce Soma madencilerinin Ankara’ya yürüyüşündeki “öyle mi alay komutanı”, Demirtaş’ın meclis kürsüsünden dile getirdiği “seni başkan yaptırmayacağız” örneklerindeki gibi, “Allah mısınız ulan siz” de bence böyle akılda kalıcı bir slogan, bir çıkış. Kimden gelirse, gelsin.
Aynı bağlamda, Kılıçdaroğlu’nun bayram sabahı saygıdeğer eşine börek yapmakta yardımcı olduğu görüntüyü paylaşması ise önceki Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın (biraz da Trump’tan sonra Biden’in tutturduğu çizgi olan) “président normal” imgesine yakın. Bu anlamda sıradanlaşmaya, insanlığa hasret kaldığımız açık. Ancak Türkiye’de zemin “normal” değil. Bize her yer hep OHAL. Böyleyse Kılıçdaroğlu’nun paylaşımı, iktidarın “olağanüstü durum yok, her şey gayet normal” pişkinliğine sanki ortak olmak demeyelim de göz yummak sakıncası barındırıyor.
Babadan kalma kleptokrasi, despotizm, nepotizm, yolsuzluk gibi terimler ortada duruyor. Onun yerine varsa yoksa israf, hassasiyet, haram, dinimiz, vatan, millet, “Allah’a havale”, “sevgili gençler” vb. şark (doğrudan kaypaklık dememek için) muğlaklığını sürekli yeniden üreten yaklaşım dolaşımda. Neden? Efendim, (iman dolu?) gönülleri kazanacağız, karşı mahalleye sesleneceğiz. Ya beyinler? Aklımızı tatile mi gönderelim bizler de hep birlikte?
Sedat Peker’in “Televizyona çıkıp analist-manalist, böyle süslü kelimeler. Lan bırak!” yakınması da büyük ölçüde haklı. Nitekim işte ben de burada gördüğünüz üzere söz dinledim, analiz kasmayı bıraktım. Onun yerine birlikte düşünelim, “kendimize ilişkin yeni ve daha temel bir kavrayışın yolunu açabilir miyiz, taze bir başlangıç yapabilir miyiz” şiarıyla bu defa ortaya bazı alçakgönüllü sorular atayım dedim. “Değişim yetmez, dönüşüm zorunlu” diyen başkaları da varsa göz atabilecekleri varsayımıyla. Umarım vardır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları














































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024