Fehmi KORU
Bir süredir eski bir sözcük yeniden dolaşıma girdi: ‘Cibilliyet’…
Kullanım biçimi olumsuz; kullanan karşısındakilere “Cibilliyetsiz” diye hitap ediyor.
Bunca yıldır her türlü ortamda bulundum, her yazardan nasiplenmeye çalıştım; son 50 yıldır kimsenin ağzından veya kaleminden bu sözcüğün çıktığını hatırlamıyorum.
Nereden çıktığı merakım yüzünden şaşırdım. Meğer, eskilere ait bu sözcüğü AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan muhalifler için kullanmış…
Anladığım kadarıyla ‘cibilliyetsiz’ sözcüğünü sarf ettiği konuşmasında bir de ‘ev zencisi’ kalıbını kullanmış Cumhurbaşkanı Erdoğan…
‘Ev zencisi’ kalıbı Malcolm X’e aitmiş; onu, efendisinin her dediğini kabule kendisini alıştırmış kölelere benzettiği çağdaşı bazı tipler için kullanırmış…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı kalıba muhaliflerini muhatap etmesi bana tuhaf geldi…
Danıştığım dostlar, Erdoğan’ın muhaliflerine daha başka sıfatları da münasip gördüğünü, örnekler de vererek aktardılar; ama söylenenleri sizlerle paylaşmak istemem.
Siyasette rakiplerin birbirlerine münasebetli münasebetsiz takılmaları adettendir. Meclis’teki müzakereler sırasında bile ağır küfürler edildiğini bilmiyor değilim. Daha geçen hafta bir DEM milletvekilinin konuşmasına AK Parti’nin eski bir bakanı yumrukla cevap vermedi mi?
ABD’de de başkanlığa yeniden talip olan Donald Trump, şu sıralarda, hem rakibi Kamala Harris, hem de onun başkan yardımcısı olarak seçtiği Minnesota Valisi Tim Watz için ağzına geleni sıralıyor.
Zaten adet öyledir: Siyasette zora düşen küfüre sarılır.
Yaşını diline dolayarak seçimde kolayca alaşağı edeceği hesabı yaptığı Joe Biden’in adaylıktan çekilmesi ve yerine nispeten genç Harris’in rakip çıkmasıyla Trump’ın dengesi sarsıldı.
Üstüne üstlük, kendi başkan yardımcısı adayı J. D. Vance’in kırdığı potlar, ikinci kez başkanlığa gün saymakta olan Trump’ı öfkelendirmiş olmalı..
Onun durumunda olanın ağzından küfürler çıkmasını anlamak zor değil.
Ancak başkan olmayı başarırsa o da ağzını toplayacaktır.
Başkanlık, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık ağır olmayı gerektiriyor çünkü.
Zihnim siyasetin dili konusuyla meşgul olduğu sırada, bazı iktidar yanlısı yazarların yazıları gözüme takıldı. Onlar, benim tam tersime, kendilerine yakın siyasiler ile aynı frekanstaki yazarların dillerinin yeterince keskin olmamasından şikayetçi…
“Niye bunlara hak ettikleri cevapları vermiyorsunuz?” şikayetleri bana olağanüstü tuhaf geldi.
Muhalif olarak bilinen yazar ve yorumculara gösterdikleri ilgi yüzünden, iktidarın bilinen isimlerini suçlamaktan da geri durmamış iktidar yanlısı yazarlar…
Belli ki, AK Partili siyasilerin küfür korosuna katılmasını ve muhalif kalemlere düşman muamelesi yapılmasını arzuluyorlar.
Savaş istiyorlar.
Tuhaf değil mi?
Hem de çok tuhaf.
İktidar cephesindeki bu durumun benzeri muhalefet cephesi yanında duran bazı yazar ve yorumcularda yok mu?
Var.
Onlarda da benzer tahammülsüzlüklere rastlanıyor. Muhalefetten bilinen isimlerin karşı tarafa selam vermelerinden bile rahatsız olanlar var.
Ekrem İmamoğlu Karadeniz’e giderken ayırım yapmadan bir grup gazeteciyi yanına almıştı; grubun içerisinden bir-iki ismi hedefe koyup onu eleştirdiler.
Bir ülke gezisi sırasında karşılaştığı Sabah yazarına mülakat verdi diye, CHP genel başkanı Özgür Özel’e demediklerini bırakmadılar.
Mümkündür ki, karşı taraftan isimlere küfürlü cümleler ağzından çıkmadığı için Özgür Özel’i de yetersiz bulanları vardır. Allah bilir, içlerinde “Bizim genel başkana, ‘cibilliyetsiz’e karşılık bir sözcük bulmak üzere, Hulki Aktunç’un ‘Büyük Argo Sözlüğü’nü mü hediye etsek” diye düşünenler de vardır.
Malcolm X’ten ödünç alınan ‘ev zencileri’ kalıbı nasıl karşılanabilir ?
Tavsiye benden: Franz Fanon’un, dilimize ‘Kara Deri, Beyaz Maskeler’ adıyla çevrilmiş (‘Black Skin, White Masks’) eserine bu amaçla göz gezdirebilirler.
Galiba ben de tuhaflaşıyorum.
Sağıma-soluma bakıp, açık kanallarda konuşulurken, etrafta ağızdan çıkanlardan etkilenebilecek çoluk-çocuk bulunabileceğini, konuşan kim olursa olsun hepsine hatırlatmam gerekirken, üstüme vazife de olmadığı halde, küfür dağarcıklarını zenginleştirecek malzeme tavsiyesinde bulunuyorum.
Belki de en doğrusu, haber ve tartışma programlarını izlememeyi tavsiye etmek…
Gazeteleri nasıl olsa benden başka okuyan yok.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025