Fehmi KORU
Özel radyoculuğun ilk yıllarındaydı.
Kendisini adlı adınca tanıtan, radyosunun ‘Alevi’ kesime hitap ettiğini de tanıtımına ekleyen genç bir ses.. telefonda.. programına katılma teklifinde bulundu.
Gittim.. radyo yayınına katıldım.. ve o gün genç Murat Aksoy’la arkadaş oldum…
O radyodan Yeni Şafak’a giden yol
Gazetecilik ateşiyle yanıyor ve gazetelerde çalışmak istiyordu.
Yıllar sonra ‘Taraf’ gazetesinin ‘Her Taraf’ başlıklı sayfasında kanaat önderlerinin yazılarının editörlüğünü üstlendiğinde kavuşacaktı arzusuna.
Araya bir de (2005) ‘Başörtüsü – Türban’ (Batılılaşma-Modernleşme, Laiklik ve Örtünme)’ başlıklı bir kitap sıkıştırarak…
Murat’ın ‘Türkiye’de Siyasetin Dayanılmaz Boşluğu (Sosyal Demokrat Parti Krizi ve Sol Arayışlar)’ başlıklı bir kitabı (2008) daha var.
Taraf’ta rahatsız ve huzursuz olduğunu biliyorum.
Evlenmişti ve bedava çalışmak ağırına gidiyordu.
Yeni Şafak gazetesine geçmesinde.. hem Taraf’ta yaptığına benzer bir sayfanın sorumluluğunu üstlenmesinde.. hem sonradan köşe sahibi olmasında.. Ali Bayramoğlu ile benim referansım belirleyici olmuştur sanıyorum.
O zamanlar.. birlikte çalışılacak kişinin.. Alevi kökenli.. sol siyasete yakın duran biri olması.. hiç sorun edilmezdi benim çalıştığım gazetelerde…
İlişkileri geliştirmediysem kabahat benimdir: Murat Aksoy sevecenliği ve girişimciliği sayesinde yıllar içerisinde tanışıp ahbap olduğu değerli kişilerle beni tanıştırdı; bunu yakın çevresinin kalabalık olduğunu belirtmek için kayda geçiriyorum.
Televizyon ekranlarında Yeni Şafak yazarı olarak beyan ettiği görüşleri ilgiyle izleniyordu.
17-25 Aralık’tan (2013) kısa süre sonra, yine bir TV programında sarf ettiği sözler yüzünden, Yeni Şafak’la ilişkisi kesildi Murat’ın…
Evlilik hayatına bir de bebek katılmıştı o sırada.
‘FETÖ’cü’lük bu kadar kolay mı?
Yeni Şafak sonrasında yazdığı gazete/ler (Millet gibi) ve ekranlarında sürekli görüş açıkladığı TV kanalları (Halk TV gibi) ilgi alanım dışında kalıyorlardı.
Bir şeyden eminim ama: Murat Aksoy ‘FETÖ’cü’ sıfatının hakkında rahatlıkla kullanılabileceği bir kişiliğe sahip değildir.
Siyasi kimliği ‘orta sol’ alanda oluşmuş.. demokrasi içerisinde herkesin görüşlerini serd etme hakkı olduğuna inanan.. zor duruma düşürülmüşlerin yardımına koşmayı görev bilen bir kişiliktedir Murat Aksoy…
Darbe girişimi sonrası, yazdığı gazete/ler ve çıktığı kanallara bakılarak gözaltına alınması bu gerçeği değiştirmez.
İki küçük çocuğu ile tek başına kalmış ve kendisi yüzünden işten atılmış eşi düşünülerek tutuksuz yargılanmasına karar verilmesi doğruydu. Son duruşmada “7,5 aydır çocuklarımı görmekten mahrumum; onlar için adalet istiyorum” dediğini okuyunca.. yanağımdan iki damla yaşın döküldüğünü itiraf ederim.
‘FETÖ’nün medya örgütü’ davasından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı akşam.. bu defa.. ‘darbeye destek’ çıktığı iddiasıyla tutuklandı Murat…
Hakkında isterse 10 dava açılsın, “Adaletin kestiği parmak acımaz” diye sineye çekilebilir. Ancak her açılan dava özgürlüğü de elden aldığında.. bu.. başka bir cezalandırma biçimi haline dönüşüyor…
İçeride 7,5 aydır yatan, iddianamesi hazır ve savcının da serbest bırakılmasını talep ettiği bir kişinin.. farklı bir dava konusu yüzünden.. yeniden gözaltı ve tutukluluk işlemine maruz bırakılması.. en başta adalet duygusunu zedeler…
Ankara Hilton diye anılan Ulucanlar’ı hatırlar mısınız?
Biliyorum, “Gazeteci olmak suç işleyen bir insana dokunulmazlık mı kazandırır?” diye düşünenler var.
Elbette kazandırmaz.
‘Suç’ işlediği mahkeme kararıyla sabit olan kişi/ler, gazeteci iseler, diğer suçlular ile aynı muameleyi görmeliler.
Ancak yargılandıkları süre içerisinde hapiste yatmaları gerekir mi?
Hangi kanıtları karartabilir bu insanlar? Burada kök saldıklarına, çoluk-çocuk sahibi olduklarına göre, nereye kaçabilirler?
İstenen, tutuksuz yargılanmalarıdır.
Türk basın tarihi cezaevlerinden geçen gazetecilerin de tarihidir; bu yüzden Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi’nin adı, bizden önceki neslin meslektaşları arasında ‘Ankara Hilton’a çıkmıştı.

Şu isimleri sizler de okuyun:
“Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Sami Cebeci, Yılmaz Güney, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Metin Peker, Oral Çalışlar, İpek Çalışlar, Beyhan Cenkçi, Adnan Cemgil, Cüneyt Arcayürek, Fakir Baykurt, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Metin Toker, Osman Yüksel Serdengeçti…”
Tahmin ettiğiniz gibi, bunlar, Ankara Hilton denilen cezaevinde ağırlanmış gazeteciler ve yazarlar…
AK Parti iktidara gelene kadar, sayıları azalsa bile, gazeteciler hapse düşebiliyordu.
Son yıllarda o alışkanlıktan vazgeçilmişti. Ulucanlar cezaevi olmaktan çıkarıldı, bu iktidar döneminde müzeye dönüştürüldü ve açık kaldığı 81 yıl boyunca oradan geçen yazarlar, müze ziyaretçilerine, o kara dönemlerin örnekleri olarak sunuluyor…
Farklı sebeplerle cezaevine düşmüşler çıkarıldıktan sonra.. sırf yazdıkları veya konuştukları için şu sırada cezaevinde bulunan gazeteci sayısı..
Hayli fazla…
Murat Aksoy onlardan biri…
Bu satırlarım bir açık dilekçe olarak kabul edilsin isterim: Gazetecilerimizi.. yazarlarımızı.. cezaevlerinde misafir etmekten vazgeçelim…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025