Hakan Albayrak
Tarihçi Mustafa Armağan, 5816 sayılı “Atatürk’ü Koruma Kanunu”na muhalefetten 1 sene 3 ay ceza aldı.
Cezayı veren hâkim, “Bıçak sırtı bir durumdu, yandaki mahkeme beraat verebilirdi, ben ceza verdim” demiş.
Mustafa Armağan’ın yorumu: “Şaka gibi.”
Karar üst mahkemeden dönmezse 15 ay boyunca her hafta karakola ‘tekmil’ vermesi gerekecek.
Şükür ki hapis cezası yok ama bu ceza da Türkiye için yeterince utanç verici.
Basında Mustafa Armağan’a destek yazılarının azlığı da utanç verici.
Ben de 2000 senesinde “Atatürk’e hakaret”ten 15 ay ceza almıştım.
O zamanlar denetimli serbestlik filan yoktu, kararın Yargıtay’da tasdik edilmesi üzerine Mayıs 2004’te hapse girdim, altı ay yattım.
Hiç unutmam, ‘karşı mahalle’den Hasan Cemal “Ayıp” diye bir yazı yazmıştı Sabah gazetesinde; benim ifade özgürlüğümü savunmuş ve 5816’nın kaldırılmasını istemişti.
Milliyet’te Hasan Pulur da destek çıkmıştı bana; o da 5816’nın kaldırılması gerektiğini savunmuştu.
Dünya görüşümü paylaşmayan daha birçok gazeteci-yazardan destek görmüştüm.
‘Bizim mahalle’nin zaten tamamına yakını arkamdaydı.
Bugün Mustafa Armağan’a ise, bırakın ‘karşı mahalle’yi, ‘bizim mahalle’nin gazeteci-yazarları bile layıkıyla sahip çıkmıyor.
Destek yazıları, kaideyi bozmayan istisnalardan öteye geçmiyor.
“Oh olsun”ların ise bini bir para.
‘Karşı mahalle’ mutluluktan uçuyor; kendi yazarları söz konusu olduğunda militanlığını yaptığı fikir ve ifade özgürlüğünün içine tükürüp, Armağan’ın mahkûmiyetini kutluyor.
‘Bizim mahalle’ de mutsuz görünmüyor, hatta burada bile bayram edenler var.
15 senede bu konuda ileri gitmemiz gerekirken fena halde geri gitmişiz.
***
Konu neydi, hatırlayalım…
Mustafa Armağan, genel yayın yönetmeni olduğu Derin Tarih dergisinde, Mustafa Kemal Paşa’yla 1923-1925 yıllarında evli olan Latife Hanım’ın 1926 tarihli bir mektubunu neşretti.
Bu mektupta Latife Hanım, eski kocasının aldığı bazı önemli kararları “dişi Mussolini” diye andığı ve ismini vermediği bir kadının menfi tesirine bağlıyor.
Diyor ki:
“Gazi, tam bir şovenizm timsali olan bu dişi Mussolini’nin söylediklerini ciddiye almaya başladığı işte ondan itibaren iyi hesap edilmemiş … kararların altına imzasını atmaya başladı. Tekke ve zaviyelerin kapatılması, bazı kılık ve kıyafetlerin yasaklanması, bazılarını giymenin zorunlu kılınması gibi pek çok karar böyle alındı.”
Latife Hanım, bu hususlardaki itirazlarını Mustafa Kemal’e nasıl ilettiğini de anlatıyor:
“Çeşitli vesilelerle kendisine, bir ülkenin kanunlarının orada yaşayan milletin tecrübelerinin toplamı olduğunu, bazı şartlar altında reformların yukarıdan dayatılabileceğini fakat insanların geleneklerini hedef alan bu tür değişikliklerin zorla hayata geçirilemeyeceğini anlattım. Bu konudaki fikrim, kadınların çarşaf giyip giymemesi, dinî törenlere bir erkeğin nezaretinde veya tek başlarına katılmaları veya belli kıyafetleri giymelerinin yasak olması ve benzeri konuların -kamu ahlâkını tehdit etmediği müddetçe- yukarıdan dayatılan kurallarla şekillendirilecek konular olmadığı ve olmaması gerektiğiydi.”
Mektubun devamında, Mustafa Kemal’in zaman zaman bu gibi itirazlarını haklı bulup “daha âkil ve insanî kararlar” almaya söz verdiğini ileri sürüyor Latife Hanım.
***
Bu konuda söyleyeceklerimi, 20 Mayıs 2017 tarihli Karar’daki “5816” başlıklı yazımda sösylemişim.
Tekrar:
Bence “Atatürk İlke ve İnkılapları”na kutsiyet atfeden çevreleri daha serinkanlı bir yaklaşıma davet etmesi bakımından önemli ve değerli bir tanıklık söz konusu.
Böyle bir belgeye ulaşan bir tarih dergisinin onu yayımladığı için yadırganması ve suçlanması akıl kârı değil.
Bu tanıklığa itibar etmemek de bir tercihtir tabii; istemeyen itibar etmesin, hatta ateş püskürsün, sorun yok, ama Derin Tarih dergisinin Latife Hanım’lı son sayısı toplatılıyor ve yayıncılarına soruşturma açılıyor diye bayram etmek neyin nesi?
Böyle demokratik kültür mü olur?
Tamam; Latife Hanım, mektubunda Mustafa Kemal’le ilgili alaycı ifadeler de kullanıyor…
Kocası tarafından terk edilen bir kadının hıncı siniyor mektubun satır aralarına…
İyi de, Mustafa Kemal’in hatırası buncağızla sarsılacak kadar gevşek mi?
1926 senesinde Boston Adviser gazetesinde yayımlandığı halde Latife Hanım’ın başını derde sokmayan bir mektuptan bahsediyoruz.
Mustafa Kemal’in kendisi o nazı çekebilmişken “Atatürkçüler”in çekememesi kraldan fazla kralcılık değil midir?
“Yenge hanım fena kızmış” diye gülüp geçseler olmuyor mu?
***
Mustafa Armağan diyor ki:
“5816, Türkiye’de tarih bilimine indirilen en büyük darbedir. Açık mektubu yayınlamak biler suç! Elalem uzaya çıktı, biz tarihçilik bile yapamıyoruz.”
“Üstad Necip Fazıl’ın 2 yıl hapis cezası ile mezara girdiği bir kanunla cezalandırılmış olmak, şahsıma ancak şeref verir. 5816 kalksın.”
“Sultan Abdülhamid kanunla mı korunuyor? 110 yıldır onca iftiraya rağmen ufukta bir güneş gibi yükselmekte.”
Selam olsun Mustafa Armağan’a.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021