Kemal ÖZTÜRK
1957 yılında, Sovyet Rusya, ABD'den önce uzaya “Sputnik” isimli uyduyu fırlatır ve başarıyla yörüngeye oturtur.
Tarihe “Sputnik Krizi” olarak geçen olay o anda başlar.
UZAYA UYDU GÖNDEREN, FÜZE DE ATAR
Rusların yörüngeye uydu yerleştirmesi ABD'de büyük bir korku yaratır. Çünkü uzaya başarıyla roket gönderebilen bir ülke, kıtalar arası nükleer füze ile dünyanın herhangi bir yerinden, herhangi bir noktasını vurabilecek teknolojiye çok yakın demektir.
Bu şok edici olayın hemen ardından, dönemin ABD Başkanı Eisenhower senatoyu olağanüstü toplantıya çağırır ve araştırma komisyonu kurulmasını ister.
Araştırmanın sonucunda beklenildiği gibi ABD'nin teknolojide geri kalmasının nedeni, üniversitelerin ya da devlet kurumlarının yetersizliği değildir.
UZAY YARIŞI LİSELER YÜZÜNDEN KAYBEDİLİR
Asıl gerekçe liselerdeki bilim eğitiminin yetersizliğidir. Komisyon herkesi şaşırtan bu sonuç nedeniyle ABD'nin uzay yarışını kaybettiğini açıklar.
Başkan buna çok şaşırır. Ancak Sovyetler'in liselerdeki bilimsel eğitiminin Amerika'dakilerden çok güçlü olduğunu acı bir gerçek olarak kabul eder. Başkan ve senatonun talimatıyla, liselerde bilim eğitiminin güçlendirilmesi kararı çıkartılır. Yapılan reformların en çarpıcı olanı bilim insanı yetiştirme odaklı 'science schools' (fen liseleri) açılmasıdır.
Amerika'da çok sayıda fen liseleri kurulur ve üniversiteler için bilim adamları yetiştirilir. Sonra da uzay yarışında Rusları yakalarlar. 1969 yılında da Ay'a ayak basarak Rusları geride bırakırlar.
Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu olay, iyi üniversitelere sahip olmanın yeterli olmadığı, gençlerin erken yaşlarda bilimsel çalışmalara yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
TÜRKİYE'DE FEN LİSELERİ GERİ KALDI
Türkiye de 1964 yılında bu yarışta geri kalmamak için ilk fen lisesini açar. Uzun süre geleceğin kuvvetli bilim adamı adaylarını yetiştir ve üniversitelere gönderir.
Soğuk savaş şartlarında kurulan fen liseleri sonraki dönemlerde küresel rekabet gücünü, bilim insanlarını yetiştirme kabiliyetini kaybeder. Bu nedenle de ülkemizde üniversitelere gönderilecek bilim adamlarının alt yapısı liselerde sağlanamaz.
İstanbul Atatürk Fen Liseliler, bir süre önce bu açığı gördüklerinden bir dernek kurdular. Sputnik olayını kısa bir film haline getirdiler. Herkese fen liselerinin ne kadar stratejik öneme sahip kurumlar olduğunu, süper güçler arasındaki rekabetin kazananını belli edecek kadar fark yarattığını anlatmaya çalışıyorlar.
FEN LİSESİ SORUNU TARTIŞILMALI
Fen liseliler 26-27 Mayıs tarihleri arasında yapılacak sempozyumla sorunu bilimsel olarak tartışmaya açacaklar. Amaçları, özellikle FETÖ kolejleri kapandıktan sonra ortaya çıkan nitelikli öğrenci açığını kapatmanın en iyi yolunun, eskiden olduğu gibi, yeniden fen liseleri olduğunu duyurmak.
Bunun için de fen liselerinde öğretmenden müfredata, materyalden stratejik planlamaya kadar, çok ciddi reformlar yapılması gerekiyor.
Özellikle Güney Kore'nin bu konuda çok önemli bir deneyime sahip olduğunu hatırlatayım. Koreliler teknolojideki başarılarını fen liselerinde çok nitelikli öğrenci yetiştirmelerine borçlular.
Bunu nasıl yaptıklarını da sempozyumda anlatacaklar.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuya önem vermesini bekliyorlar. Fen liseleri konusunda bakanlığın bu tür sivil ve gönüllü ekiplerle ortak çalışmalar yapmalarında çok fayda var. Üniversitelerimize bu sayede lisede temeli atılmış bilim adamları göndermek daha mümkün olacaktır.
Savunma ve uzay sanayiinde yarışa girmemiz gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız'ın da bu konu inşallah dikkatlerine gelir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021