İbrahim Karagül
Afrin operasyonu, Fırat Kalkanı ile beraber, sonra Türkiye’nin en ciddi jeopolitik hamlesidir. Bölge haritalarının yeniden çizildiği, yeni emperyal düzen hayallerinin havada uçuştuğu, bugüne kadar müttefik görünenlerin Türkiye’yi küçültme hazırlıkları yaptığı bir dönemde, ülkemizin bütün bu haritalara müdahalesi, bölgesel dinamikleri harekete geçirmesi, artık bu ülkenin güvenliğinin sadece kendisi tarafından sağlanacağının ilan edilmesi, “ittifak halkalarına”inancın sıfırlandığının tescilidir.
Eğer Suriye’nin, Irak’ın haritası küçültülecekse, Türkiye’nin haritası da küçültülecektir. Artık bu niyet netleşmiştir. Eğer bölgemizde bir ülke daha bölünürse Türkiye de bölünecektir, planlanan budur ve bu kesindir. Ülkemizin bütün güney sınırlarını çevreleyen, kuşatan irade, ülkemizi terörle istikrarsızlaştırıp müdahaleye açık hale getirmeye çalışan irade ve İttifak’a Fırat Kalkanı ila müdahale edilmiştir.
Asıl kıyamet Fırat’ın Doğu’sunda kopacak
Afrin operasyonuyla bu müdahale devam etmektedir. Münbiçoperasyonuyla kuşatma haritasının Batı kanadı, Akdeniz kapısıtamamen kapatılacaktır. Ama asıl kıyamet Fırat’ın doğusunda, İran sınırına kadar olan bölgede kopacaktır. Dört ülkeyi birden vuracak bu proje için Batılı ittifak ısrar edecek, bölgesel direnç olağanüstü bir öfke gösterecektir. Bu anlamda PKK/PYD ya da DEAŞ, tamamen Batılı istilanın, ABD-İsrail harita çalışmasının ileri uçlarıdır, tetikçileridir ve birer dış tehdittir.
Türkiye bugün sadece kendisi için değil, bölge ülkelerinin tamamı için mücadele etmektedir. Sadece terör örgütlerine karşı değil, bölgeyi paramparça etmeye dönük o “irade” ile mücadele etmektedir. Çünkü Akdeniz-İran hattında oluşturulacak harita, sadece Türkiye’yi kuşatmakla sınırlı değil, dört ülkeyi birden vurma planlarının en önemli parçasıdır, bir istila projesidir.
Bu yüzden, müdahale terörle mücadelekapsamının çok ötesindeTürkiye’nin ve bölgenin geleceğini güvence altına alacak bir savunmadır, bölge için bir özveridir. Harita planlarına müdahaledir, yüz yıl önce bölgenin haritasını çizenlerin ikinci kez bizleri paramparça etmesini engelleme girişimidir.
Bu yüzden de operasyon sadece Afrin’le sınırlı olamaz, olmamalı. Münbiç’ten Irak’a kadar müdahale alanı genişlemelidir. Bugün inanmasanız da gün gelecek bunu yapmak orunda olduğumuzu göreceksiniz. Türkiye’nin bütün güney sınırlarını güvenceye alacak bir güvenli hat oluşturulmalı.
Onların terör koridoru planına karşı bir tür “Türkiye Kalkanı”, “savunma hattı” inşa edilmeli. Bu, ülkemiz için asla vazgeçilmez bir gelecek planıdır. Söz konusu hat kapatılmadığı müddetçe, o “Kalkan” inşa edilmediği müddetçe savaş Türkiye içlerine taşınacak, sadece Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonu bunu önlemeye yetmeyecektir.
Küresel siyasi iklim sertleşti, ülkeler tamamen güvenlik hesaplaşmasına göre pozisyon almaya başladı. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana dünya hiç bu hale gelmemişti. Baltıklardan Asya-Pasifik kıyılarına kadar yeryüzünün her yerinde merkez güçler arasındaki bir hesaplaşma zirveye çıkmıştır. Artık bu stres nerede, nasıl patlar, öngörmek mümkün değildir ama kesinlikle patlayacaktır.
Böyle bir dönemde, ittifak ilişkileri hiçbir ülkeye güvence vermez, vermeyecektir. Türkiye için de, NATO ya da bir başka ittifak ilişkisi bir güvence telkin etmemektedir. Bu, en son terör koridoru planında açıkça ortaya çıkmıştır. Öyleyse yeni durumlar ortaya çıkmıştır ve yeni pozisyonlara ihtiyaç vardır. Ülkemiz Afrin operasyonu ile işte bunu yapmaktadır.
Artık ABD’nin bütün teklifleri Türkiye’yi oyalama amaçlıdır
Bu aşamadan sonra ABD’den gelecek her türlü “işbirliği ya da ortaklık” teklifi Türkiye’yi sınırlama, aldatma amacı taşımaktadır. Bu tekliflerin tamamı Türkiye’yi yumuşatma, zaman kazanma, PKK-PYD’ye alan açma, onu kurtarma amaçlıdır. Siyasi aklı bulandırma, eski müttefik ilişkileriyle gizli hesapları örtme girişimidir. 15 Temmuz saldırısından sonra bu teklif ve önerilerin tamamına tavır almak milli bir duruştur. Ülkenin bugününü ve geleceğini kurtarmaktır.
İçeriden kim bu tekliflerle geliyorsa o planın parçasıdır
Herhangi bir teklife sıcak bakmak, kapı aralamakbu ülkenin siyasi aklıyla alay etmek, bu milletin duygularıyla, hassasiyetleriyle oynamak olacaktır. İçeriden herhangi bir yapı, kişi, çevre böyle teklifleri pazarlıyorsa, o aslında büyük hesabın parçasıdır. Onlara çalışmakta, Türkiye’ye operasyon çekmektedir.
15 Temmuz’da bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye girişen bir aklın, bu kadar terör sicili varken, hala bölgesel “ortak” kabul edilmesi ya da bu yönde bir girişim tehlikelidir, kötü niyetlidir. Arkasında mutlaka başka bir hesap vardır.
Türkiye, Afrin operasyonuyla bir ülke savunması yapmaktadır. Bu savunma tamamen milli bir cephe ile, ittifak ile yapılabilir. Öyle kripto PYD’lilerle, liberal-aydın görünümlü bildirilerle, savaş karşıtlığı yaygaraları, örtülü AB ya da ABD fonlarıyla yapılacak bir şey değildir.
Ülke savunması sınırlarda nöbet tutan askerlerle, bir daha geri dönmeyi düşünmeden operasyona giden vatan evlatlarıyla, içeride ve Suriye’de kurşunlara yürüyenlerle, 15 Temmuz gecesi tankların karşısına dikilenlerle, süslü cümleler yerine kelimelerini bu savunmaya hasredenlerle, Batı’dan iktidar devşirenlerle değil bu ülkenin toprağından ve bu milletin yüreğinden konuşanlarla yapılır.
Türkiye bir direnç hattı inşa etmiştir
Türkiye, yeni bir direnç hattı inşa etmiştir. Bundan sonra yapması gereken bu hattı güçlendirmek, sulandırılmasına izin vermemektir. Terör ya da bir başka güç, artık niyetleri açığa çıkmışken, giderek daha büyük tehdide dönüşürken masaya sürülecek her ABD teklifi, yeni 15 Temmuz’ların, yeni “terör kuşakları”nın habercisi olacaktır.
Yapacağımız tek şey, kendi tehdit tanımlarımızla, savunma hatlarımızla harita değişikliklerine müdahale etmek, coğrafya ve küresel ölçekte güçler hesaplaşmasını iyi takip ederek, durduğumuz yeri sağlamlaştırmaktır.
Devam edelim, göreceksiniz oralarda tutunamayacaklar
Bunu yaptığımızda, ABD’nin ya da bir başka ülkenin, PKK’nın ya da bir başka terör örgütünün o kuşakta tutunamayacağını, gerileyeceğini, bütün iddialarının sıfırlanacağını göreceğiz. Bu zor, onların oyununu bozacaktır. Çünkü ahlaksızca, pervasızca giriştikleri bu tehditler, şantajlar Anadolu savunmasına çarpıp etkisizleşecektir.
Türkiye, bu çıkışlarıyla büyük tarih hesaplaşmasını başlatmış, yüz yıl sonra yeniden kendisi olmuştur. Artık iddiaları da gücü de yüksektir, büyüktür. Hedefleri ve hesapları da öyledir. Çünkü bu iddia ve hesaplar, onu hem Selçuklu, hem Osmanlı yapmış bir genetiktir. Tarihin doğru yerinde duruyoruz, küresel konjonktürün bize sağladığı en geniş hareket alanına sahibiz.
Öyleyse yola devam edeceğiz. Öyleyse büyük yürüyüşü daha da güçlendireceğiz. Öyleyse bütün harita taslaklarını yırtıp atacağız, onların hesaplarını yüz yıl sonra bozmayı bileceğiz. Öyleyse bu ülkeye bir daha akıl, nizam verme şanslarını ellerinden alacağız. Öyleyse bir “Türkiye Kalkanı” inşa edeceğiz, bu ülkeyi küçültmeye çalışanlara inat onu daha da büyüteceğiz.
Bu çetin bir kavgadır. Afrin küçücük bir yer demeyin, çokuluslu hesapların defterinin dürüldüğü bir müdahaledir. Bütün coğrafya için yeni uyanış geleneğini bu müdahalelerle başlatıyoruz. İçeride ve dışarıda operasyon alanlarını böyle yok ediyoruz.
Biz bugün de, Çanakkale’de durduğumuz yerdeyiz. Tam oradayız!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021