Hüseyin GÜLERCE
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini siyasi hayatının sonuna kadar takip edecek çok yanlış bir laf etti; “Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz...” dedi. Kastettiği başkanlık siteminin özelliklerinden biri olarak da, “bir kişi konuşacak, ona göre milletvekili listeleri hazırlanacak” örneğini getirdi. Sanki CHP milletvekili listelerini büyük çoğunlukla kendisi belirlemiyormuş gibi konuştu...
Sayın Kılıçdaroğlu, başkanlık sisteminin tartışılmasını önleme adına PKK’nın başlattığı “seni başkan seçtirmeyeceğiz” algı operasyonuna kan veriyor... Bugün başkanlık sisteminden en çok çekinen, buna en fazla direnen Kürt siyasi hareketidir. PKK bölücü terör örgütü, Kandil ve Avrupa merkezleri ayaktadır. Washington ve Brüksel’in bu konudaki rahatsızlıkları da gizli değil.
Türkiye’de ana muhalefet partisi liderinin bölücü terör örgütünün başı çektiği koroya katılması demokrasi için büyük tehlikedir. (Pazar günü Beyaz TV’deki Ortak Akıl programıma, Adana Yüreğir’den telefon eden bir ana, “lütfen ağzından kan lafı çıkan bir siyasetçi için ‘ana muhalefet’ lideri demeyin. Ana kelimesi ile kan yan yana gelmesin” dedi.)
Kılıçdaroğlu’na sorulması gereken şudur: Başkanlık sisteminde ısrar edilirse kan dökülür, diyorsunuz. Kim kan dökecek? Kimin kanı dökülecek?
Meclis’te tartışılacak, oylanacak ve sonunda referanduma götürülerek halkın onayına sunulacak bir demokratik teklife, neden birileri canları pahasına karşı çıkacak?
Kan lafı, demokrasinin ruhuna, özüne aykırı bir ifade. En önemlisi bu ülkede hep demokratikleşmenin önünü kesmek için kan döküldü. Bu ülkede faşizmin, darbelerin önlenmesi için kan dökülmedi. Darbelerin zemininin hazırlanması, darbecilere yol açılması için kan döküldü. Ve 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Adnan Menderes ve iki arkadaşının idamından tutun, darbe dönemlerinde dökülen kanların siyaseten birinci sorumlusu CHP olmuştur. CHP, seçimle gelemeyeceğini bildiği her dönemde darbecilere göz kırpmış, cesaret vermiştir.
Başkanlık sistemi demokratik bir taleptir. Acaba Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’nin hiçbir zaman bir Cumhurbaşkanı seçtiremeyeceğini bildiği için mi kandan söz ediyor? Son çare olarak yine kan dökerek önleri açılacak darbecilere mi mesaj gönderiyor?
Bu topraklarda binlerce masumun kanı, Türkiye’nin siyasi ve sosyal hayatını kendilerine göre dizayn etmek isteyen asker içindeki cuntacılar eliyle dökülmüştür. Bu ülkede, demokratikleşmeyi isteyen sivillerin elinde hiçbir zaman kan olmamıştır. Siviller, desteklerini kanlı cinayetlerden, faili meçhul katliamlardan değil, hep halktan almışlardır. Net söyleyeyim: Bu milletin kendi değerleri ile dirilişi hep kan dökülerek engellenmek istenmiştir. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 darbeleri, hep milletin tarihi yürüyüşünü sekteye uğratmak için tezgâhlanmıştır. Kimse bu darbelere, bir kısım cuntacının iktidar hevesi olarak bakamaz. O heves, aklı bir karış havada, yönetme hırsı ile gözü dönmüş cuntacıların tahriki için kullanılmıştır. Asıl hedef milletin kutlu yürüyüşünü darbelemektir. Kan dökenler, milletin sevdiği yiğit insanların milletin önüne düşmesini önleme adına, korku ve dehşet salmaya çalışanlardır.
Kan dökmek, millete yaslanan gönül adamlarının değil, milletin önünü kesmek isteyenlerin işidir. Kan dökmek; seçmen desteğinden umudunu keserek, gözünü darbelere diken ve cuntacılar durağında bekleyenlerin işidir...
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019