Hüseyin GÜLERCE
Gezi Parkı olaylarından, yeni bir anayasa yapma çalışmalarındaki tıkanıklığa, kapıya dayanan seçimlerden siyasetteki gerilim ve kutuplaşmaya bir yığın çözüm bekleyen problemimiz var. Ne yazık ki çıkmaz sokaklara hapsoluyoruz.
Hangi birini sayalım. İnatlaşma bir çıkmaz sokak. Dayatma ve ötekileştirme bir çıkmaz sokak. Gücü kullanma, kuvvetten başka yol tanımama çıkmaz sokak. Birbirimizi dinlememe, anlamaya çalışmama, uzlaşma arayışına girmeme bir çıkmaz sokak. Ama bütün bu sokaklar, bir çıkmaz ana caddenin sokakları. O çıkmaz ana cadde, çözümü gerçekten demokraside aramayışımızdır… Neredeyse herkes demokrasi diyor ama çoğunluk sadece kendisi için demokrasiden bahsediyor. Ne yapacağız? Çıkmaz sokakta birbirimizi itekleyip, kırıp, ötekileştirip bağırıp çağırıp bu anlamsız fotoğrafta poz vermeye devam edecek miyiz?
Demokratlık, bir zihniyet meselesi. Ama daha önemlisi demokratlığın, bizzat bireylerin şahsında, huyunda, davranışlarında, karakterinde görünür olmasıdır. Yani lafla peynir gemisi yürümüyor. Zaten problemin kaynağında, söylenenlerle yaşananların farklı olması var. Çıkmaz sokaklardan kurtulmanın yolu artistik değil, samimi, tabii demokratlıktan geçiyor. Ben, Müslüman kimliğim ile çatışmayan bu demokratlığı şöyle anlıyorum: Demokrasiyi, dolayısıyla demokratik laikliği; inanan, inanmayan herkes için uzlaştırıcı bir zemin görüyorsunuz. Farklılıkları benimsiyor, gerçekten zenginlik kabul ediyorsunuz. Kendinizi kimseden üstün görmediğiniz için kimseyi ötekileştirmiyorsunuz. İnsanlardan bir insan olmayı, insan kalmayı önemsiyorsunuz. Beklentilere esir olmuyor, insanları ezip geçmeyi hiç düşünmüyorsunuz… Kendinize yapılmasını istemediğinizi, başkalarına da yapılmasını istemiyorsunuz. Kendiniz için istediğiniz güzellikleri, başkaları için de, hatta onları kendinize tercih ederek istiyorsunuz. Kaba kuvvetle, yakıp yıkmakla, terörle, şiddetle, kinle, nefretle bir yere varılamayacağını kabul ediyorsunuz. Temelde herkesin konumuna saygılı oluyorsunuz. En doğrusunu ben bilirim, herkes benim doğruma gelmeli demiyorsunuz. Paylaşmayı esas alıyorsunuz. Ortak çözümler arıyorsunuz. Kimseyi dışlamıyorsunuz. İnsanları kendi doğrularınız için ikna etmeye değil, evrensel insani değerlerde buluşmaya çalışıyorsunuz. Üslubunuza çok dikkat ediyorsunuz. Birbirimizin, kutsallarımıza, değerlerimize, fikir ve görüşlerimize karşılıklı saygıyı, insanî bir vecibe biliyorsunuz. Dinlemeyi, anlamaya çalışmayı, empati yapmayı çok önemsiyorsunuz. Bize benzemeyenle, bizim gibi olmayanla, bizden olmayanla birlikte yaşamayı iradi olarak istiyorsunuz. Birlikte yaşama iradesi, rencide etmemeyi gerektirir. Zira başkalarını rencide etmeme hassasiyetiniz, sizin de rencide olmanızı önler. Siyaseti çıkar üzerine bina etmekten, şiddetle kaçınıyorsunuz.
Cumhuriyet ve demokrasinin, İslam’a, İslamî düşünceye, İslam’ın yaşanmasına engel olmadığını düşünüyorsunuz. Yaşadığımız gerilim ve kutuplaşmanın demokrasi ile aşılabileceğini savunuyorsunuz. Türkiye’de, gücü temsil edenlerin, demokratik davrandıkları zaman gaileleri aşabileceğimize inanıyorsunuz. İslam’ı demokrasiye, demokrasiyi İslam’a zıt görmüyorsunuz. Ama İslam’ın ilahî ve semavî bir din, demokrasinin ise insanların geliştirdiği bir yönetim biçimi olduğunu göz ardı etmiyorsunuz. Böyle düşündüğüm için ben Müslüman demokrat sayılır mıyım?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019