Kemal ÖZTÜRK
Darbeden bir gün sonraydı. Akşam herkes gibi ben de nöbet tutuyordum. Kısıklı’da, kaldırımın kenarında oturmuş, haberleri okuyordum.
Haberlerden biri tankı ele geçiren, sonra içine giren ve ardında da sürmeye başlayan atletli bir Karadenizlinin hikayesiydi. Tank içinden çekilmiş videosunu izleyip hem gülüyor hem şaşırıyordum.
Yanımda benim gibi nöbet tutan ve yerde oturan birkaç kişi bana baktı. Dedim, “yahu bir insan nasıl bir tankı ele geçirir, hadi ele geçirdi, nasıl sürer, akıl alacak iş değil. ‘Deli’ bunlar.”
Adamlardan biri yüzüme baktı, Karadeniz şivesiyle. “Ne var bunda daa. Boyle iki, uç yerini kurcaladun mi sürersin da. Ne zori” dedi.
Bunlar da deliydi. Hep beraber bana güldüler. Bu kadar basit bir şeyi niye anlamadığımı anlatıp eğlendiler! Artvin’den, Trabzon’dan gelmişlerdi.
Yani çıplak elle tankları durduran, sonra içine giren, sonra süren bu adamlardı. Bizim “delilerimizdi”. O gün onların sayesinde kurtuldu hepimizin canı.
“ÖLMEK İÇİN YAŞIYORUZ”
Önceki gün 15 Temmuz anma törenlerini izlemek için Şehitler Köprüsü’ne gittim. Biraz erken gidip, etrafı izlemek istedim. Tören alanına girişi güvenlik nedeniyle bir süreliğine kapatmışlardı. Törenin başlamasına 4 saat vardı. Ama kalabalık epey birikmişti. Onlarla beraber oturdum.
Yine o adamlar, yine o ekip, yine o insanlar, yine o ruh, yine o heyecan.
65-70 yaşlarında bir teyze. Uzaktaki birine bağırıyor. “Senin deli raporun varsa benim de var. Hele gel…”
Teyze ne raporun var? Dedim.
-“Valla Koha var, nefes darlığı var, kemik erimesi var, var oğlu var…”
-Peki niye geldin buraya?
-E, millet niye geldiyse o yüzden geldim. Evde mi oturayım?”
Toplanan kalabalık artınca kapıları açtılar. Millet birden koşmaya başladı.
Ben de videoya çekiyorum.
Birisi yaklaştı ve şöyle dedi ekrana:
“Biz ölmek için yaşıyoruz”…
“TAYYİP’İ GÖRECEĞİZ”
Yüzlerce insan hızla koşarken bağıranlar, slogan atanlar, bayrak sallayanlar, gülenler, dua okuyanlar, çocuğunu boynunda taşıyanlar vardı aralarında.
Programın başlamasına daha 3 saat vardı. Ama koşuyorlardı, heyecanlanıyorlardı, bağırıyorlardı.
‘Neden koşuyorsunuz?’ dedim birine uzaktan.
-“Tayyip’i göreceğiz da…” dedi.
Erdoğan’ı görmek için 4 saat önceden gelen çoluk çocuk, yaşlı genç binlerce insan vardı. Darbe gecesi de Erdoğan dediği için koşa koşa sokağa çıkmışlardı. Şimdi o darbenin 2. yılında, yine koşarak köprüye gidiyorlar.
Erdoğan sevgisinin milletin gönlünde ne kadar derin ve güçlü olduğunu, onların arasına karıştığınızda bir kez daha görürsünüz.
HER KESİMDEN İNSANIN ORTAK ÖZELLİĞİ
Dikkatimi en çok çeken şey, o köprü üzerine ilk gelen insanların tam olarak bir mozaik olmasıdır.
Bunlar partinin ya da belediyenin araçlarıyla transfer ettiği insanlar değildi. Bunlar kendileri erkenden gelmişti. Bir kısmının göbeği açık, bir kısmı kapalı, bir kısmı şalvarlı, bir kısmı sarıklı, ceketli…
Tam olarak Türkiye ortalaması yani.
O gece vatan için tankı elleriyle durduran, uçakları düşüreceğim diye taş atan, helikoptere parmak sallayan bu insanlardı.
Hepsinin ortak özelliği serdengeçti olmalarıdır. Onlar bizim ‘delilerimiz’. Onlar bu ülkenin en sağlam insanları.
Ölmek için yaşayan hazır kıta bunlar.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021