Hakan Albayrak
Genellikle yerden yere vurulan “Çözüm Süreci”ni yere göğe sığdıramasak yeridir.
Bugün “Terörsüz Türkiye”yi konuşabiliyorsak, o süreç sayesinde konuşabiliyoruz zira.
“Kürt Açılımı”nı takviye eden o süreçte kırıldı şeytanın bacağı.
PKK’nın şiddet yolu, asıl o süreçte kaybetti zeminini.
Öcalan o süreç sayesinde daha 2015’te “demokratik bir çözüme ulaşmak için” PKK’ya ‘silah bırak’ çağrısı yaptı.
PKK’nın toplumsal tabanını oluşturan kitleler, milli esenlik için Öcalan dahil herkesle dolaylı/dolaysız diyaloga giren AK Parti iktidarının ‘makul devlet’ algısını oluşturduğu o süreç sayesinde ve bizzat PKK liderinin o süreçten mütevellit referansıyla silahsız çözüm fikrine ikna oldular.
Hendek terörü o süreç sayesinde kitlesel destekten mahrum kaldı.
Terörle mücadele o süreç sayesinde kitlesel tepkiye maruz kalmadan yürütülebildi.
***
Bir şey kuvveden fiile çıkabildiği gibi fiilden kuvveye inebilir de.
Hendek terörüyle başlayan yeni süreç, “Çözüm Süreci”ni fiilden kuvveye indirdi.
Kuvve-muvve; orada duruyordu işte “Çözüm Süreci”.
Her an geri dönülebilecek bir adres olarak.
***
Aradan 10 sene geçti.
Köprünün altından çok sular aktı.
Nihayet, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli o müthiş çıkışını yaptı ve “Çözüm Süreci”ne geri dönüldü.
Kaldığı yerden muazzam bir hızla devam etti, devam ediyor “Çözüm Süreci”; artık öyle anılmasa da.
Öcalan’ın PKK’yı kendini feshetmeye çağırması, PKK’nın bu çağrı üzerine kendini feshetme kararını alması, 11 Temmuz’daki sembolik silah bırakma merasimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun kurulması… Tam yol ileri!
***
Bazıları, “Habur rezaleti”nin tekerrüründen dem vurarak süreci baltalamaya çalışıyor.
“Habur rezaleti” dedikleri şey, 2009 senesinin Ekim ayında, AK Parti iktidarının “eve dönüş” açılımı üzerine silah bırakıp dağdan inen PKK’lıların Habur’da zafer işaretleri ve zılgıtlarla karşılanması.
Daha o günlerde yakalanan “Terörsüz Türkiye” fırsatı, ülkenin selameti için bu manzarayı sineye çekmeleri gerekirken isyan bayrağını çekenlerin çıkardığı kuru gürültüde boğuldu maalesef.
Bu sefer feraset ve basirete sımsıkı sarılmak ve kuru gürültüye pabuç bırakmamak lazım.
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun AK Partili üyelerinden Abdülhamit Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013’te, “Çözüm Süreci”nin başlarında -başbakanken- sarf ettiği “Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehri içmekse, biz o baldıran zehrini de içeriz. Yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin” cümlesini hatırlattı; isabet.
Öcalan'ın ve başka PKK’lıların tahliyesi dahil, her şey konuşulabilir ve konuşulmalı. (Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi zaten haydi haydi konuşulmalı ve bir an evvel gerçekleşmeli.)
“Ya ileride tekrar…” endişesi, çözüm yolunda radikal adımların atılmasına mâni teşkil etmemeli.
İleriye ileride bakılır ve gereken neyse gene yapılır.
***
Gereken zamanda demir yumruk başımız gözümüz üstüne.
Ama bölgesel ve küresel meydan okumalar karşısında Türkiye’nin iç barışını tesis veya tahkim etmek söz konusu ise, üstelik bunun mümkün olduğunu gösteren kuvvetli işaretler de mevcut ise, zaman daha ziyade kadife eldiven zamanıdır.
Aslında PKK meselesini aşan genel bir iklim değişikliğine ihtiyaç var.
İmkân da var.
Geçmişte “Çözüm Süreci"ne hararetle karşı çıkan Bahçeli’nin radikal tavır değişikliği ve aylardır ısrarla yazdığı sağduyu destanı, bu imkânın altını kalın çizgilerle çiziyor.
Osman Kavala’yı, Ayşe Barım’ı... da içeren bir bahar, niye olmasın?
Demokratik açılımların üzerinde yükselen ve şimdi de “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi” diyen AK Parti’ye yakışır.
Yazarlar
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci milletin hakemliğinde yürür mü? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYastık altında 705 milyar dolar 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİIŞİD tehdidi SDG'yi kıymete bindirir mi? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciGelir bozukluğunda görülmeyen iki ayrıntı 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDindar nesil hikayemiz ya da sosyolojinin yeni haritaları 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı’nı Savunmak, Barışı Savunmaktır... 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURBizi esas ilgilendiren çarpık ilişkiler… 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKİsrail ve Kürtler: Mümkün mü? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021