Fehmi KORU
Geçen hafta İstanbul’da yeni bir üniversite açıldı. Üniversite, Kuzey Afrika kökenli bir bilim ve siyaset adamı olan İbn Haldun’un (1332-1406) adını taşıyor…
Doğum yeri bugünün Tunus’u içerisinde yer aldığı, üniversitenin kurucuları kendilerini başka yönlerden de yakın hissettikleri için, açılışa Tunus en-Nahda Hareketi (şimdi parti) lideri Raşid Gannuşi de katıldı.
İstanbul’un çeşitli yerlerine asılan açılışla ilgili pankartlardan hareketle, birilerinin, isimle oynayarak, çıkıntılıklar yaptıkları gazetelere haber oldu.
Ardından patlayan tartışmalar ise 600 yıl öncesiyle günümüz Türkiyesi arasında mukayeseler yapılmayı gerektirecek kadar göz açıcıydı.
Mukayesede günümüz Türkiyesi’nin hali pek iç açıcı görünmüyor.
Başlangıç olarak söyleyebileceğim şu: İyi ki böyle bir üniversite açılmış, iyi ki ona İbn Haldun ismi verilmiş…
Ağzı olan konuşsun da, uzmanları da konuşsun
Gazete sayfalarına yansıyan tartışmalarda bir yavanlık var.
ABD dönüşü, Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi’nde (SBF) doktora kurlarına devam ederken, severek aldığım derslerden biri, ‘İbn Haldun’un Metodu ve Siyaset Teorisi’ydi. Dersi, aynı adla bir doktora çalışması yapmış ve aynı adı taşıyan bir kitabı bulunan Dr. Ümit Hassan (Epeydir Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi rektörü) vermekteydi. Aynı dönemde, İbrahim Erol Kozak’ın SBF’de yaptığı ‘İbn Haldun’a Göre İnsan Toplum İktisat’ doktora tezi de kitap halinde yayınlanacaktır (Pınar Yayınevi, 1984).
İlber Ortaylı’nın da, yine aynı dönemde, İbn Haldun merakıyla, Arapça öğrenmeye başladığını hatırlıyorum. Nermin Abadan Unat bile, çevirileriyle, SBF’den neş’et eden İbn Haldun ilgisine katılmadan edememiştir.
Bugün bilen bilmeyen herkes konuya ilişkin bir şeyler yazdı da İbn Haldun’un eserleri üzerinde dirsek eskitmiş hocalara söz hakkı tanınmadı bile.
“Yavan” deyişim bundan.
Kimdir İbn Haldun?
İbn Haldun döneminin bilimsel seviyesinin üzerinde biri. Yalnız bir bilim adamı ve hoca değil kendisi, hayatı boyunca, düşüncelerini uygulayabilecek ve uygulanmasının doğurduğu sonuçları görebilecek kadar siyasete de yakın durmuş biri.
Kuzey Afrika’da (bugünkü Tunus ve çevresi) başlayan hayat serüveni önce Endülüs’e yolunu düşürmüş, sonra da Mısır’a… Bulunduğu her yerde, fikirleri ve yazdıkları sayesinde ilgi görmüş, kendisine çeşitli sorumluluklar yüklenmişti.
Ölmeden önce Mısır’da Maliki mezhebinin kadısı görevindeydi.
Adının bugünlerde de anılmasını sağlayan, yedi ciltlik dünya tarihi (Kitab-ül İber) kitabının ilk cildini teşkil eden ‘Mukaddime’ adlı eseridir. Daha ‘sosyoloji’ adı ve o adın çağrıştırdığı konular ufukta bile görünmezken, İbn Haldun’un ‘modern sosyoloji’ içerisine giren tezlere sahip biri olarak temayüz etmesini sağlayan onun Mukaddime’sidir.
Devlet-toplum ilişkisini irdeleyen bir kitaptır Mukaddime; günümüze gelene kadar Doğu’da –daha çok da Batı’da– derinlemesine incelenmiş devlet ve toplumla ilgili teoriler açısından da tezleri ilgi çekicidir. Toplumsal dayanışmanın kökenini irdeleyen ‘asabiyyet’ teorisi göz açıcıdır. Devletlerin doğma, büyüme ve çökme dönemlerini bir tür zorunluluk olarak açıklaması da öyledir. (Toplumsal dayanışma zayıfladığı.. yöneticiler zulme bulaştığı.. ve mali yapı bozulduğu zaman devletlerin çökme vakti gelmiştir ona göre; devletlere biçtiği ömür bu yüzden en fazla 120 yıldır).
Uygarlıkların da ömrü vardır İbn Haldun‘a göre.
Günümüzde de geçerli sayılan, hak ve özgürlüklere saygısız, katılımcılıktan uzak uygulamaları bulunan rejimlerin uzun süreli olamayacağı tespiti, biraz da İbn Haldun’un tezlerine dayanmakta.
Böyle biri İbn Haldun.
Kıymeti uzun asırlar bilinmemiş, İslâm Dünyası’ndan az sayıda araştırmacının eserlerinde dipnot olarak değerlendirilmiş, 19. yüzyılın başlarında Batılı bir bilim adamının, Silvestre de Sacy’nin, tek başına onu ele alan tercümeye dayalı kitapları sayesinde biraz genişçe ilgiye mazhar olabilmiştir.
Osmanlı’nın çöküşe doğru yol aldığı dönemde, İstanbul ve Kahire gibi merkezlerde, İbn Haldun’un tezleri üzerinde hayli mürekkep tüketildiğini biliyoruz.
Mukaddime’yi gününün Türkçesine çeviren döneminin büyük hukukçusu Ahmet Cevdet Paşa olduğu halde, tezlerini ‘tehlikeli’ bulan ve yasaklanmasını talep edenler bile çıkmıştır.
İbn Haldun’a materyalist solun garip ilgisi
En ilginç ayrıntı ise şudur: Modern Türkiye’ye İbn Haldun’un temel eseri Mukaddime’yi tanıtan İslami çevreler değildir; eserin devlet tarafından yaptırılmış ilk yayınından sonra (Kadir Zakiri Ugan çevirisi, 1954), ilk kez bütünüyle tercümesini dört cilt olarak planlayan ve ilk cildini 1977 yılında yayınlayan Marksist ‘Sol Yayınları’ (daha sonraları Onur Yayınları adını alacaktır) olmuştu.
Turan Dursun çeviriyle.
Baskısı bitmişken, 12 Eylül darbesi yüzünden ikinci kitabın dağıtımı engellenmiş, kitabevlerine erişimi ancak 1986 yılında gerçekleşebilmiştir. Onur Yayınları Mukaddime’nin yeni baskılarında Sevim Belli’nin Fransızca’dan yaptığı çeviriyi kullanmaktadır.
Prof. Süleyman Uludağ da, nice sonra, Mukaddime’yi Arapça aslından çevirmiş, kitap iki cilt halinde Dergah Yayınları tarafından 1982 yılında yayınlanmıştır. (Uludağ’ın ilk cilt için yazdığı 110 sayfalık ‘giriş’ bölümü önemlidir). Yeni Şafak gazetesi de, Halil Kendir’in yine Arapça’dan yaptığı Mukaddime tercümesini 2004 yılında okurlarına hediye etmiştir.
Hoşgeldin İbn Haldun Üniversitesi
Osmanlı Devleti’nin tarihe karışmasından hemen önce, dönemin aydınları, İbn Haldun’un tezlerini hatırlamışlardı.
İbn Haldun’un tezlerinde bugünümüze ışık tutacak yönler de var.
Yeni üniversitemize, ismini taşıdığı insanın seviyesine uygun bilimsel çalışmalar yapılması beklentisiyle, “Bilim hayatımıza hoşgeldin” diyorum.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025