Beril DEDEOĞLU
Putin, Viyana’ya yaptığı ziyaret sırasında, Rusya’nın Avrupa’yı istikrarsızlaştırmak gibi bir niyeti olmadığını ifade etti. Böyle bir konuşma yapmasının nedeni, uzun zamandan beri Avrupa ile Rusya arasındaki gerilimin nedeni olarak Rusya’nın gösteriliyor olmasıydı.
Avrupa ülkelerinin büyük bir çoğunluğu, Ukrayna’nın fiilen ikiye bölünmesi ve Kırım’ın işgali nedeniyle Rusya’yı mütecaviz ülke olarak değerlendiriyor. Ancak taraflar arasındaki gerilim daha öncelere gidiyor.
Yugoslavya’nın dağılmasıyla patlayan Balkanlardaki savaş sırasında Avrupa’nın güçlü ülkeleri Rusya’nın tarihsel anlamda “el” verdiği Sırpları, tabir yerindeyse Rusya’dan almışlardı. Ardından Kosova’nın da “Batı” dünyasına kaydedilmesiyle Avrupa Rusya’yı Balkanlardan sildiğini düşündü. Hatta Kırım’ın ilhakı, Kosova’nın rövanşı olarak değerlendirildi.
Ardından Rusya, Doğu Avrupa ülkelerindeki seçimleri manipüle etmekle suçlandı. İddia, bu ülkelerde Rusya yanlısı partilerin iktidara gelmeleri için Rusya’nın epeyce çalıştığı şeklindeydi. Bu arada, Rusya’nın Avrupa sınırına yakın bölgelerde askeri tatbikat yapıp durması da, endişeleri adeta düşmanlık mertebesine taşıdı.
“ABD aramızı bozdu”
İngiltere ile yaşanan casus krizi, Baltık ülkelerinin hava sahalarının Rus jetleri tarafından ihlal edilmesi, İran’ın nükleer çalışmalarının el altından desteklenmesi gibi bir dizi konu, Avrupa’da Rusya korkusunun artmasına neden oldu.
Ancak, Rusya ile Avrupa arasındaki gerilimin esas nedeni Rusya mıydı diye yeniden sormak gerekebilir.
Balkanlara ABD müdahalesi olduktan sonra Rusya’nın bölgedeki etkisi azaldı. AB’ye üye olan her ülkeyi NATO’ya da üye yapan yine ABD oldu. Rusya askeri tatbikatlara başlamadan önce, NATO Doğu Avrupa’da tatbikatlar yaptı. Ayrıca Rusya, Avrupa’ya İran kapılarının anahtarını verirken, ABD İran’ı sistem dışına sürükledi. Benzer biçimde Rusya Avrupa’ya Suriye’yi işaret etti; ancak ABD’nin buraya da dahil olmasıyla o yol da Avrupa için kapanmış oldu.
Rusya ile Avrupa, özellikle de Almanya arasındaki bağın zarar görmesinde, bu bağın İran’a uzanan kısmının ise kesilmesinde ABD’nin büyük etkisi oldu. Ancak, burada da ABD’nin bunu neden yaptığının sorulması uygun olabilir.
“Biz dostuz”
Obama ABD’si Rusya’nın “öteki” olarak kabul edilmesi halinde, Avrupa ile ABD arasında büyük ve kapsamlı bir işbirliği anlaşmasının imzalanabileceğini hesapladı. Ancak başta Almanya olmak üzere, kara Avrupası ülkeleri bunu reddetti. Rusya’yı başlangıçta “öteki” olarak görmeyen Trump ABD’si ise Avrupa’nın ekonomik olarak sıkıştırılması halinde mecburen ABD’nin işbirliği önerisini kabul edeceğini tasarladı; ama yine başta Almanya olmak üzere aynı devletler öneriyi reddettiler.
Bu çerçevede Türkiye’nin AB’ye üye yapılması gereğine dikkat çekip duran da ABD oldu; ama bu öneri de dikkate alınmadı.
Şimdi Putin, Avusturya ziyaretinde Avrupa krizlerindeki esas sorumlunun Rusya olmadığını hatırlatıyor; ayrıca ambargoların kaldırılıp daha yakın bir işbirliği için uygun zaman olduğunu söylüyor. Bu tutum, “ABD’ye kızan bana gelsin” demek. Trump’a son derece kızgın olan AB, bu teklifi kabul eder mi, bilinmez. Ancak AB’nin Rusya’ya karşı takınacağı tavır, NATO’yu ve tüm Avrupa güvenliğini yeniden ele almayı gerektirecek bir duruma karşılık gelir.
Putin, işleri bu hale getirenin ABD olduğunu ima etse de, muhtemelen esas sorumlunun AB ve onun kaptanlarının olduğunu biliyor. Tam da bu nedenle, Berlin duysun diye Viyana’da konuşuyor.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2019
15.02.2019
13.02.2019
25.01.2019
16.01.2019
11.01.2019
9.02.2019
4.02.2019
2.02.2019
28.12.2018