Burhanettin DURAN
Milletçe vatanımıza sahip çıktığımız şanlı 15 Temmuz direnişinin üzerinden tam 1 yıl geçti. Cumartesi gecesi bu direnişin şehitlerini hayırla, minnetle anacağız. O gecenin gazi kahramanları ile birlikte bu ülkeyi vatan yapan "fedakârlıkları" daim kılma irademizi haykıracağız.
Hepimizin hafızası o tarihi gecenin ve sabahının hatıraları ile dopdolu. Demokrasimize, vatanımıza, devletimize ve Türkiye'nin maslahatına saldırılmıştı. Duygusal olmamak mümkün değil... Türk milletinin, seçilmiş siyasetçilerine sahip çıkarak makûs talihini yendiği bir geceye şahitlik ettik.
"Bu halk demokrasi için sokağa çıkmaz" ezberinin yıkılışına tanık olduk. Öyle ki artık 15Temmuz'a referans vermeyen bir siyasetin yokluğa mahkûm olduğunu düşünüyorum. Zira ilk defa bir darbeyi bastırmış olmanın demokratik muktedirliği karıştı bu milletin kimyasına. Ve bu milli irade kavramının yepyeni bir ruhla vücut bulması demektir. Bu ruhun üzerine titremek gerekir.
Bir yıldır Türkiye bu yeni milli ruha dayanarak hem darbecileri yargılama sürecini yürütüyor. Hem de bölgenin kaosu içinde, sorunlarını aşmak için yeni politikalar üretiyor. Demokrasi nöbetleri ve Yenikapı mutabakatı vesilesiyle herkesi sarmalayan ilk ayların dayanışmasına dayanarak Fırat Kalkanı operasyonu gerçekleştirildi. Ne var ki, cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin oylandığı 16 Nisan referandumuna giderken CHP, OHAL uygulamaları üzerinden "kontrollü darbe," "20 Temmuz sivil darbesi" söylemini öne çıkardı. Hatta darbecileri ve FETÖ'yü yargılamanın aksaklıkları üzerinden bir yürüyüşü organize ederek "9 Temmuz ruhu" yaratma çabasında.
CHP'nin tüm bunları 2019 seçimlerine hazırlık amacıyla yaptığı ortada. 16 Nisan'da "hayır" oyu veren kesimlerin AK Parti iktidarından duyduğu rahatsızlıkları seferber etme hamlesi yürüttüğü aşikâr. Elbette, bu siyasi hamlenin, üzerine titrememiz gereken 15 Temmuz direnişini hedef alması ziyadesiyle rahatsızlık verici.
Bununla birlikte Türkiye'nin bir darbeyi ilk defa hem engellediğini hem de yargıladığını gözden kaçırmamalıyız. Dahası, ilk defa demokratik siyasetin rekabetçi ortamında bunu yapıyoruz. Ne demek bu? FETÖ ile mücadelenin başarısı da aksaklıkları da siyasi partilerin ve aktörlerin hanesine yazılacak. İşte zorluk burada.
Siyaset yapalım derken, 15 Temmuz direnişinin tüm toplumu kapsayan meşruiyeti zedelenmemeli. CHP'nin bu anlamda makul siyasi sınırları aştığı ortada. Birinci yıl dönümünü milletçe kutlamanın bu partiye bir muhasebe imkânı vermesini umalım.
Ülkemizin bir daha 15 Temmuz darbe girişimi türü saldırılara muhatap olmaması için hepimizin alacağı dersler var. Devlet kurumlarımız farklı toplumsal kesimleri kuşatacak şekilde güçlendirilmeli. Yerleşik bir demokrasi için güçlü devlet ve kapsayıcı bir milli kimlik vazgeçilmezdir. Bu sebeple o gece Boğaziçi köprüsünde, Meclis ve Külliye önünde hepimizi birleştiren şeyin üzerine titremeliyiz: Türkiye sevdalısı olmak.
Farklı görüşlere ya da tercihlere sahip olabiliriz. Ancak ortak meşru ideolojik gayemiz Türkiye'nin iyiliğini gözetmek ve yüceltmek olmalı. Ülkemizi hiçbir mahfilin "operasyon" çekmeye cesaret edemeyeceği bir güce ve refaha ulaştırmak zorundayız. Kurumlarımızın FETÖ'cülerden arındırılması yetmez, demokratik bir yeniden inşa sürecinden de geçirilmeleri elzemdir.
15 Temmuz'un üzerine titremenin en güzel yollarından biri de, bu şanlı direnişi gelecek nesillere en doğru şekilde aktarabilecek her türlü akademik, kültürel çalışmaları yapmak. Bu noktada hem üniversitelerimize hem de sivil toplum kuruluşlarımıza büyük görevler düşüyor.
Çarşamba günü Başbakanımız Binali Yıldırım'ın SETA'da açılış konuşmasını yaptığı uluslararası sempozyum bu çabalara güzel bir örnek oluşturdu. Geçen bir yıl içinde SETA, 15 Temmuz ve FETÖ üzerine 9 kitap, 5 rapor, 13 analiz ve 13 perspektif yayımlayarak bir külliyat oluşturdu.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020