Hasan CEMAL
Siyaset meydanındaki bölünmüşlük 1980’lerde de, 1990’larda da devam etti. Bir tarafta ANAP’la DYP... Diğer tarafta SHP, CHP, DSP. Ve bu bölünmenin yol açtığı zayıf koalisyon hükümetleriyle olağanüstü siyasal istikrarsızlık.
1990’ların liderlerini anımsıyorum. Özellikle Çiller’le Yılmaz'ı, Ecevit’le Baykal’ı. Birleşme 2002’de sandıkta gerçekleşirken, o liderlerin çoğu siyaset sahnesinden silindiler. Erdoğan’ın AK Partisi sandıktan tek başına çıktı.
Kılıçdaroğlu CHP’si de, yakın geçmişteki Baykal CHP’si gibi kendini dar bir alana sıkıştırmış durumda. Mesele, nasıl bir parti meselesidir. Mesele, nasıl bir program meselesidir. Mesele, oylar bölünmesin meselesi değildir.
Sırrı Süreyya Önder’in, “Bir, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adayım; iki, sakın ola ki CHP oylarımı bölmesin” sözü -ya da ironisiyle- başlayan oy bölme tartışması beni yıllar öncesine götürdü.
‘Bir bölen’i anımsadım.
12 Eylül dönemiydi.
Askeri yönetimin siyaset yasakları geçerliydi.
Ecevit ve Demirel yasaklıydılar.
Ama bu yasak onların siyaset yapmalarına engel olamıyordu. Her ikisi de aktif siyaset içindeydiler, perde arkasında kendi partilerini yönetiyorlardı.
Demirel’inki, kısa adı DYP olan Doğru Yol’du.
Ecevit’in kısa adı DSP olan Demokratik Sol Partisi’nin başında ise Rahşan Ecevitoturuyordu.
Siyaset yasaklısı oldukları için Demirel’le Ecevit basında takma isimleriyle anılırdı.
Demirel’e bir bilen derdik.
Ecevit’inki bir bölen idi.
Ecevit'e karşı kıyameti koparıyorduk
Rahmetli Ecevit’e bir bölen takma adı, benim de yazar ve genel yayın yönetmeni olarak çalıştığım Cumhuriyet gazetesinde takılmış ve adeta bir kampanya haline getirilmişti.
Ecevit’e kızıyorduk.
Çünkü sol oyları bölüyordu.
12 Eylül’ün kapattığı CHP yerine birkaç farklı denemeden sonraSHP kurulmuştu.
Ama Ecevit bu oluşuma uzak durmuş, DSP’yi kurup başına da Rahşan Hanım’ı getirmişti.
Biz Cumhuriyet olarak, ‘bir Bilen’in, yani Demirel’in partisinin sağdaki oyları, Özal’ınANAP’ının oylarını bölmesinden memnunduk tabii.
Buna karşılık yeminli düşmanları da, Demirel’in sahneye çıkmasından yana değillerdi. Hatta bu nedenle, askeri yönetimin siyaset yasaklarını Özal ve ‘Özalcılar’la birlikte savunuyorlardı.
Biz de Cumhuriye’te Ecevit’in, yani ‘bir bölen’in sol oyları bölüyor olmasına karşı kıyameti koparıyorduk.
Bölünmüşlük istikrarsızlık doğurdu
Ne değişti?
Doğrusu fazla değişen bir şey olmadı.
Siyaset meydanındaki bölünmüşlük 1980’lerde de, 1990’larda da devam etti.
Bir tarafta ANAP’la DYP...
Diğer tarafta SHP, CHP, DSP...
Ve bu bölünmüşlüğün yol açtığı zayıf koalisyon hükümetleriyle olağanüstü siyasal istikrarsızlık...
O zamanlar ne kadar çok yazılıp çizilmişti.
Merkez sağla sol kendi aralarında birleşsin ki, Türkiye’nin çözüm bekleyen temel sorunları çözüm rayına oturabilsin, yoksa Türkiye’nin çıkmazı derinleştikçe derinleşir diye ne çok laf öğütmüştük.
Birleşme seçim sandığında oldu
1990’ların liderlerini anımsıyorum.
Özellikle Çiller’le Yılmaz'ı,Ecevit’le Baykal’ı...
Kapalı kapılar arkasında, siyaset sahnesindeki bölünmüşlüğün yol açtığı istikrarsızlık ve olumsuzlukları onlar da kabul ederler, ancak birleşmenin imkânsızlığını belirtirlerdi.
Ve bir noktanın vurgulanmasını hiç unutmazlardı:
“Birleşmeyi seçim sandığında halk yapar, başkası değil.”
Nitekim öyle oldu.
Haklı çıktılar.
Birleşme 2002’de halkın oylarıyla seçim sandığında gerçekleşirken, o liderlerin çoğu da siyaset sahnesinden silindiler.
Bu kez Erdoğan’ın AK Partisi sandıktan tek başına çıktı.
1950’lilerde Menderes’in DP’si gibi...
1960’larda Demirel’in AP’si gibi...
Menderes’le Demirel nasıl bir zamanlar siyaset yelpazesinin merkezinden sağa açılan güzergâhta oyların yüzde 50’sini toplamışlarsa, bu kez de Tayyip Erdoğan bu işi başardı.
Üstelik, üç seçim üstüste kazanarak yaptı.
CHP için kafa yorulması gereken sorular
CHP’ye gelince...
Bir kez, o da Ecevit’le -ve Kıbrıs faktörüyle- 1977 genel seçimlerinde yüzde 41’i yakaladı.
Ecevit’in 1970’lerdeki o zamana göre epeyce radikal değişim programı, 1974 Kıbrıs harekâtının kabarttığı büyük milliyetçi dalgayla birleşince, CHP oyları bir defalık da olsa, tarihinin en büyük zıplamasını yaptı.
Bugün CHP oralardan uzaklarda.
Ve geçmişi düşündükçe, oylar bölünmesintartışmaları bana fazla anlamlı gözükmüyor.
Anlamlı olmadığı gibi gerçekçi de değil.
Çünkü sonunda iş olacağına varıyor ve klasik deyişle son tahlilde her şey seçim sandığında bitiyor.
Bu nedenle, CHP’yi bir iktidar alternatifi olarak görmek ve istikrar adına AK Parti karşısında ağırlık yaratmasını isteyenlerin, 'oylar bölünmesin’e takılmak yerine, nasıl bir parti-nasıl bir program sorusuna kafa yormaları gerekir.
Kılıçdaroğlu CHP'si de dar bir alana sıkıştı
Hâlâ ‘andımız’la, hâlâ ‘başörtüsü’yle, hâlâ ‘askercilik’le, hâlâ ‘anadilde eğitim takıntısı’yla meşgul olan, sosyal demokrasiyle de ilgisiz böylesine bir zihniyetle CHP oy yelpazesini çok fazla genişletemez.
Kılıçdaroğlu CHP’si de, yakıngeçmişteki Baykal CHP’si gibi kendini çok dar bir alana sıkıştırmış durumda.
Rahmetli Ecevit’in CHP’si 1970’lerde ‘asker’e kafa tutarak, otoriter laiklik anlayışını sarsarak, tarihsel yanılgı deyip Erbakan Hoca’yla koalisyon yaparak, köklü düzen değişikliği programı ilan ederek iktidar alternatifi olmuş, kitlelere güven vererek hem 1973’te, hem 1977’de seçim kazanmıştı.
Uzun lafın kısası:
Mesele, nasıl bir parti meselesidir.
Mesele, nasıl bir program meselesidir.
Mesele, oylar bölünmesin meselesi değildir.
Hiç değildir.
İyi pazarlar!
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024