Kemal ÖZTÜRK
Halep'in düşmesiyle, Suriye iç savaşı bir yönüyle sona erdi aslında.
Rusya, Çin, İran ve Esed rejimine karşı; Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın desteklediği muhalifler yenildi.
İki blok arasındaki çatışmanın paradigması, sahada Şii-Sünni ekseni üzerine kurulmuştu. Bu çatışma sona erdi. Şimdi Şii-Sünni eksenli çatışma yerine, siyasi nüfuz ve Suriye'ye hakim olmak üzerine kurulu bir çatışma riski doğdu.
Şii bloğu, Sünni nüfusun yaşadığı Halep dahil, Suriye'nin en önemli merkezlerini ele geçirdi. Bu bloğun, sahadaki iktidar alanını genişletmeyi amaçlayan ilerlemesi devam edecek mi, bilinmiyor.
Bundan sonraki aşamada, İran'ın Irak'ta uyguladığı mezhep merkezli politikalarına şahitlik edeceğiz. Şehirlerin demografik, siyasi ve inanç yapısını değiştirerek, bölgeyi kendi kontrolüne alacaktır. Bu da Türkiye'nin, hatta Rusya ve Şam'ın bile tepki göstereceği bir hamle olacaktır.
Moskova'daki üçlü bakanlar zirvesinden çıkan kararlarda, Suriye'nin geleceğine ilişkin bir madde yok. Tüm ülkede ateşkes temennisi, belki de en genel madde olabilir. O da muğlak.
Belirsiz kalan noktaların bazılarını sıralayayım.
1. Suriye nasıl bir siyasi yönetime sahip olacak ?
Kan dökülmüş bir ülkede hiçbir şey eskisi gibi olamaz. 600 bin insan öldü, yaralı sayısı milyonu geçti, 7 milyon insan mülteci konumuna düştü, bir o kadarı da evsiz, işsiz, yurtsuz kaldı. Tüm bu acıları bir kenara bırakıp, 'Suriye eskisi gibi yönetilsin' denemez.
Şiilerle Sünnilerin, Türkmenler, Kürtler, Arapların bir arada yaşayacağı bir sistem kurulması gerekiyor. Şu anda askeri diktatörlük hakim. Demokratik bir Suriye talebi var ama bunun pratiği olacak mı belli değil. Federatif yapı, güçlendirilmiş eyalet sistemi, ya da bölünmüş Suriye... kesin bir şey yok, hepsi ihtimal.
2. Esed iktidarda kalacak mı?
En çok kilitlenen konu bu. Ölen 600 bin insanın ilk sorumlusu Esed'dir. Kimyasal silah kullanmış, hapishanelerde işkence ile on binlerce insanı öldürmüş ve insanlığa karşı savaş suçu işlemiştir. Savaş suçunu gösteren kanıtların bir kısmını Anadolu Ajansı'nın da içinde olduğu uluslararası medya yayınlamıştı. O kanıtlar şimdi Katar'ın parasını ödediği bir İngiliz hukuk bürosunda. İlk fırsatta Esed'in yargılanması için kullanılacak.
Tüm bunlara rağmen Esed Suriye'nin başında, çocuklarını öldürdüğü babaları, annelerini öldürdüğü çocukları nasıl yönetecek? Türkiye bunun imkansız olduğunu savunuyor. İran sonuna kadar Esed'i istiyor. Rusya ortada. ABD ise oyun dışı.
3. Suriye içindeki mülteciler ne olacak?
Halep'ten, Guta'dan ve diğer bölgelerden kaçan mültecilerin 7 milyonu ülke dışına çıktı ama bir kısmı da ülke içinde mülteci konumuna düştü. Türkiye sınırındaki Atme, Azez, İdlip bölgelerinde tahminen 2 milyona yakın mülteci bulunuyor. Bu insanlar naylondan, bezden, tenekeden yapılmış barınaklarda, kötü evlere yaşıyor ve Türkiye'den gelen yardımlarla hayatlarını sürdürüyor. Bunların içinde çatışmaya girmiş muhalif aileleri de var. Bu insanların durumu belirsiz.
4. Dünyaya dağılmış mülteciler geri dönecek mi?
Türkiye'de 2.7 milyon, Lübnan'da 2 milyon, Ürdün'de 1 milyon mülteci var. Avrupa'ya, diğer ülkelere de yayılmış olanlarla birlikte 7 milyon mülteci ülkesine dönmek isterse ne olacak?
Bunlar nerede, nasıl yaşayacak? Yıkılmış evler, gasp edilmiş mallarının akıbeti ne olacak? Daha çok Sünni nüfustan olan bu insanlar ülkedeki demografik ve inanç haritasını önemli derecede etkiliyordu. Bunların geri dönmesini Esed rejimi istemeyecektir.
5. Yabancı savaşçılar ülke dışına çıkacak mı?
Suriye rejimine destek olmak için, İran, Irak, Lübnan, Afganistan, Tacikistan, Yemen, Pakistan gibi ülkelerden gelen Şii milisler var. Bunlar en ön safta savaşa katıldılar.
Muhalifler safında da Irak, Yemen, Çeçenistan, Suudi Arabistan, Ürdün ve bazı Avrupa ülkelerinden gelen yabancılar yer aldı.
Her iki gruptaki savaşçı muhaliflerin Suriye dışına çıkarılmasına Türkiye sıcak bakıyor. Ancak askeri bir gücü bulunmayan Esed rejiminin, ordusu artık yabancı milislerden oluşuyor. İran ve Şam'ın buna sıcak bakması beklenemez. Peki ne olacak?
6. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve PKK kantonları
Rusya, İran ve Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda mutabık kaldı. Bu karar Amerika'nın PKK'ya özel kurdurmak istediği 'kanton devlet' projesinin çökmesine neden oldu. Cerablus operasyonuyla kantonların birleşmesi engellendi ama halen, Kobani, Cezire, Haseke ve Menbiç PKK'nın silahlı güçleri tarafından kontrol ediliyor.
Oradaki Arap, Türkmen ve (PKK ideolojisinden olmayan) Kürtler sürüldü. Demografi ve inanç haritası değiştirildi. ABD bu bölgeye üs kurmak için uğraşıyor. Peki bu kantonlar ve PKK'nın silahlı güçleri ne olacak? Yeni çatışma riski işte tam burada yer alıyor.
7. IŞİD ne olacak
Suriye'de El Bab ve Rakka gibi bölgeleri elinde tutan IŞİD ile mücadele bundan sonra nasıl olacak? Bugüne kadar Suriye içinde Esed rejimi ve İran ile ciddi bir çatışmaya girmeyen IŞİD, daha çok muhalifler ve Türkiye ile çatıştı. Türkiye bu çatışmada herkes tarafından yalnız bırakıldı.
ABD güya IŞİD ile mücadele etmeye geldi ama bunu unuttu Rojava projesiyle ilgileniyor. Peki bundan sonraki aşamada ne olacak? İran, Şam, Rusya ve ABD Rakka'nın IŞİD'den alınması konusunda ittifak yapabilecek mi?
.../...
Türkiye dahil, Suriye'nin geleceği nasıl olacak bir kanaati yok şu anda. Herkes Halep'e odaklanmıştı. Bundan sonra ne olacağına dair proje hazırlayan olmadı. Şimdi gözler Astana'da yapılması planlanan Rusya, Türkiye, İran zirvesine çevrilecek. ABD oyun dışında kalmanın hırçınlığını yaşıyor. Trump görevi devralınca ne yapacak, belli değil.
Yeni aktörlerle, yeni alanlarda çatışma riski ise hayli yüksek.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021