Burhanettin DURAN
Britanya Başbakanı May'den sonra Almanya şansölyesi Merkel bir dizi görüşme için dün Ankara'daydı. 15 Temmuz'dan sonra gelmeyen iki Avrupalı lider Malta Zirvesi öncesi ve Türkiye'nin referanduma gittiği bir dönemde geldiler. Hem de iç kamuoylarının ziyaretlerin sembolik olarak "Erdoğan'a destek" anlamına geldiği yönündeki sert eleştirilerine rağmen.
Bu ziyaretlerin temel sebebi Avrupa'nın Brexit ve Trump'ın başa gelmesi ile içine girdiği "jeopolitik anafora" karşı hazırlık. Britanya için mesele, AB'den ayrılırken kendi müttefikler grubunu oluşturabilmek için Türkiye ile ikili diplomatik- ekonomik ilişkileri derinleştirmek.
Bu ilişkiler savunma sektöründeki işbirliğinden Ortadoğu'daki yeni siyasi denklemdeki pozisyonlara kadar uzanıyor.
Almanya'nın derdi ise daha büyük.
Joschka Fischer'in dediği gibi Trump döneminde ABD'nin küresel liderlik rolünü terk etmesinden en fazla zarar görecek ülkeler Almanya ve Japonya. Almanya bugünkü siyasi- ekonomik gücünü "büyük ölçüde ABD'nin sunduğu güvenlik teminatına ve ortak değerlerle serbest ticarete dayalı, çok taraflı, Atlantik ötesi ve Avrupalı kurumsal çerçevelere borçlu." Eğer Trump girdiği milliyetçi- korumacı yolda devam ederse Almanya finansal gücünü Avrupa'nın güvenliği için seferber etmek zorunda kalacak. Yeni kaotik dalgadan AB'yi koruyabilmek için ister istemez liderliği üstlenecek.
Trump ABD'sinin ve Putin Rusya'sının arasında Avrupa'nın çözülmesinin önüne geçmeye çabalayacak. Nitekim Avrupa Konseyi Başkanı D. Tusk AB üyesi 27 ülke liderine gönderdiği mektupta AB'yi tehdit eden unsurlar arasında Rusya, Çin ve radikal örgütleri saydı. Ancak çarpıcı olan bir zamanların en önemli müttefiki ABD'yi, daha doğrusu, Trump yönetimini "varoluşsal tehdit" olarak nitelemesiydi. Ve "AB dağılırsa büyük güçlere bağımlı oluruz" açıklamasıydı.
Atlantik ittifakında çatlaklar büyürken Avrupa parlamentosu vize yasağı konusunda Trump'a yönelik sert tartışmalara sahne oluyor.
Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) Başkanı M.
Weber, Trump'ın Putin gibi "Avrupalıları bölmek ve zayıflatmak" istediğini öne sürdü. Sosyalistler ve liberaller de yeni Başkan'ın AB'ye tehdit oluşturduğu kanaatinde.
İşte böylesi bir ortamda AB'nin yeni bir "mülteci baskısını" kaldıramayacağı ortada ve güvenlik alanında Türkiye ile işbirliğini yoğunlaştırmak gerekiyor.
Merkel'in şahsi bir derdi de mevcut.
Eylülde kendi siyasi kaderini de ilgilendiren Bundestag seçimleri var. Seçimlerden galip çıkabilmesi için öncelikle geri kabul anlaşmasının bozulmaması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB taahhütlerini yerine getirmediği için geri kabulü sonlandırma uyarısı Merkel için bir kâbus senaryosu.
Dahası, Merkel'in hem Erdoğan'ın desteğine ihtiyacı var, hem de bunun görülmemesi lazım. Zira Türkiye karşıtı lobilerin söylemi Alman iç siyasetini ve medyasını domine etmiş durumda. Ziyaret öncesi Merkel'e, Erdoğan'a "duymak istediği şeyleri söylememesi" ve "insan hakları ihlallerini" gündeme getirmesi salık verildi.
Halbuki "jeopolitik anafor" yaklaşırken Türkiye- Almanya arasında yönetilmesi gereken ciddi sorunlar bulunuyor: Vize serbestisi, mültecilerle ilgili mali ödeme, FETÖ ve PKK mensuplarının iadesi, PYD ofisinin açılması, Alman medyasındaki Türkiye karşıtlığı, Türk STK'larına yönelik saldırılar, İncirlik'in kullanımı ve istihbarat paylaşımı gibi.
Erdoğan ve Merkel'in basın açıklamalarından anlaşılan ikili görüşmede taraflar karşılıklı "endişeleri" dile getirdi. Merkel'in "özgürlükler, hukuki süreç ve DİTİB" vurguları, Erdoğan'ın "İslamcı terör" olmadığı ve "terörle mücadelede işbirliği" uyarısı ikili ilişkilerde gerginliğin istenen ölçüde aşılamadığını düşündürmekte. Bu da Merkel'in kendi iç kamuoyunun "Erdoğan önünde diz çökme" eleştirisini fazlaca umursama hatası olarak görülebilir.
Yine de gelen "jeopolitik anafor" sebebiyle Almanya'nın Türkiye ile ikili ilişkileri düzeltme ihtiyacı kaçınılmazdır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020