Fehmi KORU
Son zamanlarda aldığım en sevindirici haber aynı gün üzüntü veren bir haberle yer değiştirdi.
Önce, İstanbul büyükşehir belediyesinin ‘kültür sanat platformu’ adıyla bir danışma kurulu oluşturduğunu öğrendim; haber ülkemizin gözbebeği kentimizin nicedir unutulmuş bir işlevine yeniden kavuşacağını düşündürdüğü için beni sevindirdi. Aynı gün, o kurula üye olarak düşünülmüş Prof. Hasan Bülent Kahraman’ın üyelik teklifini geri çevirmesine yol açan bir gelişme yaşandı ve üzüldüm.
ABD’de fikir insanlarını cendereye alan tehlikeli bir akım boy verdi. Adına ‘woke’ ( Türkçe karşılığı olarak ‘uyanış’ mı demeliyiz?) veya ‘iptal kültürü’ (‘cancel culture’) deniliyor. Aslında işlevine bakarak ‘tahammülsüzlük’ , hatta biraz daha ileri gidip ‘itibar suikastı’ demek daha doğru olur.
Mazi didik didik ediliyor, vaktiyle o günün anlam ve önemine uygun yapılmış değerlendirmelerde yakalanan en ufak ‘aykırı görüş’ bir insanı silmek için yeterli görülüyor. Bu akımın yürütücülerine göre, insanoğlu doğduğu gün kazanılmış kimliğini ölene kadar taşır, ilk benimsediği görüşü hiç değiştirmez herhalde.
Akıl durduran bir akılsızlık.
Daha önceleri de ‘siyaseten makbul’ (‘politically correct’) denilen bir çizgi vardı ve o çizginin beğenmediği kişilere ters bakılıyordu; ‘woke’ bundan daha ileri bir şey. Dalgaya yakalananlar sadece gözden düşmekle kalmıyor, açılan kampanyalar sonrası kendilerini işsiz bile bulabiliyorlar.
Bir çok değer birdenbire değersiz hale geliyor.
[Evet, farkındayım, bizdeki ‘medeni ölü’ deyimiyle karşılanan duruma çok benziyor. Zaten ‘her olumsuz akım önce bizde deneniyor ve sonuç alınıyorsa başka yerlerde de uygulamaya konuluyor’ tezimi güçlendiren bir durum bu.]
Hasan Bülent hocanın karşılaştığı da işte böyle bir durum. ‘İtibar suikastı’.
Kahraman ve CHP kitabı

SHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde kültür bakanlığında danışmanlık yapmış, düşünce hayatımıza büyük katkılarda bulunmuş ve herbiri tek başlarına onur kaynağı olan onlarca sanat ve kültür yayınıyla içeride ve dışarıda ülkemizin medar-ı iftiharları arasına girmiş bir insan, hayatında özgün tek bir fikir üretmemiş birilerinin hedefi.
[Velut bir yazar olan Hasan Bülent Kahraman’ın, sanat ve kültür alanındaki sayısız eseri yanında siyasi araştırma ve bilimsel çalışmaları da bulunuyor. Son ve yayına hazır bekleyen siyasi eseri CHP üzerine; müsvette metni okuduğum için biliyorum, bayağı hacimli bu eserde CHP’nin 100 yılı bulan geçmişine dönük değerlendirmeler yanında geleceğine yönelik tavsiyeler de var. Yayınevleri CHP’li olmayanların ilgi duymayacağı, CHP’lilerin de zaten okuma alışkanlıkları olmadığı gerçeğinden hareketle basmaktan kaçınıyor eseri. Oysa muhalif-muvafık siyasetle ilgilenen herkesin mutlaka okuması gerekli bir kitap bu. CHP’ye duyururum.]
Hasan Bülent’te itiraz edilen
Neymiş, 2010 yılı civarında Beyoğlu belediyesinin çalışmalarını takdir eden bir yazı yazmış… (Takdir edilecek bir şey yapılmışsa yazacak tabii.)
Aynı dönemde AK Parti iktidarını övdüğü yazıları da varmış… Mesela? Mesela, ülkeye demokrasiyi dindarların getireceği anlamına gelen bir cümle… (İyi de, öyle olsaydı, kötü mü olurdu. Teşvik edilmesi gereken bir yöneliş değil mi bu?)
Araya Tayyip Erdoğan‘la çekilmiş bir fotoğrafı da konuluyor, kim bilir ne zaman ve hangi vesileyle çekilmiş…
Üretken bir yazarlık hayatı var Hasan Bülent Kahraman’ın. Çok sayıda eseri yanında, günlük gazetelerde, haftalık-aylık dergilerde yazılar yazdığı, televizyonlarda kültür programları yaptığı da biliniyor.
Bütün bu verim içerisinden önüne ve arkasına bakılmaksızın iki cümle seçilip etkisi yok edilmek isteniyor.
Olacak şey değil, ama günümüzde maalesef oluyor.

[Gazete ve dergileri dijital ortamda okuyorum. ‘İstanbul Life’ dergisi ile de yine dijital ortamda karşılaştım ve uzun süredir yazdıklarını okumayı özlediğim Hasan Bülent Kahraman’ın derginin her sayısında ‘başyazı’ yerine kullanıldığını gördüğüm uzun yazıları beni mest etti. ‘Mest etti’ deyimini boşuna kullanmıyorum. Onun yazısını ve konuları baştan sona İstanbul’a hasredilmiş derginin bütününü beğendiğim için, üç ay önce paraya kıyıp -143 TL ödedim- abonesi de oldum. Şimdi elime alıp okuduğum tek dergi, Hasan Bülent’li yazılarıyla ‘İstanbul Life’. Muhtemelen İstanbul belediyesinin girişimi kültür ve sanat platformunu oluşturanlar da aynı beğeniyle onu kurula üye yapmayı düşünmüşlerdir.]
Kurul onsuz olmaz, olamaz
İsminde ‘İstanbul’, ‘kültür’ ve ‘sanat’ sözcükleri bulunan bir kurul, Hasan Bülent Kahraman üye değilse, eksik oluşmuş bir kurul olacaktır. Bunu en iyi anlayacaklar da kurula üye olarak düşünülmüş diğer isimler…
Yok etme kampanyasını kim/ler yürütüyor? Şimdiye kadar ne yapmış, ne yazmış, kültür ve sanata ne katkıda bulunmuşlar?
Sorunun cevabını hepimiz biliyoruz.
İtibar suikastından başka bir şey değil bu yapılan…
Bu yazıyı daha fazla uzatmaya gerek yok. Belediye üye olarak düşündükleri kişilerle görüşüp onaylarını almadan kurulu duyurmakla yanlış bir iş yapmış. Önce bu yanlışı doğrusuyla değiştirip Hasan Bülent Kahraman dahil üye olması düşünülen kişilerle, bizzat Ekrem İmamoğlu ve herbiriyle teker teker yüz yüze görüşerek, kurul yeniden resmen oluşturulmalı.
Hasan Bülent Kahraman’a da yeniden teklif götürülmeli.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025