Hasan CEMAL
AB’ye bir zamanlar asker veryansın ederdi, şimdi de Ak Parti... Ak Parti eğer resmin bütününü göremez ve 2014 hesapları ile kendini daha fazla milliyetçilik girdabına kaptırırsa, Türkiye yeniden 1990’lara benzer ‘kayıp yıllar’ yaşayabilir.
Evet, bir zamanlar asker böyleydi. Şimdi de Ak Parti iktidarı.
Bir zamanlar asker, kapar gözünü açar ağzını, Avrupa Birliği’ne demediğini bırakmazdı. Şimdi de Ak Parti sözcüleri öyle.
Hatırlayın, 2000’lerin başını. Asker, AB’nin birinci sınıf demokrasi ile Türkiye’nin bölüneceğini, ‘irtica’nın güçleneceğini söylerdi. Özel koşulları dolayısıyla Türkiye’nin ‘ikinci sınıf’la idare etmesini savunurdu.
Buna karşılık Ak Parti, biraz da can havliyle ‘AB ipi’ne sarılmıştı.
Asker, Türkiye’nin AB yolunu kesmek için Kıbrıs’ta çözümsüzlüğe oynar, perde arkasında Denktaşgiller’le oyun içinde oyunlar kurardı.
Ak Parti hükümeti ise bir adım önde politikasıyla Kıbrıs’ta Annan Planı’nı desteklerdi.
Asker, AB yolunu kesmek için kendi içinde darbe tertipleri bile düzenlemişti, Özden ÖrnekGünlükleri’nde ilginç ayrıntılarıyla anlatılan.
Ak Parti hükümeti ise özellikle 2003’te, 2004’te AB’ye uyumun gerektirdiği bazı demokratik adımları atabilmiş, bu sayede AB ile tam üyelik müzakerelerini başlatmıştı 2005’te.
Kısacası:
Bir zamanlar asker yeminli AB düşmanıydı, Ak Parti ise sıkı AB’ci...
Bugün bakıyorum.
Köprülerin altından ne çok sular akmış.
Tayyip Erdoğan artık AB’yi partisinin büyük kongresindeki iki buçuk saatlik konuşmasında bile ağzına almıyor. Partinin önde gelenleri her fırsatta AB’yi yerden yere vuruyorlar.
Geçmişi anımsıyorum.
Refah Partisi dönemini, Milli Görüş gömleğinin henüz sırtlarda olduğu yılları.
AB kürsülerde ‘şeytan’laştırılırdı. Demokrasi küfür düzeni sayılırdı.
Çok uzun olmasa da yıllar geçti. Şimdi de Ak Parti o dönemi akla getiren sahneler yaşatmaya başladı Türkiye’ye.
AB yine şeytanlaştırılıyor. AB’nin Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletini eleştiren raporları parti sözcüleri tarafından çöpe atılıyor.
Yazık.
AB’nin sütten çıkmış ak kaşık olmadığı malum. AB’nin çifte standartları biliniyor. AB’nin kendi içinde Türkiye’yi dışlamak isteyen güçlü bir çekirdeği barındırdığı da sır değil.
Ama bütün bunlar, daha 2000’li yılların ilk yarısında sıkı bir AB’ci olan Ak Parti’nin demokrasiyi ve AB’yi boşlayan bugünkü tutumunu haklı göstermez.
AB Türkiye için hâlâ önemlidir. AB kriterleri de öyledir.
Ve son AB raporunun demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda Türkiye’ye yönelttiği eleştiriler de isabetlidir.
Son bir noktaya gelince...
Nobel Barış Ödülü.
Sadece AB’nin bugün yaşamakta olduğu euro krizine, sadece AB’de güçlenen yabancı düşmanı,İslam düşmanı hareketlere ya da AB’nin sadece 1990’lardaki kötü ‘Bosna sicili’ne veya ‘PKKsicili’ne veyahut Türkiye raporuna bakarak, AB’ye verilen Nobel Barış Ödülü’nü yerin dibine batırmak yanlıştır.
Şunu yazın bir kenara.
Bunların hiçbiri, AB’nin bugüne kadar tarihin tanık olduğu en büyük barış projesi olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yaşlı kıta, yaşadığı korkunç savaşlardan, acısını fena halde çektiği insanlığa karşı suçlardan sonradır ki milliyetçiliği aşmak için, bütün bu kötülüklerin kaynağında yatan milliyetçilik virüsünü yok etmek için, adı AB olan bu barış projesinde karar kıldı.
Ve yol aldı.
Demokrasi ve barış, İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslar-üstü nitelikteki yapılarla, milliyetçilik alanını daraltarak kurumsallaşma yoluna girdi Avrupa’da. Yaşanmakta olan krizin bu ana doğrultuyu bundan sonra değiştirmesi çok uzak ihtimaldir.
Ak Parti iktidarı eğer resmin bütününü göremez ve 2014 hesapları ile kendini daha fazla milliyetçilik girdabına kaptırırsa, Türkiye yeniden 1990’lara benzer kayıp yıllar yaşayabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024