İbrahim Karagül
Covid-19 salgınının insanlığa, bütün ülkelere yaşattığı ağır felâketin sonuna yaklaşıyoruz. Salgının yol açtığı hasarlar atlatılacak. Sağlık, ekonomik, psikolojik sarsıntının üstesinden gelinecek. Yeni alışkanlıklar da eklenerek normal hayata dönülecek.
Pandemi sadece sağlık sorunu, sadece salgın meselesi değildi. İnsanların dünyaya, ülkelerin birbirine bakışı değişti. 21. yüzyılın en büyük jeopolitik kırılmalarının yaşandığı, küresel sistemin altüst olduğu, büyük güçlerin zayıflayıp ittifakların parçalandığı, yükselen güçlerin sahne aldığı bir dönemde salgın, bu güç kaymalarını olağanüstü hızlandırdı.
Öyle çaresizlikler, öyle alay konusu örnekler gördük ki…
ABD’nin dünyadaki ağrılığını ve etkisini azalttı. Avrupa Birliği ülkelerinin ağırlığını azalttı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile Soğuk Savaş’ı kazanan güçlerin etkisini zayıflattı. Onlara rağmen bir dünyanın inşasına güç verdi. Onların formatladığı dünya düzenine inancı dramatik biçimde düşürdü.
Salgından önce netleşmişti: Artık Atlantik İttifakı’nın tek yanlı belirlediği bir dünya şekillenmeyecekti. Ama salgından sonra ABD ve Avrupa’da öyle çaresizlikler, öyle alay konusu örnekler gördük ki, “Batı imajı” yerle bir oldu. En Amerikacı, en Avrupacı, en Batılı düşünce sahiplerinin bile kafalarında büyük soru işaretleri ortaya çıktı.
G-7 liderler fotoğrafı: Eski dünyanın kalıntısı…
İngiltere’deki G-7 zirvesi fotoğraflarına bakarken; “Aslında bu yapının dünyaya sunabilecek hiçbir tezinin, aklının, önerisinin kalmadığı” o kadar açıktı ki, eski itibarlarından kalanını kullanan eskimiş güçlerin fotoğrafı vardı orada. Sadece Kovid salgını bile bütün imajlarını yerle bir etmiş, bütün çaresizliklerini, zayıflıklarını ortaya sermişti.
G-7 zirvesindeki liderler profiline baktım. Angela Merkel’in tutarlılığı dışında ABD ve Avrupalı liderlerin hiçbirinde dünyaya yeni şeyler söyleyecek, insanlığa umut verecek, kitleleri peşinden sürükleyecek, küresel belirsizliklere karşı yol gösterecek bir ışık, bir vizyon olmadığı o kadar açık ki…
Biden mı dünyaya yön verecek? Macron mu? Onlar kendi kibirleriyle baş başa kaldı…
Biden mı dünyaya yön verecek? Macron mu dünyaya bir yol çizecek? O fotoğraf mı 21. yüzyıl dünyasını şekillendirecek? İnsanlık; dünyanın dörtte üçünün reddettiği bir fotoğrafın peşinden mi gidecek?
Böyle bir dünya artık yok. Batı, kendi geçmişine hapsolmuş, oradan çıkamıyor bile. Coğrafi keşiflerden bu yana, sömürgeciliğin başlangıcından bu yana, milletleri ve ülkeleri rehin aldığı zamandan bu yana devam eden kibriyle baş başa kalmış.
Batı’nın sıradanlığı aslında bir çöküştür.
Belki de yüzyıllar sonra Batı’nın merkezden çevreye doğru savruluşunu izliyoruz. Dünya savaşlarını kazanıp dünya düzenlerini kuran akıl, güç ve irade ortalarda yok.
Tamamen sömürüye, talana dayalı Batılı düzen, akıl, güç kullanımı, insanlığın kendilerine olan güvenini yok etti.
Bu, zihinsel olarak gerçekten böyle. Zihinsel olarak onların da dünyaya verebilecek bir şeyi yok, dünyanın da onlardan almak isteyeceği şey çok az. Büyü bozuldu, insanlık o liderlerin zayıflığını ve sıradanlığını gördü.
Batı, sadece eskiden kalan, yerleşik düzenin devam ettirdiği kaba güçle ayakta duruyor. Bunun da çok uzun sürmeyeceğini, hızla eriyeceğini aklı başında herkes görüyor.
Olağanüstü hızlı güç kaymaları göreceğiz. Batı kendi içinde çatışacak.
2008 ekonomik krizi nasıl sadece finansal bir kriz değilse, nasıl jeopolitik krizse, nasıl siyasi ve ekonomik güç kaymalarına yol açmışsa Kovid-19 salgını da sadece sağlık sorunu değildir.
Çok ciddi güç kaymaları göreceğiz. Salgın biter bitmez bu başlayacak ve başladı. Olağanüstü hareketler ve hız göreceğiz. Asya’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Güney Asya’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a hatta Avrupa’nın kendi içinde büyük gerilimlere, krizlere, çatışmalara tanık olacağız.
Yüzyıllardır dünyanın merkezini oluşturanlar tabii ki bu gücü paylaşmak istemeyecek. Başkalarıyla ve kendi aralarında büyük paylaşım kavgaları başlayacak. Ama dünya onlara rağmen bir yola çıktı, bunu da durduramayacaklar.
Yükselen ülkeleri izleyin. Dünyayı onlar değiştirecek. Türkiye sürprizini izleyin.
Yükselen ülkeleri izleyin. Onların sözlerine, tezlerine, vaatlerine, yükselen özgüvenlerine, heyecanlarına, amansız mücadele ruhlarına, zindeliklerine, üretimlerine bakın. O ülkelerin bazılarının eski imparatorluk akıllarını nasıl bugün çağırdıklarına bakın.
Dünyayı onlar değiştirecek. Geleceği onlar kuracak. Merkeze onlar yerleşecek. Yüzyıllardır devam eden tek yanlı küresel saltanata onlar son verecek. Tam da bu dönemde merkez güçler erirken bu ülkeler olağanüstü güç kazanacak.
21. yüzyılın sürprizi Türkiye!
Şüphesiz, bu ülkelerin en çok dikkat çekeni Türkiye. ABD’den Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya bir sürpriz ülke tartışılıyor. “Bunu nasıl yaptı, nasıl başardı, aklında ne var, bir sonraki adımı ne olacak” soruları bütün başkentlerde dolaşıyor.
Bazıları gıpta ile, umutla, sevinçle bakıyor. Bazıları “Bu gücü nasıl durduracağız” kaygısıyla tartışıyor. Her iki bakış da, küresel sistemin yeni oyuncusunu ilân ediyor aslında.
Erdoğan-Biden görüşmesi: ABD artık Türkiye’ye ayar verme gücüne sahip değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesi, Biden’la görüşmesi bu çerçevede çok önemli. Pandemi sonrası hareket başladı. Herkes kendi oyununu kuracak, pozisyonunu yeniden tanımlayacak. Hiçbir güç, ülke ya da ittifak, Türkiye’siz oyun kurulamadığı gerçeğini yadsıyamayacak.
Artık her zirve bizim için güçlerin eşitliği üzerinden algılanacak. Hiçbir masa tek taraflı olmayacak. Bir şey istemek için değil, karşılıklı güç pazarlığını yapmak için olacak.
Çünkü; ABD dâhil, hiçbir ülke, Türkiye’ye ayar verme gücüne sahip değil. ABD dâhil, hiçbir ülke, “Türkiye’yi durdurma” gücüne sahip değil. ABD dâhil, her ülke, Türkiye ile ilişkilerini yeniden tanımlamak zorunda. Artık; Biz değil onlar taviz vermek zorunda. Bunu göreceğiz.
Biden Türkiye’ye terörle mesaj verdi. ABD’nin teröristleri hastaneye saldırdı.
Erdoğan ile ABD başkanları arasındaki her zirve öncesinde ağır bir terör saldırısı olur. Mesaj terörle verilir. Bu, yine bozulmadı. ABD’nin silahlandırdığı PKK/YPG Afrin’de hastaneye saldırdı, ABD silahlarıyla 18 sivili katletti. Biden da terör üzerinden mesaj verdi.
Ama bunlar eskinin yöntemleri. Bugünü ve geleceği değiştiremeyecek. Türkiye’yi korkutamayacak.
Pandemi sonrası küresel güç hesaplaşması başladı. Salgın döneminde bile jeopolitik müdahalelerine aralıksız devam eden Türkiye, bu döneme en hazırlıklı ülke. Dünya, bir “büyük oyuncu”nun aklını ve hamlelerini izleyecek.
Biz de.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021