İbrahim Karagül
İsrail’in saldırı dönemi bitti, ‘savunma’ dönemi başladı. Fırtına ilk kez tersine döndü. Filistin’e askeri yardım zamanı. Türkiye aklı harekete geçmeli.
İsrail; yeryüzünün tek ırkçı, soykırımcı devleti, “devlet” görünümlü en büyük terör örgütüdür. Bütün insanlık için büyük bir tehdittir. Öyle bir tehlike ki; ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’de nükleer silah kullanmasından sonra, kendi bencilliği için nükleer silah kullanabilecek ilk ülkedir.
Sadece Filistin’de değil, dünyanın her yerinde ve bütün alanlarda terör örgütü gibi çalışan, ABD ve Avrupa’nın sağladığı dokunulmazlıkla ölçüsüzlüğün ve kontrolsüzlüğün kendisidir. İnsanlığın utanç örneğidir. Ahlâksızdır, saygısızdır, fanatiktir ve mutlak kontrol altına alınması gerekmektedir.
Şaron’dan sonra en çirkin saldırı. Nasılsa Filistinliler sahipsiz, öyle mi!
Yahudi fanatikler üzerinden bir oyun tezgâhladı. Mescid-i Aksa’ya saldırdı. Sadece Aksa bahçesindeki insanlara değil bizzat mabede saldırdı. Kitlesel kıyımlarla, terörizm yöntemleriyle ün yapan Ariel Şaron’un Aksa provokasyonundan sonra en çirkin örneği sergiledi.
Filistin halkının Aksa’yı korumak için verdiği mücadeleye yine katliamla cevap verdi. Devlet öldürürken İsrail halkı da sokaklarda insanları linç etti. Nasılsa Filistinliler sahipsizdi! Ne kadar öldürse de kimse onlara sahip çıkmazdı, kimse İsrail’den hesap sormazdı! Savunmasız insanları öldürme üzerine kurulu bir hesap yapılmıştı.
İsrail korkak bir devlettir. Sadece zayıf olana saldırır.
İsrail korkak bir devlettir. Direnişten korkar, karşı saldırıdan korkar. İsrail halkı ölümden korkar, sadece zayıf olana saldırır. Karşılarına bir güç çıkınca bin bir oyunla kurtulmaya çalışır. ABD ve Avrupa’ya sığınır, onları harekete geçirir. Ama karşısında bir güç yoksa sınırsız şiddet uygular. Tamamen ahlâksızların, millet olgunluğuna, devlet olgunluğuna ulaşamamış olanların yöntemidir bu.
Gazze’deki, Batı Şeria’daki Filistinliler en doğal tepkiyi verdi. Kendi insanlarını, Aksa’ya sahip çıkmaya çalıştı. Bu tepkiyi vermeseler İsrail’in de halkının da şiddeti nerelere vardıracağını biliyorlardı. Bunu defalarca yaşadılar!
Ve İsrail Aksa’dan sonra Gazze’ye saldırıya başladı. Doğrudan sivil alanları, çocukları, kadınları hedef aldı. Her zamanki gibi. Cenin katliamında olduğu gibi. Hava saldırılarından sonra kara saldırısına girişecekti. Bu sefer belki de Gazze’yi tamamen işgal edecek, ortadan kaldıracaktı.
Saldırı için en uygun ortamı BAE’li Bin Zayed’le hazırladı!
Çünkü biliyordu: Suriye’de savaş var. Yemen’de savaş var. Irak hâlâ toparlanamamış. Mısır’da darbe yapılmış, ülkenin direnci kırılmış.
BAE’li Muhammed bin Zayed ve Suudi Muhammed bin Selman üzerinden yeni bir sömürge, vesayet mekanizması işletilmeye başlanmış. Zayed ve Bin Selman gibi iki kukla üzerinden Kudüs pazarlığı yapılmış. Filistin pazarlığı yapılmış. İsrail aşkı Arap devletleri rehin almış. Bölgede hiçbir güç, devlet İsrail’e karşı tavır alamayacak hale getirilmiş.
Bu iki kukla, İsrail’e; “Ne istersen yap, biz bölgenin tepkilerini tutarız” sözü vermiş. Hemen her gün Şam’a saldıran İsrail’e bugüne kadar kimse ses çıkarmamış. İklim bu saldırılar için hazırlanmış. “En uygun ortam” oluşturulmuş.
İsraillilerin evlerini ateşe verecek güç ortaya çıktı..
Ama hesap bu sefer tutmadı. İsrail’in de, BAE’nin de, Bahreyn’in de, M. bin Zayed ve M. bin Selman’ın da, “Yeni Ortadoğu sömürge düzeni” kurmaya çalışanların da hesapları bozuldu.
Gazze’den şaşırtıcı bir cevap geldi. On yıllardır evlerini ateşe veren İsrail’in evinlerini ateşe verecek bir güç ortaya çıktı. Bunu beklemiyorlardı. Filistin’in füzeleri artık İsrail’in bütün şehirlerine, sokaklarına, Yahudi işgalcilerin çiftliklerine ulaşıyordu. Şehirlerde sirenler çalıyor. İsrail halkı sığınaklara koşuyordu. Arap dostları da bunu engelleyemiyordu.
İsrail için yeni bir durum bu. Türkiye dönüşü, güç sıçraması
Bu, İsrail için yeni bir durumdur. 20. yüzyılın ilk çeyreğinden 21. yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam eden düzen bozuluyordu. Müslüman dünyadan verilen olağanüstü tepkiye bakılırsa, artık o düzen dikiş tutturamayacaktı.
Türkiye’nin tarihe, coğrafyaya dönüşü, olağanüstü bir güç sıçraması oluşturdu ve bu heyecan şimdi Filistin’e de yansıyor. Karabağ’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de jeopolitik etkiler uyandıran, Fas’tan Endonezya’ya kadar güçlü bir siyasi dalgayı besleyen özgüven harekete geçiyordu. Batılı dünya düzeninin sarsılması, Filistin’de etkilerini ortaya çıkarıyordu.
Üç cephe birden açılır. İsrail için savunma dönemi başladı.
Gazze’ye kara saldırısına girişirse İsrail’e karşı; Lübnan’dan ikinci cephe, Golan’dan üçüncü cephe açılacaktır. Ve bu üç cepheye de olağanüstü destek gelecektir. İsrail’i dokunulmaz kılanların coğrafyamızda etkileri kırılmaktadır. Bu da İsrail’in hareket alanını büyük oranda daraltacaktır.
Bu yeni güç sıçraması dalga dalga yayılacak, coğrafyamızdaki ayrışmaları da, çatışmaları da azaltacaktır.
Artık; İsrail için, on yıllardır devam ettirdiği işgal, saldırı dönemi bitmiştir. Savunma dönemi başlamıştır. ABD, Avrupa, İsrail, onlarla birlikte hareket eden bazı Arap rejimlerin kurmaya çalıştığı düzen, güçsüz, sahipsiz Filistin halkının direnişi ile, şehitleri ile yerle bir olmaktadır.
Batı’nın düzeni çöktü. Fırtına tersine döndü. İlk İsrail hissedecek.
İsrail’in dokunulmazlığı, şımarıklığı, ölçüsüzlüğü, altın çağı sona ermiştir. Atlantik merkezli dünya sistemi çökmüştür. Batılı dünya sistemi sona ermiştir. Olağanüstü güçler ortaya çıkmış, Batı için tarihin sonu gelmiştir.
Bu büyük sarsıntı, güç kayması, Batı’nın dokunulmaz kıldığı bütün yapıları zayıflatacaktır. İsrail bunun ilk örneği olacaktır. Rüzgâr, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez tersine dönmüş, bu yeni siyasi bilinç fırtınası Türkiye tarafından beslenmektedir. İçerideki “iç işgalci cephe” kontrol altına alındığı anda bu güç olağanüstü bir hal alacaktır.
Bundan sonra Filistin’in haklarını arama yeri Birleşmiş Milletler ve kurumlar değildir. Coğrafyadaki zayıf rejimler, sonuçsuz toplantılar değildir. Sadece siyasi, diplomatik tepkiler ve mekanizmalar değildir.
Filistin’e askeri destek başlamalı. Bütün bölgede cepheler kurulmalı.
Başta Türkiye; dünyadaki güç kaymasının farkında olan, bunun sonuçlarını okuyabilen bütün ülkeler, Filistin merkezli bu direnç hattına açık ya da örtülü askeri destek vermeli, bunun mekanizmalarını oluşturmalı. Coğrafyanın tamamında Filistin için ekonomik, siyasi ve askeri destek yapıları kurulmalı.
Çünkü bundan sonra Filistin direnişi; bir milletin özgürlük arayışı kadar jeopolitik bir çıkıştır, güç inşasıdır. Dünyanın yeni düzeninin en sağlam cephelerinden biri Filistin olacaktır.
Bu yüzden; istihbarat örgütleri Filistin’e silah desteği için gerekli bütün yol ve yöntemleri kurmalı ve kullanmalı. Türkiye; bunun başını çekmeli.
Erdoğan: Karabağ’da olduğu gibi Filistin’de de harekete geçiyoruz.
Doğu Akdeniz’de, Suriye’de, Irak’ta, Ege’de, Türkiye içinde, terör örgütlerine destek vererek, her alanda Türkiye’ye saldıran, Türkiye ile adı konulmamış bir savaş yürüten İsrail’e karşı, bizim de “etkili” ve “akıl dolu” bütün araçları seferber etmemiz gerekiyor.
Filistin’i savunmak Türkiye’yi savunmaktır. İsrail’i zorlamak, coğrafyayı korumaktır.
Aksa ve Filistin için olağanüstü çaba harcayan, dünyayı harekete geçirmeye çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözleri Türkiye’nin tarihe ve coğrafyaya dönüşünün çarpıcı tanımıdır:
“Azerbaycan’ın Karabağ ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, Kudüs ve Filistin şehirlerinde yaşanan zulme karşı da aynı hissiyatla harekete geçiyoruz..”
Evet, Filistin’de de “harekete geçiyoruz.”
Evet, Türkiye döndü. Bütün jeopolitik hesaplar çökecek!
Yazarlar
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021