Fehmi KORU
Bir çokları için tarih AK Parti’nin iktidara gelmesiyle -hatta fırtınalara rağmen iktidarda kalacağının anlaşılması ile- başladığı için, bizim gibi eskilerin hafızasında yer alan olayların ara sıra hatırlatılması gerekiyor…
Öyle çok gerilere gideceğim sanılmasın; 28 Şubat diye anılan sürecin (1997-) biraz gerisi ile süreç ve hemen sonrasına kadar gitmek yeterli.
12 Eylül (1980) darbesi ile siyaseti yeniden dizayn eden askerler ülke için iki partili bir sistemi uygun görmüş ve seçimli demokrasiye geçme izni verdiklerinde, kurdurdukları partilerden hangisinin iktidar, hangisinin de muhalefet görevi yapacağına kadar ince hesaplar yapmışlardı.
Hesapta yeri olmayan Turgut Özal’ın Anavatan Partisi aradan çıkıp iktidar oldu; askerlerin kurduğu iki partinin ömrü ise kısa sürdü.
Hiçbir zaman iktidar yüzü görmeyeceği sanılan Refah Partisi ise, birkaç talihsiz seçim yaşadıktan sonra, kendisini yenileyerek 1991’den itibaren “Ben de varım” iddiasını seslendirmeye başladı. Önce yerelde (1994), sonra da genelde (1995) ipi en önde göğüsleyen parti oldu Refah…
Önü ‘post-modern’ sıfatı uygun görülmüş yine askeri bir müdahale olan 28 Şubat süreci ile kesildi.
Bunları hatırladınız mı?
Refah’tan AK Parti’ye nasıl gelindi
Hatırladınızsa, bütün bu gelişmelerin yaşandığı dönemde Özal’ın zorlamasıyla yolları açılan özel televizyon ve radyoların ülkeye tattırdığı çok sesli tartışma ortamını ve o ortamdan en fazla yararlanan siyasi çizginin Refah Partisi olduğunu da hafızanızda canlandırabilirsiniz.
Şimdilerde tartışma gündeminin ilk sırasına tırmanan 1986 yılında kurulmuş Bilim ve Sanat Vakfı (BİSAV) ile onun kadar bilinmese bile ona benzeyen nice vakıf ve dernek o özgür tartışma ortamının eseridir ve tartışma ortamı biraz da devreye yeni giren kurumlarla o dönemde varlıkları keşfedilen kanaat önderleri sayesinde renklenmiştir.
Ali Kırca’nın ‘Siyaset Meydanı’ programlarında en dikkat çeken yorumları, görünür hale gelmelerinden önce belli bir kesimin ‘gerici’ diye yaftalayıp gözlerden uzak tutmaya çalıştığı o kanaat önderleri yapmaktaydı.
Hakkını yemeyeyim: Ahmet Hakan’ın Kanal 7’de ‘Haber Saati’ programına çıkardığı her kesimden dinlenmeye değer aydınlar ve özellikle yine onun başlattığı ‘İskele Sancak’ programı için seçilen konu ve konuklar da yine oyun bozucu etkiye sahipti.
Refah Partisi böyle bir zeminde iktidara geldi.
Aynı düşünce zenginliği, 28 Şubat sürecinin zararlı etkilerinin kısıtlı kalmasını sağladığı gibi, çok daha geniş bir tasfiye planlamış ve arkalarına aldıkları medya desteğiyle istediklerini yapabilecekleri kararlılığıyla astığı astık bir havayı siyasi hayata dayatmış olanların ‘1000 yıllık’ hayalini de boşa çıkartmayı bildi.
Süreci destekleyen gazetelerin köşelerinde ve televizyon programlarında çok sesliliğin ‘gericilere’ yaradığına ve farklı düşüncede insanlarla yapılan tartışma programları yerine, dışlanmak istenen kesimdeki farklı düşüncelerden insanların kendi aralarında tartıştıkları programların ekranlara taşınmasının daha doğru olacağına dair görüşler yer alıyordu.
Öyle programlar ve o programlara uygun isimler de bulundu.
Hangi vesile ileydi bilmiyorum, nereden aklıma geldiyse, geçenlerde “Sahi Zekeriya Beyaz nerelerde?” diye etrafıma sordum.
“Bırakalım birbirlerini yesinler” görüşü hayata geçirildi, fakat onun da etkisi olmadı.
AK Parti de işte aynı düşünce zenginliği ortamının yararını görerek iktidara geldi.
Yeni iktidara gelmiş partinin kendisine biçtiği siyasi misyonu tartıştırmak üzere düzenlediği ‘Muhafazakar Demokrasi Sempozyumu’ kapsamında yapılan panellere konuşmacı olarak çağrılmış kişiler ile o panellerde konuşulanlardan, AK Parti’nin hangi zengin düşünce zemini üzerine siyaset yapmayı planladığının ipuçları alınabilir.
İktidarının 18. yılında AK Parti’nin siyaset yaptığı zemin ile başlangıç noktası arasındaki farklılaşmayı daha iyi görmenin yolu da budur.
[AK Parti’de halen milletvekili olan, bir ara bakanlık da yapmış Yalçın Akdoğan’ın yine en başlarda (2004) yazıp yayınladığı ‘Muhafazakar Demokrasi’ kitabı da, bugün ile başlangıç arasındaki farkları görmede işe yarayabilir.]
28 Şubat 1000 yıl sürmediyse…
Bin yıl süreceği en yetkili ağızları tarafından açıklanmış 28 Şubat bir askeri müdahaleydi ve o müdahaleyi yapanlar ‘tehlike’ olarak gördükleri Refah Partisi’ni (nitekim Anayasa Mahkemesi’ne partiyi kapattırdılar) ve ona destek veren kurumları, dernekleri, vakıfları tasfiye etmeyi de planlamışlardı.

Önceden hazırladıkları belli olan listelerinde ‘yeşil sermaye’ adını verdikleri şirketler de vardı. Büyük sanayi kuruluşları yanında kebapçılar bile o listede yer almaktaydı.
Büyük tasfiye planları yapanların hevesleri, o dönemin medyası neredeyse bütünüyle emirlerine girmiş olsa bile, bir-iki gazete ile tek bir TV kanalının direnmesiyle, kursaklarında kaldı.
Unutulduğunu sandığım için hatırlatmak istediğim yakın tarihe dair saptamalarım bu kadar.
Daha önce kendisine ‘kayyım’ atanarak kuruluş amacı dışına çıkartılan Şehir Üniversitesi ile benzer bir akıbete uğrayacağı anlaşılan onun kurucu vakfı BİSAV’ın bugünlerde başına gelenleri bu tarihi arka-planı akılda tutarak nasıl yorumlayacağız?
“Bırakalım birbirlerini yesinler” görüşünün günümüze taşınması olarak görebilir miyiz?
Daha ileri bir yorumu yaşlı yüreğim kaldırmıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025