Kurtuluş TAYİZ
16 Nisan’da sandıktan “Evet” çıkarsa dünya farklı bir Türkiye ile karşı karşıya kalacak. Şüphesiz, ülke birkaç günde mucizevi bir dönüşüm geçirmeyecek; fakat Avrupa ile ilişkilerde alışılagelmiş politikalar değişecek, köklü değişiklikler yaşanacak.
Batılı başkentlerden yükselen tepkilere bakıldığında Avrupa’nın bu değişim sürecine hazır olmadığı görülüyor. Avrupa, Türkiye’deki ekonomik büyümeyi, değişen toplumsal ilişkileri ve siyasi dönüşümü anlama ve buna uyumlu politikalar geliştirme yerine; yılların getirdiği alışkanlıklar, kibir ve “üstünlük” duygusuyla Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmeye başladı.
Batılı başkentler, iç muhalefetin merkezi haline gelmiş durumda. Ana muhalefetin siyasi stratejisi, taktiği ve söylemini artık Batılı devletler belirlemeye başladı. Öyle ki, Batı medyasında bir gün önce atılan manşetler, ikinci gün buradaki muhalefetin argüman ve söylemine dönüşür oldu. Bakıyorsunuz, Ankara’da hükümetin aldığı kararlara ilk tepki ya Berlin’den, ya Brüksel’den ya da diğer Batılı başkentlerden geliyor. Enteresan olan muhalefetin bunu yadırgamaması ve Ankara’ya karşı Batılı devletlerle birlikte hareket etmesi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef haline getirilmesi de Batı kaynaklı bir propaganda savaşının ürünüdür. Amerika ve Avrupa’daki küreselci çetenin Tayyip Erdoğan’a karşı açtığı savaşı, içeride FETÖ, PKK, CHP, HDP ve bu yapılarla ortak hareket eden sol örgütler sürdürüyor. Tayyip Erdoğan’ın hedef haline getirilmesinin sebebi ise, Erdoğan'ın Batı’nın Ortadoğu ve Türkiye üzerindeki planlarına geçit vermemesi, “İkinci İsrail”in önüne dikilmesi. Türkiye’nin bölünmesiyle sonuçlanacak planlara “Olur” vermemesi. Bütün bunlar Erdoğan’ın ötekileştirilmesine yol açtı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölünme ve dağılmaya doğru sürüklenmek istenen Türkiye’nin istikametini “Büyük Türkiye”ye doğru çevirmesi, Batı için bardağı taşıran son damla oldu. 15 Temmuz darbe girişimiyle Avrupa, bir taşla birden çok kuş vurmayı amaçlayarak yola çıktı. Darbeyle hem Tayyip Erdoğan’dan kurtulmayı hem de Türk devletini çökerterek ülkeyi bölmeyi planladılar; ne var ki Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu ve milletin devreye girmesiyle bu iki uğursuz hedefe de ulaşamadılar.
Avrupa, görüldüğü gibi 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’ye karşı sadece tepki siyaseti geliştiriyor. Erdoğan’a karşı tehditler, şantajlar havada uçuşuyor. AB’den gelen açıklamalar son derece duygusal; dikkat edilirse AB komiserleri, kendilerini kaybetmişçesine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türklere hakaret, küfür ve tehditler savuruyor.
Türkiye ise şu an ağırdan alıyor ve beklemeyi tercih ediyor. Avrupa, 16 Nisan’dan sonra farklı bir Türkiye ile karşı karşıya kalacak. Ankara, alacağı yeni kararlarla Batı’nın geleneksel üstünlük anlayışına ve Türkiye üzerinde kendilerine hak gördükleri tasarruflara son verecek. “Avrupa Birliği’ne üyelik süreci” diye bilinen ama özünde Türkiye’yi Batı vesayeti altına alma sürecine son nokta koyulacak.
Avrupa ya Türkiye ile eşit ve demokratik bir ilişki kurmaya yanaşacak ya da -ekonomik olmasa da- siyasi ilişkiler büyük bir tadilata girecek. Türkiye-Avrupa ilişkilerinde başka seçenek görünmüyor.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019