Kurtuluş TAYİZ
Kara propaganda makinesi hızla çalışıyor. Ve maalesef bu kötü ajitasyonun başını da eski AK Partili siyasetçiler ve medya aktörleri çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına CHP-İP-HDP’nin “cumhurbaşkanı adayı” olarak çıkmak için aylarca kulis yapan, bunda bile başarılı olamayan, kabul edilmediği için evine dönen Abdullah Gül’ün çıkıp “Bize yapılanları şimdi biz onlara yapmamalıyız” demesi dünün ve bugünün gerçeklerinin nasıl karıştırıldığını gösteriyor.
Erdoğan, 1991’de milletvekilliği YSK kararıyla iptal edilirken dönemin Refah Parti’si ve tabanını, kendine oy verenleri sokağa mı davet etmişti? Anıtkabir’e çıkıp orduyu göreve mi çağırmıştı, yoksa maçlara gidip taraftarları gazlayarak mazbatasını mı istemişti? Siirt’te okuduğu bir şiir yüzünden hapis cezasına mahkum edilip İstanbul Belediye Başkanlığı görevine son verildiğinde Erdoğan sokağı mı kışkırtmıştı?
17 yıldır iktidar olmasına rağmen oyları çalınan Erdoğan değilmiş gibi bir de Erdoğan’ı suçlamak hem kurnazlık hem de fazla kolaycılık. Şu ana kadar Erdoğan’ın binlerce oyunun gündüz gözüyle çalındığı tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlandı. Bu durum karşısında AK Parti ne yapsın, aciz mi kalsın, YSK’ya itiraz da mı etmesin? Kaldı ki “seçimin patronu YSK’dır, son sözü YSK söyler” sözleriyle toplumun her kesimine güven veren, hatta YSK’ya bile cesaret verip yol gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan değil mi?
Peki muhalefet cephesi ve Ekrem İmamoğlu ne yapıyor? Belediye yönetmeye değil, sanki iç savaş çıkarmaya geliyorlar. Seçimin sabahında Anıtkabir’e koşup toplumun bir kesimini “mazbatam verilmiyor” diye kışkırtan, ordu içinde cunta ayartmaya çalışan, Batı’ya “gel gel yapan”; stadyumlara çıkarma yaparak futbol taraftarlarını gazlayan, milletin arasına düşmanlık tohumları eken, siyasi mücadeleyi düşmanlığa dönüştüren; her fırsatta “mazbatamı verin yoksa yakarım bu şehri” diye tehditler savuran İmamoğlu değil mi?
Son sözü YSK söyler ve -saygı duymak zorunda olmasa dahi- taraflar bu karara uymak zorundadır. Kimsenin toplumu karşı karşıya getirmeye, kışkırtmaya, orduyu hakem yapmaya, Batı’yı müdahaleye çağırmaya, ülkeyi yeni bir darbe iklimine sürüklemeye hakkı da yok, yetkisi de.
Muhalefetin şu anki duruşu şöyle; “YSK mazbatamızı vermezse iç savaş çıkartırız!” Bu zorbalık karşısında siyasetin ve toplumun teslim olmasını, boyun eğmesini bekliyorlar.
Oysa Erdoğan’ın liderliğini yaptığı 17 yıllık iktidar sayesinde bu ülkede demokrasi biraz hayat buldu ve yerleşebildi. Bugün sandığa ve hukuka az çok güven varsa bu da Erdoğan sayesindedir. Bu yüzden muhalefet tıpkı AK Parti gibi YSK kararını beklemek zorunda. İç savaş tehditlerini, Batı’yı müdahaleye çağıran dili bir an önce terk etmeliler. Mevcut demokratik düzen sadece AK Parti’nin değil, Türkiye’nin güvencesidir, en çok da muhalefetin güvenliği buna bağlıdır. Küresel çetenin yönlendirmesiyle, FETÖ’nün kışkırtmalarıyla girilecek yol, yol değildir, bunu herkesin iyice bilmesi gerekiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019