İbrahim Karagül
Papa'nın önünde sıraya dizilmiş adamların Türkiye ile hesaplarının ne olduğuna, nasıl bir geleceğe yürüdüklerine, nasıl bir kimlik eksenli ortaklığa sığındıklarına, bunu yaparken Türkiye'yi paramparça etmeye ayarlı planların hangi merkezlerde yapıldığına biz 15 Temmuz'da karar verdik.
Almanya'nın, Avrupa ülkelerinin kullandıkları nefret dilinin sebebini, arkasında yatan hesapları o gece bu milletin meclisi bombalanırken anladık. Tankları insanlarımızın üstüne sürenlerin, masumları kurşuna dizenlerin kimler olduğunu, planları kimlerin yaptığını, tetikçilerin kimler olduğunu anladık.
Diyalog bir Batı aklı, Vatikan projesiydi..
FETÖ'nün kimin taşeronu ve hangi hesabın ürünü olduğunu, ne tür bir Türkiye projesi için sahaya sürüldüğünü gördük. “Diyalog”diye pazarladıkları şeyin Roma'da, Papa'nın başkanlığında yapılan toplantının bir parçası olduğunu biz hep biliyorduk. Diyalog projesinin bir Vatikan ürünü olduğunu, Türkiye'yi parçalamaya ayarlı olduğunu, bir Batı aklı olduğunu hep yazıyorduk.
Bazıları Abant toplantılarına devam ederken, FETÖ'ye yaranmakiçin her fırsatı kullanırken, oralardan iktidar, güç, zenginlikdevşirirken, Pensilvanya'da misafir olmak için sıraya girerkenyaklaşan tehlikeyi görüyorduk.
Kimse bize bir daha Avrupa aklı satmasın!
Şimdi kimse bize 16 Nisan gerekçeleri pazarlamaya kalkışmasın. Bu çatışmanın, restleşmenin, hesaplaşmanın, 16 Nisan referandumuna endeksli olduğunu iddia etmesin. Kimse, Türkiye otoriterleşiyor, diktatör eğilimleri öne çıkıyor, tehlikeli bir geleceğe sürükleniyor yaygaralarını Avrupa Birliği dili ile içeride servis etmeye kalkışmasın.
Kimse bizi artık Avrupa sopasıyla hizaya sokmaya, buradan Türkiye'ye bir siyasi yol çizmeye yeltenmesin. Kimse Batı'ya “biz sizin muhtemel ortaklarınız oluruz” şeklinde dolaylı teklifler sunmaya kalkışmasın.
Türkiye ile Batı arasındaki derin kırılmanın tarihsel nedenleriniunutturup başka gerekçeler üretmeye, milletimizi zehirlemeye, tehditlere ve saldırılara açık hale getirmeye girişmesin. Kimse, bunları yaparak bu ülkenin olağanüstü teyakkuz halini, kendini savunma çabasını sulandırmasın. Kimse, FETÖ'nün bıraktığı boşluğu doldurarak, bu ülkenin bir kez daha rehin alınması için Batı'ya alan açmaya çalışmasın.
O fotoğrafı onların suratlarına çarpın!
Kim bunları yapmaya girişirse, Roma'da çekilen o fotoğrafı suratlarına çarpın. Avrupa gazetelerindeki nefret yayınlarınıyüzlerine çarpın. İslam düşmanlığını, Türk düşmanlığını içeren yayınları önlerine atın. Unutmayın; bu aşamadan sonra kim Avrupa medyasının diliyle konuşursa, o siyasi söylemi içeride pazarlamaya kalkışırsa o büyük operasyonun parçasıdır, o fotoğrafın bir parçasıdır ve bizzat onlar tarafından görevlendirilmiştir.
Patlasalar da, çatlasalar da o tarih aralığı kapandı. Artık FETÖ'yü de, PKK'yı da, PYD'yi de harekete geçirseler, bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün etki ajanlarını seferber etseler, bütün bu olanlardan sonra Türkiye'nin güvenini kazanamayacaklar.
Kötülük tanımlandı ama biz pes etmeyiz
Bundan sonra biz, sadece savunmaya, onlardan gelecek yeni tehditleri önlemeye, o düşmanlığın önüne geçmeye, kendimizi ve ülkemizi korumaya yoğunlaşacağız. Tehdit ve kötülük tanımlanmıştır, Avrupa'nın Türkiye hesabı netleşmiştir, düşmanlığı tescil edilmiştir.
Bu kötülükten korunmak için, düşmanlıktan emin olmak için asla diz çöküp yalvarmayacağız. Pes etmeyeceğiz. Özür dileyici bir tavır göstermeyeceğiz. Onlara yaranmaya, onlara sığınmayakalkışmayacağız. Onlarla aynı ortaklıklar içinde yer alıp bu aşağılamaları hazmetme, unutma yolunu seçmeyeceğiz.
Çünkü onlar yüzlerce yılın öfkesini, nefretini bugüne taşıdılar. Herhangi bir Avrupa gazetesindeki, televizyonundaki tek bir haberin, siyasetçisinin dilindeki Türkiye karşıtı her cümlenin bir geçmişi olduğunu, bugüne ait olmadığını biliyoruz.
Onların iç savaşında bu sefer yer almayacağız
Bu savunmayı yaparken, bütün coğrafyada yeni direnç adalarıoluşturmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Türkiye devrilirse coğrafya devrilir, biliyoruz. Tarihte bu hep böyle olmuştur. Öyleyse Türkiye'ye destek vermek, hele bu küresel saldırı ortamında ona arka çıkmak Atlantik'ten Pasifik kıyılarına kadar bütün coğrafyanın boynunun borcudur.
20. yüzyılın başında ne ile karşı karşıya kalmışsak yine aynı yerdeyiz. Düşman aynı, tehdit aynı, hedef aynı, mağdur coğrafya ve milletler aynı. Ama bu sefer, biz onların iç savaşında yer almayacağız. Hiçbirinin tarafı olmayacağız.
“Nükleer” dedik, İngiliz gazeteleri alarma geçti
Çöküşlerini, hesaplaşmalarını, o acı tarihi yeniden yaşamalarınıibretle seyredeceğiz. Avrupa içindeki bölünmeyi, Baltık bölgesindeki olağanüstü askeri hareketliliği, Pasifik'teki kıyamet savaşı senaryolarını izleyip kendi savunma kalkanlarımızı güçlendireceğiz. Kendi ülkemize, coğrafyamıza yoğunlaşacağız.
Türkiye, “küresel ölçekte yükselen veya kendisine yönelen yeni tehditleri dikkate alarak olağanüstü savunma seferberliğine girmeli, nükleer silah dahil” diye yazınca küplere biniyorlar. Avrupa gazeteleri, İngiliz gazeteleri sıraya girerek, “nükleer” ifadesini çekip çıkararak, içine bir sürü de yalan karıştırarak haberler servis ediyor. Niyetleri bütün Batı'ya yeni bir Türkiye korkusu pompalamak, anlıyoruz.
Taş üstünde taş bırakmayacaklar!
Nasılsa Türkiye ile vuruşuyorlardı, nasılsa Türkiye'ye karşı Haçlı Savaşıbenzeri yeni bir saldırı furyası başlatılmıştı. Ellerinden gelse 16 Nisan'dan önce Türkiye'yi paramparça edecekler, taş üstünde taş bırakmayacaklar! Yine aynı şeyleri yapmak için bu ülkeyi savunmasız yakalamak istiyorlar. Bugünden sonra yapacakları bütün baskılar bu alana yönelecek, Türkiye'nin savunmasını güçlendirmeye dönük çabalarını sabote etmek olacaktır.
Ne yapmalıydık? Onlar kıyamet savaşına hazırlanırken biz öylesine bekleyecek miydik? 15 Temmuz'da bu ülkeyi parçalara ayırmak için harekete geçenlerin yeni bir saldırı yapması için ellerimiz bağlı öyle bekleyecek miydik? Yok öyle yağma. Biz buna iki yıl önce “Acımasız Direniş” dedik bir kere. Bugünleri öngörerek dedik bunu. Neler tezgahlandığını görerek dedik. Türkiye'nin nelerle karşılaşacağını öngörerek dedik.
16 nisan küresel bir mesele oldu, neden?
16 Nisan halkoylaması, bir iç politik tercih olmaktan çıktı. Devletler oyununun, güç mücadelesinin bir parçası haline geldi. Mesele Türkiye meselesi olmaktan çıktı, küresel ölçekte bir konuya dönüştü. Neden? İşi bu kadar büyüten ne? Onları bu kadar korkutan ne? 16 Nisan'dan sonra ne olacak ki, bunu durdurmaya çalışıyorlar?
Söyleyeyim: Bir daha bu ülkenin bileğini bükemeyecekler de ondan. Türkiye kontrol edilemez alana geçiyor da ondan. Milletimiz büyük tarih yürüyüşünü başlattı da ondan. Bu rüzgâr tersine çevrilemeyecek de ondan.
O kritik eşik de aşılacak, biz yola devam edeceğiz
Ne kadar gürültü çıkarırlarsa çıkarsınlar. Ne kadar küfrederlerse etsinler, su kendi yolunu buldu bir kere.. Boşuna bağırıp çağırıyorlar. Bu büyük seferberlik, öyle medya operasyonlarıyla, siyasi taşkınlıklarla, imaj çalışmalarıyla, tehditlerle, şantajlarla engellenemez.
Türkiye'ye karşı nefret dili kullananlar, kendi içlerinde patlamak üzere olan nefret dalgasına baksalar en azından kendileri için doğru bir şey yapmış olurlar.
Endişeli değiliz. 16 Nisan da aşılacak daha fazlası da. Tehditleri tanımlarız. Savunma kalkanlarımızı güçlendiririz ve yolumuza devam ederiz… Geçmişte yaptığımız gibi.. Haçlı Seferleri döneminde yaptığımız gibi..
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021