İbrahim Karagül
Papa'nın önünde sıraya dizilmiş adamların Türkiye ile hesaplarının ne olduğuna, nasıl bir geleceğe yürüdüklerine, nasıl bir kimlik eksenli ortaklığa sığındıklarına, bunu yaparken Türkiye'yi paramparça etmeye ayarlı planların hangi merkezlerde yapıldığına biz 15 Temmuz'da karar verdik.
Almanya'nın, Avrupa ülkelerinin kullandıkları nefret dilinin sebebini, arkasında yatan hesapları o gece bu milletin meclisi bombalanırken anladık. Tankları insanlarımızın üstüne sürenlerin, masumları kurşuna dizenlerin kimler olduğunu, planları kimlerin yaptığını, tetikçilerin kimler olduğunu anladık.
Diyalog bir Batı aklı, Vatikan projesiydi..
FETÖ'nün kimin taşeronu ve hangi hesabın ürünü olduğunu, ne tür bir Türkiye projesi için sahaya sürüldüğünü gördük. “Diyalog”diye pazarladıkları şeyin Roma'da, Papa'nın başkanlığında yapılan toplantının bir parçası olduğunu biz hep biliyorduk. Diyalog projesinin bir Vatikan ürünü olduğunu, Türkiye'yi parçalamaya ayarlı olduğunu, bir Batı aklı olduğunu hep yazıyorduk.
Bazıları Abant toplantılarına devam ederken, FETÖ'ye yaranmakiçin her fırsatı kullanırken, oralardan iktidar, güç, zenginlikdevşirirken, Pensilvanya'da misafir olmak için sıraya girerkenyaklaşan tehlikeyi görüyorduk.
Kimse bize bir daha Avrupa aklı satmasın!
Şimdi kimse bize 16 Nisan gerekçeleri pazarlamaya kalkışmasın. Bu çatışmanın, restleşmenin, hesaplaşmanın, 16 Nisan referandumuna endeksli olduğunu iddia etmesin. Kimse, Türkiye otoriterleşiyor, diktatör eğilimleri öne çıkıyor, tehlikeli bir geleceğe sürükleniyor yaygaralarını Avrupa Birliği dili ile içeride servis etmeye kalkışmasın.
Kimse bizi artık Avrupa sopasıyla hizaya sokmaya, buradan Türkiye'ye bir siyasi yol çizmeye yeltenmesin. Kimse Batı'ya “biz sizin muhtemel ortaklarınız oluruz” şeklinde dolaylı teklifler sunmaya kalkışmasın.
Türkiye ile Batı arasındaki derin kırılmanın tarihsel nedenleriniunutturup başka gerekçeler üretmeye, milletimizi zehirlemeye, tehditlere ve saldırılara açık hale getirmeye girişmesin. Kimse, bunları yaparak bu ülkenin olağanüstü teyakkuz halini, kendini savunma çabasını sulandırmasın. Kimse, FETÖ'nün bıraktığı boşluğu doldurarak, bu ülkenin bir kez daha rehin alınması için Batı'ya alan açmaya çalışmasın.
O fotoğrafı onların suratlarına çarpın!
Kim bunları yapmaya girişirse, Roma'da çekilen o fotoğrafı suratlarına çarpın. Avrupa gazetelerindeki nefret yayınlarınıyüzlerine çarpın. İslam düşmanlığını, Türk düşmanlığını içeren yayınları önlerine atın. Unutmayın; bu aşamadan sonra kim Avrupa medyasının diliyle konuşursa, o siyasi söylemi içeride pazarlamaya kalkışırsa o büyük operasyonun parçasıdır, o fotoğrafın bir parçasıdır ve bizzat onlar tarafından görevlendirilmiştir.
Patlasalar da, çatlasalar da o tarih aralığı kapandı. Artık FETÖ'yü de, PKK'yı da, PYD'yi de harekete geçirseler, bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün etki ajanlarını seferber etseler, bütün bu olanlardan sonra Türkiye'nin güvenini kazanamayacaklar.
Kötülük tanımlandı ama biz pes etmeyiz
Bundan sonra biz, sadece savunmaya, onlardan gelecek yeni tehditleri önlemeye, o düşmanlığın önüne geçmeye, kendimizi ve ülkemizi korumaya yoğunlaşacağız. Tehdit ve kötülük tanımlanmıştır, Avrupa'nın Türkiye hesabı netleşmiştir, düşmanlığı tescil edilmiştir.
Bu kötülükten korunmak için, düşmanlıktan emin olmak için asla diz çöküp yalvarmayacağız. Pes etmeyeceğiz. Özür dileyici bir tavır göstermeyeceğiz. Onlara yaranmaya, onlara sığınmayakalkışmayacağız. Onlarla aynı ortaklıklar içinde yer alıp bu aşağılamaları hazmetme, unutma yolunu seçmeyeceğiz.
Çünkü onlar yüzlerce yılın öfkesini, nefretini bugüne taşıdılar. Herhangi bir Avrupa gazetesindeki, televizyonundaki tek bir haberin, siyasetçisinin dilindeki Türkiye karşıtı her cümlenin bir geçmişi olduğunu, bugüne ait olmadığını biliyoruz.
Onların iç savaşında bu sefer yer almayacağız
Bu savunmayı yaparken, bütün coğrafyada yeni direnç adalarıoluşturmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Türkiye devrilirse coğrafya devrilir, biliyoruz. Tarihte bu hep böyle olmuştur. Öyleyse Türkiye'ye destek vermek, hele bu küresel saldırı ortamında ona arka çıkmak Atlantik'ten Pasifik kıyılarına kadar bütün coğrafyanın boynunun borcudur.
20. yüzyılın başında ne ile karşı karşıya kalmışsak yine aynı yerdeyiz. Düşman aynı, tehdit aynı, hedef aynı, mağdur coğrafya ve milletler aynı. Ama bu sefer, biz onların iç savaşında yer almayacağız. Hiçbirinin tarafı olmayacağız.
“Nükleer” dedik, İngiliz gazeteleri alarma geçti
Çöküşlerini, hesaplaşmalarını, o acı tarihi yeniden yaşamalarınıibretle seyredeceğiz. Avrupa içindeki bölünmeyi, Baltık bölgesindeki olağanüstü askeri hareketliliği, Pasifik'teki kıyamet savaşı senaryolarını izleyip kendi savunma kalkanlarımızı güçlendireceğiz. Kendi ülkemize, coğrafyamıza yoğunlaşacağız.
Türkiye, “küresel ölçekte yükselen veya kendisine yönelen yeni tehditleri dikkate alarak olağanüstü savunma seferberliğine girmeli, nükleer silah dahil” diye yazınca küplere biniyorlar. Avrupa gazeteleri, İngiliz gazeteleri sıraya girerek, “nükleer” ifadesini çekip çıkararak, içine bir sürü de yalan karıştırarak haberler servis ediyor. Niyetleri bütün Batı'ya yeni bir Türkiye korkusu pompalamak, anlıyoruz.
Taş üstünde taş bırakmayacaklar!
Nasılsa Türkiye ile vuruşuyorlardı, nasılsa Türkiye'ye karşı Haçlı Savaşıbenzeri yeni bir saldırı furyası başlatılmıştı. Ellerinden gelse 16 Nisan'dan önce Türkiye'yi paramparça edecekler, taş üstünde taş bırakmayacaklar! Yine aynı şeyleri yapmak için bu ülkeyi savunmasız yakalamak istiyorlar. Bugünden sonra yapacakları bütün baskılar bu alana yönelecek, Türkiye'nin savunmasını güçlendirmeye dönük çabalarını sabote etmek olacaktır.
Ne yapmalıydık? Onlar kıyamet savaşına hazırlanırken biz öylesine bekleyecek miydik? 15 Temmuz'da bu ülkeyi parçalara ayırmak için harekete geçenlerin yeni bir saldırı yapması için ellerimiz bağlı öyle bekleyecek miydik? Yok öyle yağma. Biz buna iki yıl önce “Acımasız Direniş” dedik bir kere. Bugünleri öngörerek dedik bunu. Neler tezgahlandığını görerek dedik. Türkiye'nin nelerle karşılaşacağını öngörerek dedik.
16 nisan küresel bir mesele oldu, neden?
16 Nisan halkoylaması, bir iç politik tercih olmaktan çıktı. Devletler oyununun, güç mücadelesinin bir parçası haline geldi. Mesele Türkiye meselesi olmaktan çıktı, küresel ölçekte bir konuya dönüştü. Neden? İşi bu kadar büyüten ne? Onları bu kadar korkutan ne? 16 Nisan'dan sonra ne olacak ki, bunu durdurmaya çalışıyorlar?
Söyleyeyim: Bir daha bu ülkenin bileğini bükemeyecekler de ondan. Türkiye kontrol edilemez alana geçiyor da ondan. Milletimiz büyük tarih yürüyüşünü başlattı da ondan. Bu rüzgâr tersine çevrilemeyecek de ondan.
O kritik eşik de aşılacak, biz yola devam edeceğiz
Ne kadar gürültü çıkarırlarsa çıkarsınlar. Ne kadar küfrederlerse etsinler, su kendi yolunu buldu bir kere.. Boşuna bağırıp çağırıyorlar. Bu büyük seferberlik, öyle medya operasyonlarıyla, siyasi taşkınlıklarla, imaj çalışmalarıyla, tehditlerle, şantajlarla engellenemez.
Türkiye'ye karşı nefret dili kullananlar, kendi içlerinde patlamak üzere olan nefret dalgasına baksalar en azından kendileri için doğru bir şey yapmış olurlar.
Endişeli değiliz. 16 Nisan da aşılacak daha fazlası da. Tehditleri tanımlarız. Savunma kalkanlarımızı güçlendiririz ve yolumuza devam ederiz… Geçmişte yaptığımız gibi.. Haçlı Seferleri döneminde yaptığımız gibi..
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021