Hakan Albayrak
MetroPOLL’ün Türkiye çapındaki “Kararsızlar” araştırmasında vatandaşlara hangi partiye asla oy vermeyecekleri sorulmuş, HDP seçmenlerinin yüzde 64.1’i AK Parti demiş.
Bu soruya MHP cevabını veren HDP seçmenlerinin oranı yüzde 13 civarındaymış.
Araştırmaya göre o kesimde AK Parti’nin ‘zinhar kabul edilemezliği’ MHP’nin neredeyse beş misli.
Mezkûr rakamlar doğruyu ne kadar yansıtıyor bilemiyorum ama HDP seçmenlerinin ekseriyetinin ve dolayısıyla Kürtlerin hatırı sayılır bir kısmının AK Parti’ye buğzeder hale geldiği vakıa.
Bu vesileyle, 7 Haziran 2015 seçimlerinden iki gün sonra Diriliş Postası’nda yayımlanan “Kürtlere küsmek mi? Tövbe estağfirullah!” başlıklı yazımı arşivde çıkarıp -yeniden- dikkatinize sunmak geldi içimden.
***
Seçim sonuçlarında beni en çok sarsan şey, Diyarbakır’da HDP’nin yüzde 80’e yakın oy alması ve AK Parti’nin yüzde 13’lerde kalması oldu. En büyük ikinci sarsıntıyı ise HDP’nin Şanlıurfa’da AK Parti ile neredeyse kafa kafaya gelmesiyle geçirdim.
Mütedeyyin Kürtlerin AK Parti’ye sırt çevirip HDP’ye yönelmeleri bana inanılmaz geliyor. Bununla beraber Dolmabahçe Mutabakatından dönülmüş gibi bir manzara arz edilmesine ve “Kürt sorunu yoktur” ifadesinin kullanılmasına tepkiyi anladığımı ifade etmeliyim.
“Kürt sorunu yoktur” çıkışı yapılırken, bu cümleye yüklenen mananın üç-beş ay içinde kitlelere lâyıkıyla özümsetilemeyeceği, pek çok Kürt için seçim sabahı o cümleden geriye mananın değil sadece eski Türkiye’yi çağrıştıran lafzın kalacağı hesap edilmedi maalesef.
Bundan 8-10 ay evvel HDP seçmenlerinin çoğu Erdoğan ve AK Parti’ye hürmet ve hatta muhabbet duyarlardı. En önemlisi belli bir güven duyarlardı. Seçim sürecinde ise -sürecin biraz evvelinden başlayarak- AK Parti seçmeni olan Kürtler arasında bile iktidara şiddetli bir tepki yükseldi. Öyle şiddetli ki, artık iktidarın i’sini duymaya bile tahammül edemez oldu bunların pek çoğu.
“Pek çoğu” diyorum. Birçoğu değil, pek çoğu. Ne kadar çok olduklarını önceki gün seçim sandığında dramatik bir şekilde ortaya koydular işte.
Bence AK Parti ve bilhassa Erdoğan, böyle bir darbeyi kesinlikle hak etmedi. Ne olursa olsun, hak etmedi. Siyasi hayatlarını tehlikeye atarak yaptıkları Kürt Açılımı’nın muazzam pratiği ve barış için Öcalan’la masaya oturmaktan dahî imtina etmeyişleri, bazı söylem problemleri yüzünden yok sayılmamalı, görmezden gelinmemeliydi. Şu da söylenebilir ve söylenmeli tabii: Erdoğan ve AK Parti de Kürlerin gasp edilen haklarını iade ve barışın tesisi yolunda attıkları tarihî adımları gölgeleyecek tavırlara tevessül etmemeliydi.
Şimdi bütün bunlar bir yana… Diriliş Postası olarak seçim süreci boyunca yürüttüğümüz ‘Mütedeyyin Kürt! HDP’den uzak dur!’ kampanyası da bir yana…
Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, hatta Bingöl’de bile mütedeyyin Kürtler yahut Zazalar bize posta koydular, rest çektiler. Beğenelim veya beğenmeyelim, makul bulalım veya bulmayalım, vakıa budur. Ne yapacağız şimdi? “Restinize rest!” diye meydan mı okuayacağız onlara? Daha da ileri gidip bütün Kürtleri hedef alarak “Ümmeti sattılar, yazıklar olsun!” diyenler var. Sosyal medya böyle diyenlerle dolup taşıyor. Ne yaptıklarını biliyor mu bunlar? Olup bitenlerden hiç mi ders almadılar?
Belli ki yanlış yaptık. Doğru yapıp yanlış ifade ettiysek o da yanlış oldu. Sadece Erdoğan ve AK Parti’yi kasdederek söylemiyorum, bütün bir “yandaş” medya olarak da yanlış bir dil kullandık, besbelli. Kendimize yakınlık duyulmasını kolaylaştırmadık, zorlaştırdık. Sevdirmedik, nefret ettirdik. Rahmet Peygamberi’nin (sallallahu aleyhi vesellem) ümmetine yaraşır bir şekilde hareket etmeye çağırdığımız insanlarda Rahmet Peygamberi’nin (sallallahu aleyhi vesellem) ümmetine yaraşan adamlar olduğumuz intibaını uyandırmadık. Tam olarak böyle midir değil midir, bilmiyorum; ama bir sorun var işte ve sorunun sorumlusu olarak kendimizi görmekten ve kendimizi düzeltmekten başka çaremiz yok. Aksi takdirde makas büyüdükçe büyüyecek. Bunu önlemek için gereken tedbirleri almak yerine “Kürtler ümmete ihanet etti” gibi laflarla yangının üstüne körükle gidersek ümmete asıl biz ihanet etmiş olacağız.
Kime oy vermiş olurlarsa olsunlar, Müslüman Kürtlerle kardeşliğimiz bakidir ve bir yolunu bulup yoldaşlığımızı da ihya edeceğiz inşaallah. Ve isterse PKK’nın ideolojisinin en fanatik taraftarı olsun, icabında ateist veya Zerdüşt veya neyse o, her HDP’liyi de ortak vatanımızın selameti için ortak bir paydada buluşmaya azmetmemiz gereken potansiyel müttefikimiz olarak görmeliyiz. Eleştireceğiz edeceğiz, ama ‘kopuş’ dili seçim süreciyle beraber geride kalmalı.
Şansımızı sonuna kadar zorladık, tabir caizse bütün kozlarımızı kullandık ve geldiğimiz nokta ortada. Bu noktada yeni bir anlayış, yeni bir söylem, yeni bir üslup gerek. Hem iktidara hem de bize.
(Diriliş Postası, 9 Haziran 2015)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021