Burhanettin DURAN
Ortadoğu önümüzdeki yıllar boyunca sakin bir gün geçirmeyecek. Bu hükmü vermek için analist olmaya ya da kehanette bulunmaya gerek yok. Bölgedeki geleceğin ne kadar çatışma ve risk dolu olduğunu anlamak için günlük haberleri takip etmek yetiyor. Rakka operasyonu konuşulurken şimdi gözler Katar krizine, Tahran'da DEAŞ'ın çifte terör eylemine çevrildi.
Alt zeminde Katar'ın tedip edilmesi, İran-Körfez kutuplaşmasına hazırlık ve Müslüman Kardeşler'in (Hamas dahil) tümüyle tasfiyesi bulunuyor.
Ortadoğu'daki yeni hareketliliğin yarattığı riskleri gelmekte olan "bölgesel bir savaş" ya da "İran-Suud" savaşı olarak niteleyenler de mevcut. Aslında bölgedeki her yeni kriz bir artçı deprem mahiyetinde.
2010 sonunda başlayan Arap isyanları Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Batı destekli otoriter, statükocu düzeni yıktı. Ancak kısa sürede değişim dalgası Mısır, Libya, Yemen ve Suriye'de boğuldu.
Bu "demokratik" dalganın kaosa ve çatışmaya dönmesinde bölgesel güçlerin önemli sorumlulukları olduysa da başat belirleyici "Obama etkisi" idi.
Kahire ve Ankara konuşmalarındaki parlak sözlerini tutmayan Obama, bölgenin vekillerin çatışmalarına ve DEAŞ terörüne esir olmasına göz yumdu. Başkan Trump'ın Riyad ziyaretinden sonra başlayan Katar krizi ve İran'ı çevreleme gündemi çerçevesinde yeni bir safhaya geçtiğimizi söyleyebiliriz.
Buna isterseniz Ortadoğu'daki "Trump etkisi" diyelim. Obama'nın İran ile nükleer anlaşma yaparak ve Irak-Suriye'yi İran etkisine bırakarak oluşturduğu fay hattı şimdi Trump tarafından tersine bir düzlemde derinleştiriliyor.
Mevcut gelişmeler bölgesel güçlerin rekabetinin vekillerin savaşından artık asılların kapışması evresine geçirileceği sinyallerini veriyor.
Trump'ın daha çok silah satma ve yatırım çekme adına mevcut dengeleri zorlayan yaklaşımı Körfez'in statükocu güçlerini cesaretlendirdi.
Mustarip oldukları iki temel sorunu, "Müslüman Kardeşler" ve "İran tehdidini" birlikte çözebilecekleri bir vasata kavuştukları kanaatine ulaştılar.
İlk "tehdidi" Mısır'da Mursi'nin devrilmesi ve Müslüman Kardeşler'in terör örgütü ilan edilmesi ile büyük ölçüde aşmışlardı.
Şimdi Katar'ı Hamas ve Libya ve Suriye gibi ülkelerdeki diğer İslami gruplara verdiği desteği sonlandırmaya zorlayarak "İslamcı demokrasi" tehdidinden tümüyle kurtulmak istiyorlar. Kaldı ki Katar'a diz çöktürmenin hem İran karşısındaki bloklaşmayı kolaylaştırması umuluyor. Hem de dolaylı olarak Türkiye'nin bölgedeki gücü de sınırlandırmış olacak. Körfez-İran kutuplaşma eksenine alternatif bir eksenin (Türkiye-Mursi dönemi Mısır-Katar) parçası olan Mısır, Sisi darbesiyle çökertilmişti.
Bugün Katar tedip edilerek Ortadoğu'da Körfez-İran kutuplaşması tek eksen haline getiriliyor.
Bu kutuplaşmayı dengeleyebilecek aktörler tümüyle bir tarafta kamplaşmaya zorlanıyor.
Bölgesel güçler kıyasıya bir kapışmaya hazırlanırken bir husus gözden kaçıyor.
Hem Obama hem de Trump döneminin Arap isyanları sonrası Ortadoğu'da yürüttüğü politikaların en büyük kazançlısı İsrail.
Katar krizinin sonunda Hamas tasfiye edilecek, İran-Körfez çatışma ihtimali ise İsrail'in hayali. Son dönemde İsrailli yetkililerin söylediği gibi bölgede artık Arap-İsrail gerilimi yok.
Körfez ülkelerinin İsrail ile birlikte "aşırılığa ve İran'a karşı" işbirliği yaptığı bir yere gidiyoruz.
Ortaya çıkan yeni güçler dengesi bölgeye bir düzen getirebilmekten uzak.
Yeni terör örgütlerinin, isterseniz yeni vekil gruplar deyin, besleneceği bir ortam oluşuyor.
Ortadoğu'nun "soğuk savaşı" Trump etkisiyle "sıcak savaşa" geçer mi, şimdilik belirsiz. Ancak netleşen husus, bölgede başarısız, parçalanmış devletlerin artacağı, terörün daha fazla çoğullaşacağı bir yere doğru gittiğimiz.
ABD başta olmak üzere silah satan ülkelerin gelirlerini artıracağı ise kesin. Katar Emiri Sani'yi Beyaz Saray'a arabuluculuk yapmak için davet eden Trump'ın yeni bir silah satışı ve yatırım "müzakeresi" yapması kuvvetle muhtemel.
Yarın da Türkiye'nin politikasına bakalım.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020