Kemal ÖZTÜRK
İstanbul’da yapılan itirazlar nedeniyle hepimizin dikkati oraya odaklandı. İtiraz şekli de öyle hukuki ve teknik terimlerle değil sadece, herkesin ilgisini oraya mıhlayacak terimlerle yapıldı. ‘Şaibe, sistemli sahtekarlık, FETÖ parmağı, organize oy çalma vs…’
Doğal olarak sadece İstanbul’da yaşayanlar değil, tüm ülkede, hatta dünyada herkesin dikkatini çekti bu itirazlar.
Medyamız ve köşe yazarlarımız da tam bir haftadır bu konuyu manşetten ve gündemden düşürmüyor. Doğal olarak Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul seçim sonuçlarını kesin olarak açıklayana kadar başka bir şey tartışamayacağız anlaşılan.
Şimdi seçimin yenilenmesi için tarih verenler bile çıktı. İstanbul konusu öylesine girift, öylesine ciddi bir mecraya sokuldu ki, adeta ülke genelinde sanki yeni bir seçim oluyor. Bu durumda seçim yenilense tüm muhalefeti, hatta ortada duranları bile akıl almaz şekilde motive olmuş bulur karşısında AK Parti. Aman dikkat!
PİYASALAR SONUCU SATIN ALMIŞTI AMA
Bu seçim sonuçlarından çıkartılacak dünya kadar ders, tartışılacak onlarca konu, analiz, araştırma var.
Mesela seçimin ekonomiye yansıması. Aslında piyasalar sonuçları satın almıştı. AK Parti ve Cumhur İttifakının aldığı % 51.6 oy ekonominin türbülansa girmesine engel olmuş, hükümete ekonomiyi düzeltmesi için siyasi kredi vermişti.
Yine bu yüksek oy, uluslararası kamuoyunda Erdoğan’ın siyasi gücünün örselenmesine de izin vermemişti. Millet, ülkenin diplomasi, güvenlik ve ekonomi idaresinde AK Parti’nin söz sahibi olmasını teyit etmişti yani.
Öte yandan demokratik ortamda yapılan seçimler, yüksek katılım oranı ve muhalefetin bazı şehirleri kazanması, yurt dışında pompalanan “otoriter iktidar” imajını da yıkmıştı.
Şimdi piyasalar ve uluslararası kamuoyu, yeniden İstanbul sonuçlarına odaklandı. Çıkacak sonuca göre yeni bir pozisyon almak için beklentiler oluştu.
Seçime itiraz, hukuki bir haktır ama bunu böylesine yüksek bir perdenden, kampanya şeklinde ve çok ciddi iddialarla yapmak, ekonomi aktörlerinin de, uluslararası siyasetin de, en ilgisiz seçmenin de dikkatini çeker. Dolayısı ile sonuç ne olursa olsun, çıkacak kararın çok önemli siyasi etkileri olacaktır.
SEÇMENİN MESAJINI ISKALAMAK
Seçmen genel siyasette AK Parti’ye verdiği yüksek desteğin yanı sıra, 10 belediyeyi elinden alarak başka bir mesaj daha verdi. Lakin Ankara, Antalya başta, neden bu şehirlerin kaybedildiğini tartışamıyoruz.
Seçimden önce yazdığım, Cumhur ittifakının söylemiyle muhalefeti motive etmesi (27 Mart 2019), Binali Yıldırım gibi bir markanın rakibine büyük fark atması gerekirken bir türlü arayı açamaması (12.03.2019), Antalya’da çok başarılı olmasına rağmen kutuplaşmadan dolayı Menderes Türel’in seçimi kaybedeceği ihtimali (20.03.2019) ve daha birçok konu konuşulamıyor. Dolayısı ile AK Parti’nin kendisini yenilemesi, hatalarını düzeltmesi tartışılamıyor.
Oysa ki AK Parti’nin en büyük özelliği, her seçimden ders çıkartan, kendini yenileyen, özeleştiri yapan, sandıktan çıkan mesajı iyi okuyan bir parti olmasıdır.
HER SEÇİMDEN SONRA ERTELENEN YENİLENME
7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana AK Parti beklenilen özeleştiriyi, yenilenmeyi, tazelenmeyi yapmıyor bir türlü.
7 Haziran’da iktidardan düşen AK Parti, ‘mesajı aldık, hatalarımızı gördük’ diyerek bir özeleştiri yapmış ve yapısal sorunlarını düzeltme niyetini beyan etmişti. Ancak 1 Kasım 2015 seçimlerinde tek başına iktidar olunca, tespit ettiği sorunları düzeltme işini rafa kaldırdı.
24 Haziran 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP’nin desteği ile % 52.6 oy alırken, AK Parti parlamento seçiminde % 7 oy kaybetmiş, Cumhurbaşkanından 10 puan geride kalmış, azınlığa düşmüştü. O zaman da Erdoğan, “şunu açıkça belirteyim, sandıkta partimize verdiğiniz mesajı aldım” dedi ama herkes Cumhurbaşkanlığı kazanıldığı için asıl sorunları tartışmadı yine. O zaman ‘AK parti mesajı aldı mı?’ diye yazmıştım (28.06.2018).
Oysa AK Parti kendi yapısal sorunlarını, politikalarını, insan kaynaklarını, yönetim biçimini ciddi biçimde gözden geçirse, sorunları tespit edip düzeltseydi yerel seçimler bu şekilde olmazdı. Bugün de aldığı % 44.3 oya sevinip, neden 10 şehri kaybettiğini konuşmuyor yine.
BİRİSİ ÖZELEŞTİRİYE ENGEL Mİ OLUYOR?
Şimdi bir de İstanbul seçimlerine itiraz meselesi çıktı ki, hiç kimse bu konuları tartışmıyor.
Oysa ki seçim sonucu az bir farkla Binali Yıldırım lehine sonuçlansa bile, AK Parti’nin asıl tartışması gereken sorunlar yine aynı olacaktır.
Daha önce defalarca yazılarımda ifade ettiğim konuyu tekrar buraya alıntılıyorum:
“AK Parti Türkiye’nin geleceğinde uzun süre rol oynaması için kendi marka değerini, teşkilat yapısını, yönetim sistemini ve ilkesel değerlerini güçlendirmesi gerekiyor. Bunun için de kendisine daha önce oy vermiş ama şimdi vermemiş insanların neden şikâyet ettiğini bulmalıdır” (28.06.2018).
Komplo teorisyeni olsam, birisinin AK Parti’ye kötülük yapmak için, özeleştiri yapmasını önleyerek, asıl sorunları tartışmayı engellediğini düşüneceğim.
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021