Hakan Albayrak
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HDP’li milletvekili Semra Güzel’in -milletvekili olmadan evvel- PKK’lı bir teröristle çektirdiği fotoğraflar üzerinden “açılım-saçılım denen sürece” yükleniyor; o süreçte “PKK’yla masaya oturanlar”ı hedef alarak, mecliste Semra Güzel gibi onlar hakkında da fezleke hazırlanmasını talep ediyor ve “Eğer fezlekeleri getirmezlerse biz iktidar olup bu fezlekeleri getireceğiz” tehdidinde bulunuyor; “kafalardaki temizlenen konfetiler”i hatırlatarak, Diyarbakır’daki Erdoğan-Barzani buluşmasında kameralara yansıyan bir samimiyet manzarasını -evvelce de yaptığı gibi- iktidarın aleyhinde delil gibi göstermeyi de ihmal etmiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuya yaklaşımı müttefikininkiyle uyumlu: “Bunların (AK Parti iktidarının) İmralı’ya masa attıkları dönemde, açılım döneminde o fotoğraf çekilmiş. Dolayısıyla bu fotoğrafın muhatabı doğrudan doğruya Erdoğan’dır.”
En büyük iki muhalefet partisinin liderleri, devletle Kürtler arasındaki bütün duvarları yıkmaya ve Kürt meselesinden mütevellit terörü diyalog yoluyla bitirmeye matuf açılım ve sürece tu kaka nazarıyla baktıklarını bir kere daha ortaya koymuş oldular bu açıklamalarıyla.
Vahap Coşkun’un Serbestiyet’teki yorumu:
“Kürtler silahların susmasını, demokratik ve siyasi bir çözümü arzuluyor; muhalefetin ajandasında ise bundan söz bile edilmiyor. Kürtler çözüm sürecine büyük bir önem atfediyor ama muhalefet bunu bir günah keçisi haline getiriyor. Kürtler çözüm sürecinde kısa bir süreliğine normal bir hava soludular ama muhalefet bunu bile onlara çok görüyor. Ve dahası muhalefet kendi iktidarında, bugünkünden daha beter bir vaziyetin onları beklediğini Kürtlere müjdeliyor…
“Hâlihazırda muhalefet, Kürt meselesinde Erdoğan’ın bugünkü yanlışlarından ziyade dünkü doğrularına cephe alıyor. Kürtlerin başına inen sopa muhalefet için bir sorun teşkil etmiyor. Muhalefet, o sopanın kendi elinde olmamasından şikâyet ediyor. Hülasa sopaya talip olan ve tabiri caizse “Erdoğan’ın elindeki sopayı alalım, Kürtleri biz dövelim” demeye getiren bir muhalefet var.”
Coşkun, muhalefetin bu pozisyonunun birçok soruya kapı açtığını belirtiyor ve o soruları şöyle sıralıyor:
“Halen çözüm bahsinde AK Parti’nin koyduğu çıtaya ulaşamayan bir muhalefete Kürtler oy verirler mi? Demokratik barış arayışını her vesileyle mahkûm eden bir muhalefet, Kürtler için bir çekim merkezi olabilir mi? İktidarın yanlışları, Kürt oylarının doğrudan muhalefete aklamasını sağlar mı? Eğer başında sopa eksik olmayacaksa, iktidarın değişmesi Kürt için bir anlam taşır mı?”
Kürtlerde zaten “Bu muhalefetten bir şey çıkmaz” fikrinin güçlü olduğunu ileri süren ve muhalefetin nobranlığının bu fikri tahkim ederek seçmeni arayışa iteceğini savunan Coşkun’a göre “Bugün AK Parti ile Kürtler arasında açılan mesafeyi kapatmaya ne Erdoğan’ın pragmatizmi yeter ne de Öcalan’ın olası bir mektubu; bu mesafeyi kapatsa kapatsa ancak muhalefet kapatır!”
Ve final:
“Kılıçdaroğlu ve Akşener, Erdoğan’ın günahlarının kendilerini direkt aziz kılmayacağını bilmeli. Kürtler Erdoğan ve AK Parti’ye kızgın olabilirler, ama bu, Kılıçdaroğlu ve Akşener’i onların oyları için doğal bir adres yapmaz.
“Kürtlerin oyunu çantada keklik görenler, seçimden sonraki güne mutlu uyanmayabilirler!”
(Muhalefet sopaya talip, Vahap Coşkun / serbestiyet.com)
***
Bu vesileyle, Kürt Açılımı ve Çözüm Süreci hakkındaki bir mülahazamı tekraren paylaşmak isterim:
Bunlar olmasaydı da bugün PKK terörü olurdu; ama bunlar olmasaydı PKK terörü kitlesel destekten mahrum kalmazdı.
AK Parti iktidarı, Kürt Açılımı ve Çözüm Süreci ile, devletin eski devlet olmadığı mesajını güçlü bir şekilde vererek, Kürtlerin gasp edilmiş haklarını iade etmeye ve geçmişte Kürtlere reva görülen mezalimin oluşturduğu toplumsal zemin üzerinde yükselen terörü barışçıl bir siyasetle sona erdirmeye ve yepyeni bir sayfa açmaya son derecede azimli olduğunu göstererek, bu uğurda riskler alarak, süreç boyunca -bir çuval inciri berbat etmemek için- PKK’nın bazı tahriklerini görmezden de gelerek ‘Devlet daha ne yapsın? Gözünüze dizinize dursun!’ dedirtmeseydi, PKK’nın “halk savaşı” çağrısıyla iyice derinleşirdi terör meselesi.
Ama ne oldu?
Geçmişte sokaklara ve meydanlara çıkıp “Vur gerilla vur!” diye slogan atan kalabalıklar, Kürt meselesinin sivil siyasetle çözümü yolundaki engellerin kalktığı yeni atmosferin PKK tarafından bombalanmasını içlerine sindiremediler ve PKK’nın -hendek terörü esnasındaki- “halk savaşı” çağrısını boşa çıkardılar.
O gün bugündür de PKK terörüyle mücadele kitlesel bir direnişle karşılaşmadan yürüyor; güvenlik güçleri terörle mücadelede sivil kalabalıklarla muhatap olmak durumunda kalmıyor.
***
Kürt Açılımı ve Çözüm Süreci ile elde edilen, toplumsal barış için büyük önem taşıyan sosyo-psikolojik kazanımları korumaya, ihya etmeye ve çoğaltmaya yönelik siyaset geliştirmek, hem iktidarın hem muhalefetin sorumluluğudur.
O açılım ve sürecin kıymetini takdir etmeden nasıl olacak bu?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021