Kurtuluş TAYİZ
KCK’nın çekilmeyi durdurmasının ardından gözler İmralı’ya çevrildi. Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan’ın ziyareti sonrası Öcalan’ın diplomatik bir dille kaleme aldığı mesajı okundu. Çekilme konusuna değinmeyen Öcalan’ın açıklaması kafaları karıştırdı.
Öcalan’ın mesajı şöyleydi: “Bir yıl önce başlattığımız diyalog sürecini bundan böyle yeni bir formatla yani bir anlamlı müzakereye evrilterek sürdürmek gerektiğini düşünüyorum. Anlamlı bir müzakere için gerekli olanak ve araçları devlete de Kandil’e de iletmiş durumdayım. Özellikle devletin derinlikli bir müzakere için yeterli araçları ve imkânları yaratması sürecin ilerlemesi için elzemdir. Çözüme gidecek yolların ancak bu şekilde açılacağı gerçeğinden hareketle hükümetin de konuyu ciddiyetle ele almasını umuyorum.”
Burada Öcalan’ın görüşme koşullarında değişiklik istediği anlaşılıyor. Bugüne kadar olan dönemi Öcalan, “diyalog” süreci olarak tanımlıyor. Sürecin ilerlemesi için ise yeni koşullarda ve konumda masaya oturulmasını talep ediyor. Bunun olanak ve araçlarını devlete ve Kandil’e ilettiğini vurgulamakla yetiniyor. Bu talepleri karşılandığı ölçüde çekilmenin devamından yana iradesini kullanacağını ve sürecin ilerleyeceğini söylüyor.
Nitekim Demirtaş, önceki gün bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Öcalan’ın üstü kapalı olarak dile getirdiği talepleri, biraz daha açık bir şekilde dile getirdi. Demirtaş, Öcalan’ın kendilerine “Ben burada tek başıma, dış dünya ile bu kadar bağlantım zayıfken müzakere yürütemem. Benimle müzakere yürütülmek isteniyorsa avukatlarımla, başka genişletilmiş siyasi heyetlerle, basınla ve sivil toplum örgütleriyle görüşebilmem gerekiyor. Bunların imkânları yaratıldığı takdirde müzakereye dönüştürmek mümkün olur” dediğini aktardı.
- - -
Çekilmenin durmasının ardından Öcalan’ın da masaya yeni talepler sürmesi, İmralı’daki çözüm mutabakatının dışına çıkıldığı izlenimini veriyor. Zira kamuoyuna açıklanan çözüm süreci üç aşamadan oluşuyordu. KCK yöneticileri tarafından da teyit edilen bu planın birinci aşaması silahların susması ve silahlı unsurların sınır dışına çekilmesini kapsıyordu. Hükümetin üzerine düşen adımlar ise daha çok ikinci ve üçüncü aşamada gündeme gelecekti. Öcalan’ın çekilmenin haziranda tamamlanması talimatı da birinci aşamanın esasını oluşturuyordu. Birinci aşamada iktidarın örgütün güvenlik kaygılarını gidermesi yeterli görülmüştü.
Fakat çözüm sürecinin başladığı koşulların içeride (Hazirandaki Gezi olayları) ve dışarıda (Suriye’deki PYD’nin Kürt bölgesinde etkinliğini artırması) değişmesiyle, İmralı ve KCK cephesinde de tutum değişikliği yaşandığı ve masaya yeni taleplerle geldikleri anlaşılıyor. Derin odaklar tarafından İmralı ve Kandil’e yapılan “Ne aldınız da silahlı unsurları geri çekiyorsunuz” baskısını da unutmamak gerekiyor. Çekilmeyi durdurma kararında, bu baskının etkili olduğu inkar edilemez.
- - -
Ancak bunlara rağmen Öcalan’ın ilk günden bu yana belirli bir sistem içerisinde hareket ettiğini ve dile getirdiği taleplerin sürpriz olmadığını vurgulamak gerekiyor. 2009-2011’deki demokratik açılım sürecinin gelip tıkandığı asıl nokta da burasıydı. Öcalan, “sağlık, güvenlik ve özgürlük koşulları” sağlanmadan örgüt üzerinde yeterli etkiyi gösteremeyeceğini belirterek süreçten çekilmişti.
Öcalan, devletle görüşmelerde yıllardır aklındaki bir modele göre davranıyor. Güney Afrika’da iktidardaki Ulusal Parti ve Mandela arasındaki müzakere biçimi, Öcalan’a yol gösteriyor. Mandela, 27 yıllık tutukluluk hayatının 18 senesini Öcalan gibi, bir ada (Robben Adası) hapishanesinde geçirdi. Görüşmeler, Mandela’nın başka bir hapishaneye (Pollsmoor Cezaevi) nakil edilmesinden sonra başladı. Görüşmeleri önce istihbarat örgütü yürüttü. Sonra hükümetten yetkililer de katılarak genişledi. Hükümet, Mandela’ya önem verdiğini gösteren jestler yaptı. Asıl kritik görüşmeler, Mandela’nın koşulları çok iyi olan başka bir cezaevine (Victor Venster Cezaevi) nakledilmesiyle başladı. Mandela’yı dışarıdan devlet adamları, parlamenterler, üniversite delegeleri ziyaret edebiliyordu. Mandela, siyasi parti yöneticileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle iletişim kurabiliyordu.
Tarih ve koşullar farklı olsa da Öcalan’ın kendisine Güney Afrika ve Mandela modelini yakın bulduğunu ve devletle görüşmelerde bu modelin özünü esas aldığını düşünüyorum. Öcalan, Mandela’nınki gibi “stratejik konuma” ve “özgür koşullara” sahip olduğunda ancak süreci ilerleteceği mesajını veriyor.
KCK ve Öcalan’ın çözüm sürecini riske atan bu hamlesine karşı hükümetin demokratikleşme paketiyle karşılık vereceği ve acele etmeden, sürecin devamını sağlamak amacıyla daha dikkatli adımlarla ilerleyeceği tahmin edilebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019