Kemal ÖZTÜRK
Karşımda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasi aktörlerinden biri haline gelecek bir isim oturuyordu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak son röportajıydı sanırım.
Okuduğu bir şiirden ceza almıştı. Yakında hapse girecekti. 28 Şubat’ın en çetin yıllarıydı.
Ben de Kanal 7 adına, ‘Başkan Erdoğan’ adıyla belgeselini yapıyordum. Karşımda hapse girecek biri değil de, sanki iktidara gelecek biri olarak konuşuyordu. Kızgındı.
Belgesel yayınlandıktan bir gün sonra hapse girdi. Burhaniye’deki mütevazı evinde, aile fertleriyle beraber çekim yaptıktan sonra, belgeselin son cümlesi ‘Bu hikaye burada bitmez’ şeklindeydi. O da bu şarkı burada bitmez diye bitirmişti sözlerini.
Bitmedi. Akıl almaz bir hızla ülkenin yönetiminde en üst makamlara kadar geldi.
HERKESİ ETKİLEYEN BİR HİKAYE
Erdoğan’ı o gün yakından ilk görüşümdü. Enerjisinden etkilenmiştim. Belgeselini yaparken tüm çocukluk, gençlik hikayelerini dinlemiş, ona ait neredeyse tüm fotoğrafları ve videoları incelemiştim.
Erdoğan bile bulduğumuz arşiv görüntülerine, fotoğraflara şaşırmıştı. Rahmetli Erol Olçok ve Hüseyin Besli çok destek olmuştu belgesele.
Hikaye başlı başına büyüleyiciydi. Karadenizli fakir bir kaptanın oğlunun, mücadele, acı, sıkıntı, kavgalarla dolu hayatı, dinleyen herkesi etkilerdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oluncaya kadar kısmıydı bu. Sonrası daha da etkileyici oldu.
Yasaklanması, seçim kazanmasına rağmen Başbakan olamaması, muhtıralar, komplolar, örtülü operasyonlar ve nihayetinde çeşitli türde darbe girişimleri… Erdoğan belgeselinin ikinci kısmı daha heyecan vericiydi. Henüz kimseye yapmak nasip olmadı.
Erdoğan’ın tuttuğu günlükler var. Belki yirmi cildi bulmuştur. Bana göre son dönem siyasi tarihin en önemli notları orada yazılı. Görmek nasip olmadı. Görmeden ölürsem gözüm açık gidecek.
O günlükler ve Erdoğan’ın anlatacaklarıyla belgeselin devamını çekmek gerek. Erbakan ve Demirel’in belgesellerini de çok yapmak istemiştim. Etrafındaki ekip elli dereden su ve elle tutulmuş balık getirmemi istedi. Yani bana yaptırmadılar. Kimse de yapamadı. Çok büyük eksiklik.
AK PARTİ’DE DEĞİŞİM TALEBİ
AK Parti 16. yaşını kutluyor. Siyasi tarih için çok genç bir yaş. Ancak AK Parti için olgunluk dönemi. Çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemlerini yaşadı. Şu andaki döneme ne diyorlar bilmiyorum. Yeni dönemin bir adı yok ama büyük bir değişim arzusu, talebi ve doğal olarak sancısı içinde olunduğunu hepimiz görüyoruz.
Genel Başkan Erdoğan, son dönemde yaptığı tüm konuşmalarda bir metal yorgunluğu ve heyecansızlıktan şikayet ediyor. Büyük bir değişim beklentisi oluşturdu. Özeleştiri anlamına gelecek çok önemli mesajlar veriyor. Tüm mesajlar içe dönük, dışarıya değil. AK Parti içine, yönetime ve uygulamalarına yönelik mesajlar ağırlık kazandı.
Kongreler dönemi diye yorumlayanlar olabilir. Bence öyle değil. Erdoğan tabandan, milletten ve AK Parti’nin ana omurgasından gelen talepleri ve eleştirileri gördü. Türkiye’nin içinde sıkıştığı durumu fark etti. Buna yönelik mesajlar veriyor. Retorik düzeyinde henüz. Pratik nasıl olacak, herkes bunu bekliyor.
AK PARTİ DEĞİŞİMİ NEREDE BAŞLATACAK?
Biz hepimiz, yani sahneye çıktığı günden beri Erdoğan’ın liderliğinden heyecanlanan insanlar, bu hikayenin gönüllü parçası olduk. Milyonlarca insan, çektiği sıkıntıları, acıları, dertleri unutmak için Erdoğan’ın arkasından gitti. ‘Yeni Türkiye’ dediğimiz şey, çektiğimiz tüm sıkıntıları unutturacak huzurlu bir ülke hayaliydi.
AK Parti’nin kurucu aklı, kurucu fikri, kurucu iradesi, insanlığı kucaklayacak kadar büyük, güçlü ve kuşatıcı bir hayale, vizyona sahipti. Şimdi “Yeni Türkiye’yi, “yeni devlet” diye anlayan kıt akıllı insanlara bakmayın siz.
Eğer herkesin dilinde değişim, yenilik, tazelenme kelimeleri varsa, o zaman bir yerlerde sorun, huzursuzluk, tıkanmışlık var demektir. Bütün mesele bu sorunun ne olduğunu sağlıklı bir şekilde tespit etmekten geçiyor.
Sorunu, partinin il ve ilçe başkanlarını değiştirmekle çözeceğini düşünüyorlarsa, büyük yanılgı içindeler demektir. Yok, cesurca sorunun daha derinde, daha ilkesel ve fikri alanlarda arayacaklarsa, o zaman doğru çözümler bulunabilir.
Neden belgeselden bahsettim biliyor musunuz? Çünkü belgesel geri doğru gidip, nereden geldiğinizi, neler yaşadığınızı, mutlu ve hüzünlü günlerinizi size hatırlatır. O zaman aslınızdan kopmadan, nereye gitmeniz gerektiğini daha iyi anlarsınız.
Hani olmaz ya, bir gün belgeselin ikinci bölümünü yaptırırlarsa bana, o zaman nereden gelinip, nereye gidildiğini daha iyi görürsünüz. Benimki de hayal işte!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021