Beril DEDEOĞLU
Suriye Ulusal Diyalog Kongresi, Soçi’de yeniden toplanıyor. Rusya, İran ve Türkiye’nin başlattığı bu girişim, Suriye’deki istikrar için bir tür garantörlük mekanizması oluşturmakla başlamıştı. Başlangıç aşamasında önde tutulan amaçlardan biri, Suriye’de oyunun yerel gruplar üzerinden oynanmasına son vererek doğrudan devletler tarafından ele alınmasını sağlamaktı. İkincisi ise Suriye sorununun ancak bölge ülkelerinin katkısıyla çözülebileceğini ortaya koymaktı. Bir diğeri de, bölgedeki sorunları Suriye ile sınırlı tutmak; yani Irak konusunu dışarıda bırakmaktı.
Bu konular, ABD’nin bölge dışı kabul edildiğini, yerelde dayandığı örgütlerin muhatap alınmayacağını ifade ediyordu. Kahire ve Cenevre müzakerelerinde fazla yol alınamamış olmasının en önemli nedeni olarak da, masada ABD’nin bulunmaması gösterilmişti. Bu durum aynı zamanda görüşmelere kim katılacak, kim katılmayacak sorusunun içeriğin önüne geçmesine yol açmıştı.
Yine başlangıçta Rusya’nın Soçi süreciyle durumu büyük ölçüde kendi denetiminde tutma çabası olduğu açıktı, ancak Rusya hem Suriye rejimine hem de muhalefete baskı yaparak sürecin yürümesini sağlayan oyuncu olmayı da başarmıştı.
Koşullar değişti
Gelinen aşama, Soçi sürecinin hem taraflarının hem de içeriğinin değişmesine yol açtı. Yine temel konu Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimin davet edileceği meselesi olsa da, bu kez davetli aktör halkasının genişlemesi söz konusu... Bundan iki yıl önce Rejim ile aynı masada bulunmaktan imtina eden gruplar, bugün müzakerelerde taraf durumundalar.
Yaklaşık 1600 kişi davet edilmiş vaziyette ve kabul etmek gerekir ki listenin büyük bir çoğunluğunda Rusya’nın etkisi büyük. Bu çerçevede Esad karşıtları ve muhalefet temsilcileri görüşmelerde yer alacak, ancak benzer biçimde İran ve belki biraz da Türkiye karşıtı kesimler de az sayıda dahi olsa temsil edilecekler.
Söz konusu durum, Soçi müzakere sürecinin giderek güvenli bölge ya da garantörlük mekanizmaları dışına taşıp Suriye’nin geleceği konusuna hedeflendiğini göstermekte. Artık, merkezi yapının yeniden yapılanması ve farklı kesimlerin temsiliyetleri ile yetkilerinin belirlenmesi aşamasına geçildi. Bu durumda gayet tabi birbirleriyle fazlasıyla hasım hale gelmiş kesimlerin tüm konularda ortak görüş oluşturmaları beklenmiyor. Burada amaç, kimsenin kazanmadığı oyunu kurmak...
Dünya uzlaşamıyor
Suriye’de yeni bir anayasa ve siyasal yapının yeniden düzenlenmesi konusunun ele alınacak olması Soçi sürecini son derece hassas bir hale getiriyor. Zira yol alınırsa, bu Rusya’nın diplomatik başarısı ve bölgeye attığı imza olarak görülecek. Başarısız olsa, bu sefer de kaotik durumun tüm oyunculara zarar vererek devam etmesi söz konusu olacak.
Yeniden yapılanma aşamasında Soçi sürecinin dış katılımcılarının da artırıldığına dikkat çekmek gerek. BM Genel Sekreteri ve çok sayıda ülke gözlemci olarak davet edildi. Bu, gelecek konusundaki meşruiyet arayışının ifadesi.
Ancak Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi Daimi Temsilcilerine yaptığı Soçi’ye katılım çağrısı, ne yazık ki sisteme hakim güçlerin henüz kendi aralarında anlaşamadıklarını bir kez daha ortaya koydu. Fransa ve İngiltere, bu davete icabet etmeyeceklerini açıkladılar. Böylece ABD’nin katılacağı varsa da, bir anlamda onu da imha ettiler. Bu tutum, “biz Rusya’nın kurduğu oyunu kabul etmiyoruz” demek. Ancak bu, “bize hiç alan kalmayacak” şeklinde de yorumlanabilir ve içeride zaten uzlaşma sorunu yaşayan kesimleri, uzlaşmama konusunda cesaretlendirebilir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2019
15.02.2019
13.02.2019
25.01.2019
16.01.2019
11.01.2019
9.02.2019
4.02.2019
2.02.2019
28.12.2018