Demir Küçükaydın
Birkaç gün önce, daha önce yazdığım bir yazıyla ilgili olarak, çok değer verdiğim bir gazeteci arkadaştan şöyle bir eleştiri geldi:
“Demir,
şu paragraf senin yazından alıntılandı:
“Demokrat, ulusun, yani devletin ve politik olanın, bir dille, dinle, tarihle, soyla, ırkla, kültürle vs., tanımlanmasını reddedendir.
Türkiye’de (ve Kürdistan’da) maalesef bu tanıma uyan demokrat yoktur...”
Yoktur?
Böylesi bir genelleme Demir'in tarzı değil diye düşünürdüm. Öyle düşünmeye devam edeyim mi ?”
*
Demokrasi konusuna gelen bu eleştiri ile başlayabiliriz.
Evet, bu benim görüşümdür ve yıllardır birçok yazımda, (her zaman böylesine mantık sonuçlarına varmış ve net biçimde olmasa da) birçok kez ifade ettiğim bir önermedir.
Denk geldi, ben de yıllardır, en azından kendini demokrat olarak gören bir insanın çıkıp ta, bu ne biçim bir önerme nasıl böyle bir şey diye bir itirazda bulunmasını bekliyordum. (Tabii bundan amacım muhataplarımı aynı zamanda temel kavramlar ve program konusunu tartışmaya çekmek, temel sorunları gündeme taşıyabilmekti ve hala da öyledir.) Onun için de hemen her zaman böyle sivri ifadeler kullanıyordum.
Hatta bunu daha sivri olarak, “Türkiye’de demokratik milliyetçi bile yoktur, başta sosyalistler, herkes aslında gerici milliyetçidir” diye ifade etmişimdir sık sık. Ya da Türklük veya Kürtlükle demokratlığın bağdaşamayacağından, Türk olmakla Demokrat olmanın uzlaşamayacağından söz etmişimdir.
Bunlar öyle geçer ayak düşüncesizce yapılmış genellemeler değildir. Hem gerçek durumun özünü daha açık olarak ifade edebilmek; hem de uyarıcı, sarsıcı olabilmek için ifade edilmiş önermelerdir.
Şimdi böyle bir itiraz ilk kez gelmiş ise bunun değerini bilmek gerekir.
*
Tabii burada önce kısa birkaç açıklama yapmak gerekiyor.
Bizzat bu eleştirinin konusu olan yazımda da ifade ettiğim gibi, Türkiye’de demokratik özlemleri olan çok geniş bir kitle var; ama demokratik özlemleri olmak başkadır; demokratik bir programı savunmak ve demokrat olmak başkadır.
Örneğin Kürtler, Aleviler hatta “Laikler” demokratik özlemleri nedeniyle çeşitli biçimlerde muhalefet etmektedirler, muhalefetlerinin temelinde bu demokratik olmayan bu ulus ve devlet bulunmaktadır; ama bunların talepleri, hedefleri demokratik değildir.
Somut bir iki örnek verelim. Örneğin, Aleviler, baskı altındadır bu Sünni Müslümanlıkla tanımlanmış ulus ve devletten dolayı. Direnişlerinin temelinde demokratik karakterde özlemler bulunmaktadır. Ama Alevileri veya Cem Evlerini Devletin tanımasını istediklerinde hiç de demokratik olmayan, hatta reaksiyoner bir hedefi ya da programı savunmuş olurlar; demokratik özlemlerine rağmen demokrat değildirler, çünkü talepleri demokratik değildir. Devletin insanların inancına karışmasını kabul eder, fiilen onu pekiştirir ve esnetir. Demokrat olmak öznel bir olgu değildir.
Kaldı ki, herhangi bir baskı biçimine karşı iyi kötü demokratik denebilecek ama diğer baskı biçimleri karşısında kör olan bir pozisyon da demokratlıkla bağdaşmaz ve demokratik bir program ve talep oluşturmaz. Yani aslında ilke düzeyinde devletin, politik olanın veya ulusun herhangi bir dille, dinle, tarihle, soyla, ırkla, kültürle vs. tanımlanmasına karşı olmadan ve böyle bir program savunulmadan demokrat olunamaz. Örneğin kimi Aleviler, devletin Alevileri tanımasını talep etmenin yanlış olduğunu; Diyanetin kaldırılmasını, devletin bu alandan el etek çekmesini talep ediyorlar ama aynı kişiler Devletin Türklükle tanımlanmasına itiraz etmedikleri gibi bunu da savunuyorlar. Yani politik olanın (Devletin ve ulusun) dinle tanımlanmasına itirazları var ama dille tanımlanmasına ve bu dilin de Türkçe olmasına itirazları yok.
*
Aynı şekilde, Kürtler de ezilmektedir. Bunu ortadan kaldırmak için silahlı mücadeleye bile girişmişler ve büyük bir yol kat edip büyük bir güç olmuşlardır, ama en sol kesiminin programı bile demokratik değildir. Çünkü bir ulusun bir dille, dinle, tarihle tanımlanmasına karşı değildirler; hatta aksine tam da bunu savunurlar.
Aslında tıpkı, Devletin veya Diyanetin Alevileri tanımasını isteyen Alevilerle aynı düzeyde bir talep için mücadele etmektedirler. Çok sık söyledikleri “Statü” tam da bu anlama gelir.
Elbette Kürt hareketinin demokratik bir program arayışları bulunmaktadır ve bu yönde sosyalistlerden de daha iyi bir noktadadır. Ama henüz demokrat olmaktan çok uzaktır.
*
Ne zaman demokrat olunabilir?
Kürtlere statü veya ayrı Kürt devleti için mücadele Demokrat olmak anlamına gelmez, bu milliyetçiliktir.
Demokrat olmak, Türklüğün statüsünü ortadan kaldırmak için mücadeleye girildiğinde olur. Türklüğün statüsünü ortadan kaldırmak, özünde diyanetin ortadan kalkması, tüm din alanından devletin çekilmesinin tam da diller konusundaki karşılığıdır. Yani ulusun ya da devletin dini olmayacağı ve olamayacağı gibi dili de olmaz; soyu da olmaz; kültürü de vs. olmaz, olamaz, olmamalıdır.
Aynı şekilde Kürtlerin veya Türklerin ayrılma hakkını savunun biri demokrat olamaz. Çünkü bu aslında ulusu bir dille veya kültürle vs. tanımlama hakkından başka bir şey değildir.
Ulusu ya da devleti bir dille kültürle vs. tanımlamayı reddeden bir ulus veya devlet için mücadele edildiğinde, böyle bir program savunulduğunda demokrat olunabilir.
*
Peki, hemen soralım: böyle bir programı olan bir parti, politik veya entelektüel akım, bir çevre, hatta bu satırların yazarı ve belki yazarın görüşlerini benimsemiş bazı okurlarından başka kimse var mı?
Yok.
O halde “demokrat yoktur” sonucu otomatikman çıkmaktadır.
*
Genellemelere genelleme olduğu için karşı çıkmak yanlıştır.
Kaldı ki, genelleme var, genelleme var. “Bütün Türkler aptaldır” dersem bu olgulara da uymayan, politik olarak ırkçı ama bir Türk tarafından ifade edilmişse, tevazu ya da otokritik ifadesi olarak da kabul edilebilecek bir genellemedir.
Ama bizim önermemiz böyle, bu türden bir genelleme değil.
Biz bir norm, bir kural koyuyoruz. Bakıyoruz olgulardaki karşılığına. Buna iki şekilde itiraz edilebilir.
a) Norm yanlıştır, kural yanlıştır denebilir. Örneğin demokrasiyi böyle tanımlamanız yanlıştır. Demokrasi seçimler ve parlamenter sistemdir diye bir itiraz yapılabilir.
b) Olgular sonucu çürütmektedir denebilir. Bak şu parti veya hareket veya çevre böyle bir programı savunuyor denebilir.
Böyle bir itiraz olmadan, genellemeyi genelleme olarak reddetmenin kendisi yanlıştır. Aslında “post modern” “zamane ruhu”nun bir dışa vurumundan başka bir şey de değildir.
*
Tabii burada özellikle yapılmamış bu birinci itiraza peşin bir açıklama getirelim.
Çünkü muhtemelen, demokrasi kavramının tanımlanışıyla ilgili bir sorun var.
Genel ve yaygın kullanımda, Seçim yapılması; fikir ve örgütlenme özgürlüğü ve bir parlamenter sistem olması genel olarak demokrasi ve bunları savunmak da demokrat olmakla özdeşleştirilmektedir.
Sorun tam da buradadır.
Bu tanım, demokrasi kavramının anti demokratik bir tanımıdır. Gerici, demokrat olmayan bir tanımıdır. Demokratların ya da demokrasinin demokrasi ve demokrat tanımı nedir?
Aslında Türkiye’deki bütün muhalefet, yaygın ve egemen kabuldeki demokrasi kavramının kendisini tartışmaya sokacak, onu eleştirecek yerde, yaygın kullanımı aynen benimseyip onun içinde muhalefet yapmaktadır; bu nedenle de Türkiye’de demokrat yoktur ve muhalefet bu kadar zayıftır.
Demokrasi kavramını çok basit ve sade olarak, bir hukuki ve politik kavram olarak, (Demokrasinin sosyolojik tanımı ayrı bir bahistir ve ona ilerde gireriz.) Lenin: “Demokrasi biçimsel (yani hukuki) eşitliktir”.
Bu sade tanım aynı zamanda sosyalist ve demokrat olmanın farkını anlayabilmek için de son derece doğrudur.
Aslında Sosyalizm fikri, ideali ve programının ardında da bu tanım ve kabul vardır. Aydınlanma’nın insanların dili, dini, soyu, sopu, inancı vs. ne olursa olsun eşitliğini sağladığı noktasından hareket eder sosyalizm fikri ve ama de bu yetmez, iktisadi ve sosyal bir eşitlikle desteklenmediği takdirde bu eşitlik de sürdürülemez der.
Özetle biçimsel eşitliğe (Demokrasiye) sosyal ya da ekonomik eşitliği eklerseniz Sosyalizm olur. Mantıksal ve tarihsel olarak demokrasi veya Aydınlanma ile Sosyalizmin farkı buradadır.
*
Ne var ki Tarih düzgün doğrusal bir yol izlemiyor ve sorun tam da buradan çıkıyor.
Sonradan burada unutulmuş ve anlaşılamamış bir nokta var.
Aydınlanma’nın biçimsel eşitlik programı, tüm yeryüzündeki insanlara yönelikti. Yani ulusların olmadığı, ulusal devlet ve sınırların getirdiği sınırlamaların olmadığı bir dünyada eşitlikti bu. Ulusalcıların hor gördüğü ve küfür yerine kullandığı kozmopolit bir eşitlikti. Yani “Vatanım yeryüzü milletim insanlık” hümanizminin eşitliği idi. Yani bireylerin eşitliği idi; ulusların değil.
Ne var ki, Aydınlanma de bütün dinlerde olduğu gibi, bir karşı devrim tarafından tasfiye edildi.
Bu karşı devrim, Bonapartizmlerle, politik olarak ulusçuluk ve ideolojik olarak da pozitivizm üzerinden gerçekleşti.
İnsanların eşitliğinin yerini, ulusların eşitliği aldı. Aydınlanma’nın insanların eşitliğini sağlamak için geliştirdiği özel ve politik ayrımını bu karşı devrim insanların eşitliğinin yerini ulusların eşitliğini kurarak; politik olanı ulusal olanla tanımlayarak; Ulusal olanı da önce bir toprak parçasıyla sonra da bir dille, dinle, kültürle vs. tanımlayarak peş peşe iki karşı devrim gerçekleşti.
Ama Sosyalist düşünce ve Marksizm sanki bu karşı devrim gerçekleşmemiş gibi; sanki yeryüzü ölçüsünde insanların biçimsel eşitliği ve bunun somut programatik ifadesi kalmış gibi; ulusların eşitliği insanların eşitliğinin yerini almamış gibi; sosyal ve ekonomik eşitlik için mücadeleyi hedef aldı. Dolaysıyla sonunda, gerçekliğe, yani sosyal eşitlikten çok önce gelen biçimsel eşitsizliği yok etme ihtiyacına artık uymayan bu programı nedeniyle fiilen de yok oldu. Aslında bugünkü milliyetçilikler ve milliyetçiliğin bu yükselişi; hatta post modernizmin izafiliği ve ortalığı kapsayan en küçük bir eleştiriye dayanamayacak kavramları, sosyalizmin ve sosyalistlerin bu günahlarının cezasıdır.
Yani insanların biçimsel eşitliği hem ulusla, ulusların eşitliği aracılığıyla yok edilmişti; hem de ulusların içinde ikinci bir katmer olarak, o ulusların dile, dine, tarihe, soya, ırka vs. tanımlanması nedeniyle ulusal devlet sınırları içinde bile yok edilmişti.
Bu nedenle Marksizm veya sosyalizm gerçek sorunlardan koptu.
Ve fiili bir biçimsel eşitsizliğin olduğu yerde bu biçimsel eşitsizliği problem etmemek ve sanki bu gerçekleşmiş gibi sosyal eşitsizliğe karşı mücadele sloganları atmak fiilen bu biçimsel eşitsizliği savunmak anlamına geleceğinden, sosyalistler fiilen o gerici ulusların ve ulusal devletlerin birer fili savunucusu oldular. Ulusalcıların hemen hepsinin sosyalist olmasının ya da sosyalistlerin fiilen ulusalcılar olmalarının nedeni budur.
O halde, en azından, bir ulus çerçevesinde bile demokrasi için, ulusun veya devletin veya politik olanın, bir dille, dinle, kültürle vs. tanımlanmasına karşı olmak; bunu programlaştırmış olmak gerekir. Yani bütün bu konuları politika dışına atmak; temel bireysel haklar olarak tanımlamak gerekir.
*
Türkiye’de ve Kürdistan’da henüz bunun için mücadele eden yok. Olmadığı için de demokrat yok. Bu kadar basit.
Tabii demokrasinin başka tanımları da vardır Lenin’de. Örneğin “demokrasi ilke olarak azınlığın çoğunluğa uymasını kabul eden rejimdir” anlamında da bir tanım yapar.
Ama sosyalistler ve demokratlar için, şunu da ekler: “demokrasi genel olarak en kötü gericilikle bir arada olabilir ve onunla uzlaşıp onun aracı bile olabilir. Yani azınlık çoğunluk ilkesi olarak tanımlamak demokratik değildir der. Bu nedenle, bizler özel bir demokrasiden yanayızdır der. Burada kastettiği işte tam da o biçimsel eşitliğin azınlık ve çoğunluk sorunu olarak görülemeyeceğidir. Yani çoğunluk ne kadar büyük olursa olsun, insanların ana dilinde eğitim hakkına dokunamaz örneğin demokraside. Çoğunluk Türk diye o halde madem demokrasi var çoğunluk olarak biz karar alıyoruz herkes okulunda Türkçe okuyacak; devletin resmi dili Türkçe olacak diyemez.
Yani biçimsel eşitlik koşulu olmadan azınlık ve çoğunluk ilişkisi olarak demokrasiyi tanımlamak, bir karar alma mekanizmasını demokrasi olarak tanımlamak olur. Bu en büyük gericiliktir ve bu tamı tamına gericilerin demokrasi anlayışıdır.
İşte Recep Tayyip’in demokrasi anlayışı da tamı tamına budur.
O, çoğunluk madem Türk ve Müslüman, o halde, Müslümanlığın ve Türklüğün normları hukuki ve siyasi normlar olacak demektedir. (Eskiden de devlet Müslümanlık ve Türklükle tanımlıyordu ulusu. Ama karşılıklı dengelemeler ve hukuki bir biçimselliği vardı. Erdoğan’ın rejiminde ise, devlet sınıfları, bu saldırgan ve faşist
Böylece bırakalım demokrat olmayı, eski nispi Erdoğan milliyetçiliğinin vesayeti altına girmekte. Kürt hareketinden korkusu, onu Erdoğan’a teslim olmaya götürdü. Marks, bir avantüryenin (Üçüncü Napolyon) nasıl olup da 48 devriminden sonra böyle bir diktatörlük kurabildiğini ele alırken, onu burjuvazinin işçilerden korkusu ve işçilerin de henüz iktidarı alacak kadar olgunlaşmamasıyla açıklar. Şimdi olan da benzeri bir şey, bu binlerce yıllık devlet, Kürt hareketinin korkusundan, Erdoğan gibi sözde bir mahalle kabadayısının, (mahalle kabadayıları gariban karşısında Allah kesilip karakolda polise yaltaklanırlar ve polisin desteği ve hoşgörüsüyle kabadayılık yaparlar) diktatörlüğüne giden yolları açıyor. Bir zamanlar Prusya militer geleneğinin Hitler karşısında yerle yeksan olması gibi.)
Ama aslında muhalefet de demokrasiyi Erdoğan gibi anladığından, açıkça çıkıp Erdoğan’ın bu çoğunluk anlayışını bir türlü tutarlı olarak eleştirememektedirler. Çünkü tutarlı eleştiriye girdikleri an, ulusun bugünkü Türklük ve fiili olarak Sünni Müslümanlıkla tanımlanmışlığını da eleştirmek zorundadırlar. Bunu yapamayacakları için Erdoğan karşısında da kendilerini güçsüzlüğe mahkûm etmektedirler.
O halde sın derece kritik bir önermeye varıyoruz: DEMOKRATİK MUHALEFETİN ZAYIFLIĞI BU MUHALEFETİN DEMOKRAT OLMAMASINDANDIR.
Muhalefet, Demokrat olmadığı için tutarlı ve cepheden bir eleştiri, karşı çıkış ve muhalefet yapamamaktadır. Burada kastım CHP değildir. Onun zaten Demokrat olma gibi bir iddiası yok. Kastımız HDP’dir; sosyalistlerdir; incecik bir katman olarak neredeyse tüm muhalefeti yüklenmiş aydınlardır. Bunların fedakârlıklarına bir şey denemez ve takdir etmek gerekir ama biz program ve strateji konularını tartışıyoruz.
O halde, muhalefetin Erdoğan saldırıları karşısındaki zayıflığını nedeni, taktik sorunlar, yani mücadele biçimleri veya bir araya gelip gelememe değildir; teorik ve programatiktir. Muhalefet ise, ısrarla, Bektaşi’nin "bizim namazımız kılındı" demesi gibi, bizim demokratik bir program ve stratejimiz var varsayımından hareket etmektedir. Bu tartışmadan, bu sorgulamadan ölümü görmüşce kaçmaktadır.
İşte birkaç gün önce HDP veya sürekli başkaları o demokrasi güçlerinin birliği ve cephesinden söz ediyorlar. Ama HDP’nin kendi programı demokratik değil. Birlik sorunun öne çıkarmak bu zaafı örtmenin ve gündemden düşürmenin dolayısıyla demokrasi mücadelesini zayıf kılmanın bir aracı değil mi?
Öznel niyetler ne olursa olsun nesnel olarak böyledir.
(Bu yazının konusu daha farklı bir versiyon olarak sözlü ve görsel biçimde de ele alınıyor. Sözlü ve görsel biçim yazılıdan önce hazırlandığından, epeyce farklı noktalara ağırlık veriyor.
· Görüntülü olarak şu adresten izlenebilir:
05 - Demokrasi Nedir? Türkiye'de Demokrat var mi?
· Ses dosyası olarak şuradan dinlenebilir veya indirilebilir ve sonra dinlenebilir:
Demokrasi Nedir? Ve Türkiye'de Demokrat Var mı? (005) )
19 Ekim 2016 Çarşamba
Demir Küçükaydın
http://demirden-kapilar.blogspot.com/
https://www.facebook.com/demiraltona
https://twitter.com/demiraltona
https://www.youtube.com/user/demiraltona
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.04.2020
30.03.2020
19.03.2020
18.03.2020
17.03.2020
10.03.2020
2.03.2020
1.03.2020
2.02.2020
3.01.2020