Berrin Sönmez
Ahlak, anlamı çok geniş ve üzerinde çok tartışılan kavramlardan. Ahlakın en sevdiğim, en kısa ve en kapsamlı tanımı şöyle: Hakikati aramak ve adaleti sağlamak. Kur’anî ifadeyle söylersem zamanın adil şahitleri olmakla yükümlü kılındı Müslümanlar. Sanıyorum bu emir her dönemin insanlarına ahlakı yeniden üretme görevi verildiği anlamına gelir. Ve yine Kitab’ın diliyle inananlar, “pek azı müstesna” bu ağır sorumluluğu yerine getiremedi. Haksızlığı, adaletsizliği, zulmü her nerede görürse görsün eliyle, diliyle durdurmak, gücü yetmezse kalbiyle reddetmek tavsiyesi geldi Peygamberden. Muhtemelen büyük çoğunluk kalpten reddetmek kısmıyla yetindi, tarih boyunca ve bugün de olduğu gibi. Ne mutlu ki genel tutumun aksine müstesna insanlar var, geçmişte olduğu gibi bugün de.
25 Kasım haftasına denk gelen ve “Canım kadınlar ne varsa sizde var” dedirten bir yayın izledim. Ayşe Baykal ve Fatma Aydın Ateş, Bakış Açımız başlıklı YouTube kanalının 19 Kasım tarihli yayınıyla hakikati arama çabası ve adaleti sağlama yönünde güçlü bir duruş sergiliyor. Gündeme ilişkin pek çok konuya yer verilen programın ağırlıklı kısmı İBB iddianamesine ayrılmış. Bağlantısını aşağıya bırakacağım yayından geniş bir alıntı yapmak niyetindeyim. Ancak tümünü izlemenizi tavsiye ederim çünkü sosyolojik, politik ve tarihsel yönleriyle kıymetli çözümlemeler içeriyor.
Addaletin olmadığı yerde merhamet ararsınız
“Vicdanen dedin bir parantez açmak istiyorum. Çok beğendiğim bir söz var. Bir anayasa profesörü ‘adaletin olmadığı yerde merhamet ararsınız’ demişti. Onun için aslında ilk önce adalet, hani biz oradaki insanların vicdanına sesleniyoruz ama ben bazı insanların vicdanlarının olmadığını veya yok saydığını düşünüyorum. Menfaat karşılığında bazı değerlerin değiştirilmesi gerektiğini düşünüp bunu yapabilir.”
Ve iddianame hakkındaki yorumlar şöyle:
Ayşe: Geçen hafta demiştik ki iddianame ortada yok. İddianame geldi. Ama bir geldi pir geldi. Yani 3 bin 739 sayfalık. Medyada çıkan bir sürü haber. Fatma iddianameyi okudum da çok şaşırdım bilemiyorum. Bu bir suçtur. Herhalde hukukçu değilim ama iddianamede adı geçen kişilerin TC kimlik numaraları, telefon numaraları, açık adres falan hepsi verilmiş. Yani bunların bilinmesi lazım. Bilgilerinin duyurulması lazım ama bu adresler TC numaraları. Sansürlenebilirdi. Bir taraftan kişisel verileri sızdırma iddiasıyla suçluyorsunuz. Diğer taraftan onların kişisel verileri sızdırılıyor. Allah korusun, insanlar gözaltındakilerin adreslerine girip…
Fatma: Gökhan bey için istenen ceza biliyorsun. 2 bin küsür yıl. Ben iddianamede okuduğum sayfalarda başlardayım. Daha herkesin bir bakış açısı, bir algılama şekli var. Ben de okumak istiyorum. Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü ilçe başkanı olduğu dönemde Beylikdüzü başkanı adayı olmak için istifa etti ve de seçildi. İlçe Belediye Başkanlığı döneminden itibaren Cumhurbaşkanı seçilmek için çalışma yaptığı, bir ekip kurduğu ve bu ekibin de ana amacını Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışması. Çıkar amaçlı suç örgütü olarak tanımlanmış. Cumhurbaşkanlığı siyasi makam. Şartları yerine getiren aday olabilir mi? Olabilir. Çalışırsa gerekli şartları yerine getirirse olabilir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra da bu çalışmaya devam etti. Asıl amacının Cumhurbaşkanı seçilmek için çalışmak işte bir ekip kurmak. Bunun için fon ayarlamak, iş adamlarıyla görüşmek istemek filan bu kısmını biz bilmiyoruz.
Ayşe: Ama bu tanım benim için cumhurbaşkanlığına aday olmak için çalışmak. Bu bir suç tanımı.
Fatma: Diyelim ki ben cumhurbaşkanlığına aday olmak istiyorum. Fatma Aydın Ateş olarak bugün ben diyorum ki ben cumhurbaşkanlığına aday olacağım. Hadi gel Ayşe bana destek ol diyorum. Ben bunun için çalışmaya başlayacağım.
Ayşe: Sen lider ben de yancısı oluyorum. Hayır, o zaman bir suç yeni bir suç tanımı var. Cumhurbaşkanı adayı olma suçu bir de şöyle bir şey var, ekip kurmak suçu. Diyelim ki bu böyle, Ekrem İmamoğlu bir ekip kurdu. Beylikdüzü’nden sonra onları İBB’ye taşıdı, onlarla çalıştı. Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu döneme o dönemde Tayyip Erdoğan’ın da bir ekibi var. Çalışma arkadaşları var mesela en bilineni Binali Yıldırım, uzun dönem Ulaştırma Bakanlığı yaptı. İdris Naim Şahin var. İçişleri Bakanı olmuştu. Sonra AK Parti’den ayrıldı.
Ayşe: En çok bilineni Ömer Dinçer danışmanlık yapıyordu, sonra bakan oldu. O zaman Tayyip Erdoğan’da İBB’deki ekibini Ankara’ya taşıdı. Bakan yaptı. O zaman o da suç işlemiş oldu. Yani şimdi bunu buradan alırsanız getirip buraya koyarsak o zaman Tayyip Erdoğan ve İBB başkanıyken Cumhurbaşkanı olmayı düşündü ve ekibi çalıştı. Halk ona oy verdi, hakkıyla oraya gitti. Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmak istemesi neden bir suç? Mesela Tayyip Erdoğan’ın karşısında seçilebilecek bir aday çıkmasın mı dedi iddianame. Hukuk değil siyaset işte bu tehlikeye sokacak bir durum aslında. Şimdi İmamoğlu, gittikleri olduğu anlaşılmıştır. Ekibindekilerin aldığı, verdiği rüşvet çıkar ne varsa her iddiadan İmamoğlu’na ceza isteniyor. Bu durumda rmesela Tayyip Bey’in, AK Parti’nin hem Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanı, AK Parti’de yapılan bütün usulsüzlükler, yolsuzluklar Cumhurbaşkanı’nı mı bağlayacak.
Fatma: Nasıl olsa insanlar geçmişi hatırlamıyor diye düşünebilirler ama hatırlıyoruz, hatırlatacağız. Bunlar benim hafızamdan silinmiş şeyler değil. Yani bu dönemlere ben şahitlik etmiş bir insanım.
Ayşe: İBB deki o ekibini Ankara’ya başbakanlığa, sonra Cumhurbaşkanlığı’na taşıdı. Florya’dan yollar ayrıldı, kavgalar oldu, ayrışmalar oldu. Ama başlangıç olarak İBB ekibi Ankara’ya gitti. İddianamede CHP’nin o dönemki genel başkanını saf dışı yapıp partiyi yanına çekmek, kongreler CHP’nin iç işleyişi… Bu iktidarı ilgilendiren bir mevzu değil. Tayyip bey de Refah Partisi’nde benzerini yaptı. Biz kalmıştık ve sesimizi hiç çıkarmamıştık. Biz de bir anlamda dağılmıştık. O dönemde sen Saadet Partisi’ndeydin. Nasıl oldu?
Fatma: Evet mesela Fazilet’ti o zaman. Çok üzülmüştük gittiğine. Sonra Tayyip Bey’in başkanımızı ve gerçekten çok güzel bir çok disiplinli çalışan bir insandı, çok seviyorduk iyi gidince tabii ki üzüldüm Erbakan hoca orada mahsur kaldı. Parti kapatıldı.
Ayşe: Bunların hepsini yaşadık ama Fatma’cığım. Benim hayatım siyasetle kamuda geçti. Şimdi bu söyleyeceğim için kimse kusura bakmasın. Eğer bu iddianameyi biz bir insanın tutuklu kalması için ve Türkiye’deki siyasetten el çektirilmesi için kullanacaksak Türkiye’de temiz belediye kalmaz. Her belediyede sorun var. Bizde belediyecilik problemli. Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu hakkında dosyalar olduğu söyleniyor ve AK Parti’ye geçtikten sonra bunlar yokmuş gibi… Geçmiş diyorsun ve geçmişe gerek yok. Muhalefette olunca her şey araştırılıyor.
Ahmet Davutoğlu başbakan olduğu zaman temiz siyaset belgesi (siyasetin şeffaf finansmanı/AB Siyasi Etik Şartı) hazırlamıştı. Meclis’e göndermek istemişti. Şimdi bütünüyle bu iddianame siyasetin şeffaf finansmanıyla ilgili. Cumhurbaşkanı “böyle yaparsam ilçe başkanı bile bulan” demişti. Oradan buraya geldik. “Bu geniş alıntıdan çok daha fazlası için programı izlemenizi öneriyorum.
Yazımı sonlandırırken iddianame hakkındaki en önemli açıklamanın Prof. İzzet Özgenç tarafından yapılan sosyal medya paylaşımı olduğunu belirteyim. Hoca önemli bir usul sorununu dile getirdi. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin, mahkeme tarafından kabul edildikten sonra kamuoyunun öğrenmesi gerekiyor. Ancak Başsavcı yaptığı basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu iddianameyi. Bu, sorunlu bir yöntem. Hukukta usul, esasa mukaddemdir ilkesi uyarınca yapılan usulsüz açıklama davanın kabulünü veya seyrini nasıl etkile? Merak ettiğim sorulardan birisi bu. Herkes gibi ben de biliyorum elbette hukuki değil siyasi bir dava ve iddianame de yukarıdaki yorumlarda gördüğümüz gibi siyasi gerekçelere dayalı olduğu pek çok kişi tarafından kabul ediliyor. Ancak yine de bu ülkede ahlaki önceliği ve hukuki hassasiyeti yüksek hakimler olduğuna inanıyorum. Ve yapılan bu usul hatasının arkasındaki gerekçenin mahkemeler üzerinde siyasi ve toplumsal baskı kurmak amacına yönelik olma ihtimali hayli yüksek. Hatta belki daha önce gönderilen bir mahkeme tarafından reddedildiği için bu yola başvurulmuş bile olabilir. Bunu da adliye muhabirlerinin araştırmasını çok isterdim. Henüz bu yönde bilgiler yok ama eminin benim gibi pek çok kişinin aklında bu kuşku vardır.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
19.10.2025
12.10.2025
4.10.2025
21.09.2025
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025