Kurtuluş TAYİZ
Türkiye’yi sürüklemek istedikleri kanlı girdap kendini iyice gözler önüne sermeye başladı. 12 Eylül öncesi Türkiye anlatılırken sık sık şu örnek verilir: Bir gün solcuyu öldüren silah sonraki gün sağcıyı öldürürdü. Silahı veren aynı eldi, sadece taraflar farklıydı.
Türkiye yönetilmez kılmayı başardıklarında darbecileri devreye soktular. Satranç tahtasında Türkiye’yi bölünmeye götüren hamleler 12 Eylül darbesiyle atıldı. O gün temellerini attıkları paralel yapılar ve terör örgütleri bugün Türkiye’yi uğraştırıp duruyor. Darbecileri içeri de tıksanız, terörün belini de kırsanız o gün temelleri atılan -ahtapot gibi 40 olan- bu yapıları devletin, ekonomik hayatın siyasal ve kültürel yapıların içinden söküp atmak kolay olmuyor.
1 Nisan Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı. Ülkeyi yeni bir istikrarsızlık sürecine sürüklemek için düğmeye bastılar. Dünün Türkiye’sinde tarafların eline silah tutuşturanlar bugünün internet çağında video/görüntü, fotoğraf, bilgi ve haber tutuşturuyorlar ellere. Türkiye’yi sağcı ya da solcu örgütlerle, bunların eline tutuşturulan silahlarla, suikastlarla, sokak cinayetleriyle değil, servis ettikleri video/görüntü, foto, bilgi ve haberlerle bölüp parçalıyorlar artık.
***
Bölünen taraflar, birbirine karşı kışkırtılan kesimler kendi açılarından hep haklı! Gerekçeleri de sahici! Yanlış olan nedense hiç yok! Mesele zaten kimin doğru veya haklı olduğu değil; bir aşamadan sonra bunun bir öneminin kalmadığını da göreceğiz. Mesele Türkiye’yi yönetilmez kılmak, birbirine düşürmek, kendi kendisiyle uğraştırarak enerjisini tüketmek ve müdahaleye açık hale getirmektir. Bunun hangi yoldan veya hangi malzemeyle sağlandığının bir önemi yok. Toplumu aidiyetlerine göre ayrıştırıp birbirine kırdırtıyorlar. İnternette iki kişinin kavgasını alıp iki toplumsal kesimin kavgasına dönüştürüyorlar. Vatandaş kamu hayatına katılıp ülke için söz hakkını kullandığını düşünüyor olabilir ama bir kavgada sonuçtan daha önemli bir şey yoktur. Ülkeye kaybettiren kavganın “doğru”, “haklı” olma ihtimali de yok.
Kavgayı siyasi mücadelenin dışına taşımak, toplumsal kesimler arası düşmanlığa dönüştürmek, devletin dışarıdaki ve içerdeki gücünün zayıflatılmasını sağlamak her şeyden önce Türkiye’ye kaybettirir. “Türkiye ittifakı” söylemine burun kıvıranların görmek istemediği gerçek bu. Milletin birliği bozulursa devletin birliği kalmaz; toplumun bir yarısı yarın devleti, vatanı, bayrağı ortak payda görmekten çıkarsa partiler değil devlet kaybeder. Ortak değerleri hiçleştirmeyi başardıklarında devletin temelleri sarsılmaya başlar. Bu yüzden “Türkiye ittifakı” her şeyden önemli.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin Kızılcahamam’daki kampında dikkat çektiği önemli değerlendirmelerden biri de muhalefet partileri ile siyasi planda mücadele ederken, bu partilerin tabanlarıyla kavgaya girmemek yönündeydi. Dikkat edin; muhalefet partilerinin yöneticileri özenle, bilinçli tercih edilen provokatif söylemlerle partilerinin tabanlarını birbirine düşürmeye çalışıyor. Partiler arasındaki siyasi mücadele taban ve seçmen arasındaki kavgaya dönüştüğü zaman amaçlarına ulaşacaklar. Bu tuzağa düşmemek, oyuna gelmemek ancak “Türkiye ittifakı” söylemi ile “kızgın demiri soğutma” çabalarıyla mümkün olabilir.
Bugünün dünyasında “algı savaşı” konvansiyonel savaşın da önüne geçmiş durumda ya da en azından “algı savaşı” bir önceki aşama olarak görülebilir. Batı’nın Türkiye için başlattığı medya atağını da bu çerçevede görmek gerekiyor. Bir yandan bazı gazetecilere itibar suikastı yaparken, diğer yandan kendi medyalarını tahkim etmeye, daha büyük savaşa hazırlamaktalar. Amaçları Türkiye’yi yönetilmez kılmak; asıl darbe ondan sonra gelecek. Şimdiden büyük savaşa hazırlanıyorlar, bilelim!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019