İbrahim Karagül
Türkiye’nin önce Afrin’e sonra da Münbiç’e müdahale etmesine, oradaki terör unsurlarını temizlemesine, sınırlarının sıfır noktasında büyüyen bir tehdidi ortadan kaldırmasına, terör üzerinden bir tür çokuluslu müdahale dalgasını kırmasına karşı hiçbir itirazgeliştirilemez.
İster iç politik kaygılar, ister etnik kaygılar, ister bir takım dış müdahale argümanları olsun, hiç kimse bir takım kamuflajlar altına gizlenip sinsi atışlar yapamaz.
Kimse sinsi sinsi bize korku pazarlamasın..
Bir yıldır içeriden oyalama taktikleri uygulayanların, şimdilerde müdahaleyi engelleyemeyince “masum gerekçelere” sığınıp, “güya Türkiye’yi uyarma” görüntüsü altında başka bir ajandanın gizli servisçiliğini yapamaz.
Kamuoyuna korku pazarlayamaz. ABD bile Türkiye’nin kararlılığıkarşısında geri adım atarken onlar Amerika sopasıyla Türkiye’yi dövmeye, panikletmeye kalkışamaz. Ayn el Arap (Kobani) olaylarını gösterip, aynı senaryonuntekrarlanacağı şantajları yapamaz.
Bu kişiler, çevreler, sinsi sinsi içeriden operasyonun aparatları olarakbu ülkeye artık ayar veremez. Hem PYD kriptoluğunu gizleyip hem de etnik kart kullanmak, hele ki böyle bir atmosferde, affedilir bir duruş, pozisyon alış olmayacaktır.
Afrin’e girmek vatan savunması, 15 Temmuz direnişinin devamıdır
Afrin’e girmek bir vatan müdafaasıdır. Bir Milli Mücadele’dir. Türkiye için en büyük ve en yakın tehdidin ortadan kaldırılması çabasıdır. Bir savaş değil, savunmadır. Ülkemizin bugününü ve yarınını güvence altına alma çabasıdır.
15 Temmuz’da “Türkiye Cephesi” açmak isteyenlerin, o cepheyi güneyden saldırılarla büyütmek isteyenlerin defterlerinin dürülmesidir. Bir nevi 15 Temmuz direnişinin devamıdır. Çünkü FETÖ üzerinden ülkeye saldıranlarla, terör koridoru üzerinden saldırmaya hazırlananlar aynı merkezlerdir. Aparatlar, tetikçiler değişse de patronlar aynıdır. Türkiye hesabı da, coğrafyaya yönelik hesap da aynıdır.
Türkiye büyüdükçe iddiası büyüdü, Tehditler ve düşmanlar da büyüdü
Türkiye’nin tehdit algılamaları sadece içeride ya da sadece sınırının sıfır noktasında değildir. Sınırların çok ötesinde, coğrafyanın derinliklerindedir. Türkiye çok büyüdü. Büyüdükçe iddialarıda büyüdü. Büyüdükçe tehditler de büyüdü. Büyüdükçe düşmanları da arttı. Bu kavgayı, kavganın sebeplerini, tahmini sonuçlarını ve verilecek mücadelenin büyüğünü iyi anlamak lazım.
Çünkü Selçuklu-Osmanlı Türkiye Cumhuriyeti sürekliliği yeni bir tarih aralığına yerleşmiş, yeni bir yükseliş dönemine girmiştir. Tarih yapıcı rol, yeniden milletimizin omuzlarına yüklenmiştir. Artık sadece Türkiye yoktur, coğrafyasıyla birlikte Türkiye vardır. Artık sadece birilerinin cephe ülkesi yoktur, merkez ülke vardır, bir “Türkiye Ekseni” vardır.
O çevreler hızla eriyecek
İçerideki siyasi hesaplar da, ekonomik büyüme çabaları da, coğrafyayayaklaşım da bu büyük hesaplaşmaya ayarlı olma durumundadır. İstesek de istemesek de bu böyle olacaktır. 21. Yüzyıl yürüyüşünün temeli budur, hem içeride hem de dışarıda buna hazırlanmak bir zorunluluktur.
Bu dönemde ve bundan sonra, dar iç politik hesap yapanlar, dışarıdan destekle iktidar arayışlarına girişenler, birilerinin örtülü operasyonlarına göre vaziyet alanlar eriyecek, zayıflayacak, o siyasi genetik, birikim karşısında hezimete uğrayacaktır.
Terörle savaş bitti, daha büyük hesaplaşma başladı
Türkiye’nin güvenlik kaygıları değişmiştir. Artık terörle savaş dönemi kapanmış, çokuluslu müdahalelerle hesaplaşma dönemi başlamıştır. O çokuluslu müdahaleler öncelikle terör örgütleri üzerinden servisedilirken artık çırılçıplak açıktadır. Düşman da dost da değişmiş, eski dostlar Türkiye’yi zorlayıcı, küçültücü hesaplar içinde girmiştir.
Buna karşı ülkemiz, derin tarihsel birikimiyle yeni toplumsal direnç hatlarını oluşturmuş, her geçen gün bu hattı güçlendirmeye başlamıştır. İster FETÖ olsun, ister PKK ya da arkasındaki güçler, bu dinamik yapı bütün hesapları bozacak, büyük yürüyüşü besleyecek, Türkiye ve coğrafya için yeni yükseliş dönemini sonuna kadar devam ettirecektir.
Herkes şimdiden şunu not etsin: Bu büyük hesaplaşma zaferle sonuçlanacaktır. Türkiye’ye rol biçenler bir süre sonra kendi dertlerine çareler aramaya başlayacaktır. Türkiye yükselirken onların durakladığına hatta gerilediğine şahit olacağız..
Tehdit bölgeselleşti, savunma bölgeselleşti
Öyleyse Suriye’den ya da Irak’tan gelen, terör örgütleri ve yabancı güçlerin istila hesaplarıyla kurgulanmış saldırı dalgaları, hesapları, sınırların çok ötesinde, coğrafyanın derinliğinde karşılanacaktır. Tehdit bölgeselleşmişse savunma da bölgeselleşecektir. Tehdit küresel ölçekte olursa savunma da küresel ölçekte olmak zorundadır.
Terör koridorunun her yerinde olduğu gibi, en Batı’sında yer alan Afrin’de terörle değil bir çokuluslu müdahale ile karşı karşıyayız. Bir dış tehdit söz konusudur. PKK ya da PYD bir dış tehdittir, dış müdahale aparatıdır. Bu gerçek Münbiç’te de aynıdır. Fırat’ın doğusunda aynıdır.
ABD bu bölgede tutunamayacak
Fırat Kalkanı ile zaten koridor ortasından yarıldı. Afrin ve Münbiç ile Akdeniz’e açılan kapısı kapatılacaktır. Ama asıl kavga Fırat’ın doğusunda yaşanacak. Çünkü terör örgütleri üzerinden Fırat’ın doğusunda bir yabancı harita, bütün bölgeye müdahale garnizonuoluşturma projesi ciddidir.
Bu bölgeden dört ülkeyi parçalamaya dönük sistematik bir çalışmayürütülecek çünkü. Ama bölge ülkelerinin yakın duruşu, ABD’yi bu koridordan çıkaracaktır. Göreceksiniz, bu duruş, eğilim, kararlılık devam ederse, ABD Suriye’de asla tutunamayacak, parça parça bölgeyi terketmek zorunda kalacaktır.
Şimdi herkes ‘ne kadar Türkiyeli’, gösterme vakti
Şimdi sefer zamanıdır. Şimdi bu ülkede yaşayan herkes için Türkiye ekseninde mevzi alma, dayanışma, merkezileşme zamanıdır. Şimdi, güvenlik birimlerimizin yürüttüğü mücadeleye omuz verme zamanıdır. Evet, Afrin operasyonu yapılacak ve başarılacak. Münbiç yapılacak ve başarılacak. Türkiye için o güvenlik kalkanı oluşturulacak. İçeride operasyonel alanlar, dışarıdan müdahale alanları daha da kapatılacak.
Onlar ne kadar hesap yaparsa yapsın Türkiye yoluna kararlılıkla, sağlam adımlarla devam edecek. Bölgenin genel huzuru, güvenliği, kardeşliği için, coğrafyamıza, ülkelerimize yönelik çokuluslu müdahaleleri sona erdirmek için “Türkiye Ekseni” şaşırtıcı bir şekilde güç kazanacaktır.
Şimdi herkes “ne kadar Türkiyeli”, gösterme zamanı..
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021