Hakan Albayrak
Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Saadet Partisi’nin üçüncü bir ittifak kurarak “Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı”na alternatif oluşturabileceği söyleniyordu.
AK Parti’den kopma temayülü gösteren ama CHP ile aynı safta yer almak da istemeyen seçmenler için ideal seçenek olurdu bu.
Beraber parti kuracaklarına iki ayrı parti kurdukları için Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a sitem eden ve Gelecek/DEVA ayrışması yüzünden onlara verilecek oyların zayi olabileceğinden endişe eden bu seçmenler, “Yanlarına Saadet’i de alarak üçüncü bir ittifak kurmaları halinde durum değişir; o takdirde barajı aşabilecekleri, hatta birliğin oluşturacağı sinerjiyle çok daha fazlasını elde edebilecekleri için onlara rahatça oy verebiliriz” diye düşünüyordu.
Saadet Partili olup “Millet İttifakı”na mensubiyeti sindiremeyen seçmenler de öpüp başlarının üstüne koyuyordu o ihtimali.
Geçmiş zaman kullanıyorum, çünkü Gelecek-DEVA-Saadet ittifakı ihtimali ortadan kalkmış gibi.
***
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, KARAR TV’de Taha Akyol ve Elif Çakır’a yaptığı açıklamalarda, birbirine denk olan iki bloktan birinin bölünmesi halinde öbür blokun 15-20 milletvekili fazla çıkaracağını belirterek, üçüncü ittifak için “Olamaz” dedi.
Baştan “Benim bir iddiam yok. Ben kendi oyumu alayım, gerisi beni ilgilendirmez” demek anlamına gelirmiş üçüncü ittifakı kurmak.
“Öyle bir şey yaptığınız takdirde siz zaten iddialı olamazsınız. Bir şey de yapamazsınız. Çok açık.” diyerek, üçüncü ittifaka hiç mi hiç meyyal olmadığını iyice vurguladı Karamollaoğlu.
Sonrasında Taha Akyol’la aralarında şöyle bir diyalog geçti:
AKYOL- Buradan şunu anlıyorum ben: Siz seçimlerde beraber olduğunuz, dahil olduğunuz Millet İttifakı’nın bölünmesini, Millet İttifakı’ndan ayrı bir partiler grubunun üçüncü bir ittifak kurmasını doğru bulmuyorsunuz.
KARAMOLLAOĞLU- Yani o çok riskli bir iş diyorum.
AKYOL- Yani doğru bulmuyorsunuz.
KARAMOLLAOĞLU- Yani işte bugün siyasette kullandığınız kelimeye göre o farklı yankı yapıyor. Ben onun için diyorum ki bu çok riskli bir yol. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı her işte kendine göre bir hikmet var. Sadece Sayın Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı, başka kimseyi hedef almadı. Onun için de onunla irtibatlı olan herkes, ne halleri varsa görsün. Şimdi bu mantığı işliyor. Bu mantık da toplumun bir kesiminde karşılık buluyor, ‘Aman ha niye böyle olacak?’ diye. Ben bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Biz bu memleketin içinde, tekraren söyledim, bu memleketin içine herkesle irtibat kurabilmeliyiz. Bunu kim nereye yorumlarsa yorumlasın. Ama ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendi parti meclisine bir tane başörtülü hanımı almasını çok önemli görüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde böyle bir hadise olmamıştır.
Ben de CHP Parti Meclisi’ne başörtülü bir hanımın alınması gibi gelişmeleri önemsiyorum, Kılıçdaroğlu’nun “Muhafazakâr dünyayla helalleşmeliyiz” çıkışını kıymetli buluyorum ama üçüncü ittifak seçeneğini dışlamayı ne bunlar mazur gösterir ne de o ittifakın “çok riskli” oluşu.
CHP’de müspet değişim alametleri olduğu gibi eski tas eski hamam alametleri de var ve bu bakımdan CHP ile beraber hareket etmek de riskli.
Üçüncü ittifaka meyledebilecekken “Millet İttifakı”na soğuk bakan seçmenleri itebilecek olması bakımından da riskli bu.
Muhalefet bölündüğü takdirde “Cumhur İttifakı”nın 15-20 milletvekili fazla çıkarması ne kadar mümkünse, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin belki çok daha fazla milletvekiline tekabül eden potansiyelinin üçüncü ittifak kurulmadığı için heba olması da o kadar mümkün.
Ayrıca, üçüncü ittifakın barajı aşıp onlarca milletvekiliyle yer aldığı ve hiçbir ittifakın çoğunluğu sağlayamadığı bir mecliste “Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı”ndan hangisinin daha çok milletvekiline sahip olduğunun ne önemi var?
Bazı konularda “Millet İttifakı”yla hemfikir olan üçüncü ittifak, başka bazı konularda “Cumhur İttifakı” ile hemfikir olabilir ve mecliste kilit rol oynayarak istediği kanunların geçmesini veya istemediği kanunların geçmemesini temin edebilir. (Belki de öyle müthiş bir sinerji oluşturur ki, iktidara bile namzet olur. Hedeflenmeye değmez mi?)
Karamollaoğlu üçüncü ittifak konusunda “Öyle bir şey yaptığınız takdirde siz zaten iddialı olamazsınız. Bir şey de yapamazsınız. Çok açık.” diyor ama asıl “iddia”sızlık üçüncü ittifakın siyasi nüfuz potansiyelini elinin tersiyle itip “Millet İttifakı”nda yan rol oynamaya razı olmak değil midir?
‘Biz üçlü ittifakla da barajı aşamayız, aşsak bile mecliste hatırı sayılır bir varlığımız olamaz’ diye düşünüyorsa zaten “iddia” sahibi olmanın yanından bile geçmiyor demektir.
***
Hülasa; şimdiye kadar ‘Seçim sath-ı mailine girilmeden ittifak konusunu konuşmak doğru olmaz’ minvalinde açıklamalar yapan Karamollaoğlu’nun aslında bu konudaki kararını çoktan vermiş olduğu, yola “Millet İttifakı”yla devam etmek istediği anlaşılmış bulunuyor.
Kulislere bakılırsa Babacan da üçüncü ittifak seçeneğine prim vermiyor, “Millet İttifakı”na meylediyor.
Bidayette Babacan’a ‘Beraber parti kuralım’ diyen, bu konuda elinden geleni yapan, sonrasında Gelecek ve DEVA’nın beraber hareket etmesi için çabalayan ve ‘AK Parti iktidardan düşerse mütedeyyin kesimin kazanımları tehlikeye girer’ iddiası üzerine bu kazanımları korumak konusunda Gelecek, DEVA ve Saadet’in ortak irade beyanında bulunması için de gayret gösteren Davutoğlu üçüncü ittifaka yatkın bir profil çiziyordu ama ne fayda?
Yine de ‘Gün doğmadan neler doğar’ diyelim ve bekleyelim hele.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021