Kurtuluş TAYİZ

28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen emekli Orgeneral Çevik Bir hakkındaki bu iddia, MİT eski Kontr-terör Daire Başkanı Mehmet Eymür’e ait. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e verdiği ifadesinde Eymür, 1996-1997 yıllarında Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen başarısız suikast girişiminin, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir tarafından deşifre edildiğini savunuyor. Suikast hazırlıkları sırasında basında yer alan “MİT bir ton bombayı ne yapacak”, “Özel bir ekibin Suriye’ye gönderileceği” haberlerini örnek gösteren Eymür, dışarı sızan bu bilgilerden Çevik Bir’i sorumlu tutuyor. Genelkurmay İstihbarat Başkanı’nın Şam’daki askerî ataşeyle bu konuda yaptığı telefon görüşmesi de MİT kayıtlarında yer alıyor. Eymür, suikast için Genelkurmay ve Emniyet’ten gelen personelle kurulan özel birliğin ise “eğitim zamanları geldiği” gerekçesiyle, Çevik Bir tarafından geri çekildiğini söylüyor.
Aslında bu konu yıllardır bir şekilde gündemde ve tartışılıyor. Öcalan’ın, kendisine yönelik gerçekleştirilecek suikastı önceden haber aldığı biliniyor. Ancak bu bilgiyi kendisine ulaştıran kaynak belirsiz. Prof. Yalçın Küçük’ün bu konuda adı geçiyor; fakat Küçük’ün rolü bence “aracı” olmakla sınırlı. Eymür’ün sözkonusu ifadeleri bence gerçeğe daha yakın duruyor. Mehmet Eymür’ün, 17 Haziran 2008’de Savcı Zekeriya Öz’e verdiği ifadeyi yeniden hatırlamakta yarar var:
“1994 yılında aldığım teklif üzerine Milli İstihbarat Teşkilatı’na döndüm. O tarihte Başbakan Tansu Çiller, MİT Müsteşarı da Sönmez Köksal’dı. Başında bulunduğum Özel İstihbarat Dairesi’nin ana hedeflerinden birisi de PKK’nın başı Abdullah Öcalan’dı. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra Öcalan’ın Şam’da ikamet ettiği, kullandığı ve hemen hemen her gün gittiği Şam Havaalanı yakınındaki Mahsum Korkmaz-2 kampı gibi yerleri tesbit ettik. Abdullah Öcalan’ı etkisiz hale getirmek için yapılan birkaç teşebbüs bölücü başının zırhlı araçla gezmesi hareketsiz olması ve bölgenin güvenlik özellikleri nedeniyle etkisiz kılma çalışmaları gerçekleşmedi.
Üst makamların olurları ile daha büyük bir operasyona başladık, bu dönemde MİT’in kontrolündeki bölgede asker ve polisin de katılımıyla bu operasyon için müşterek faaliyet grubu diye bir grup kurduk. Daha sonra Suriye’ye özel bir ekibin gönderildiğine dair basında haberler çıkınca polis aramızdan çekildi. Neticede bir minibüse yerleştirilmiş bir ton kadar C4 patlayıcıyla bir eylem planlandı. İllegal bir şekilde sınırdan geçirerek bu aracı Suriye’ye soktuk. Araç planlandığı şekilde kampın önüne bırakılmadığı için eylem tam olarak hedefine ulaşmadı.
Bütün bu süreç içerisinde hem kendi teşkilatım içerisindeki bazı kişilerin hem de teşkilat dışındaki bazı kurumlarda çalışan görevlilerin Öcalan’a yönelik bu faaliyeti sabote etmek için bazı engellemelerde bulunduklarına şahit oldum. Hatta Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, özel olarak kurduğumuz birlikteki elemanları eğitim zamanları geldiği gerekçesiyle geri çekti. Bu engellemelerin dış istihbarat servislerinin etkisinde olan bazı görevlilerce yapıldığı kanaatini taşımaktayım.
Burada örnek vermek gerekirse Genelkurmay Başkanlığı kanalıyla Gölcük’ten aldığımız patlayıcı malzeme bir veya birkaç gün sonra Cumhuriyet gazetesinde ‘MİT bir ton patlayıcıyı ne yapacak, neden verildi’ şeklinde haber konusu oldu. Burada amacın bir yerlere mesaj vermek olduğu çok açıktır.
Biz PKK’yı bitirmeye yönelik bu çalışmayı yaparken takibimizde olan yurtdışı telefonuna şöyle bir görüşme düştü. İnternet sitemde de yazmış olduğum ve burada da anlatmak istediğim dönemin (1996-97) Genelkurmay İstihbarat Başkanı ve Şam’daki askerî ataşe arasındaki görüşme raporu önümüze geldi; burada Genelkurmay İstihbarat Başkanı Suriye’ye ekipler yollandığını, Apo’yu ipe bağlayıp sürükleye sürükleye getirecekleri konuşulmuş, konuşmaları dinleyenlerin bunu bir mesaj verir gibi askerî ataşenin söylediğini okuduk. O zamanki müsteşarımız Sönmez Köksal bu konuşmayı hayretle karşılayarak bildiğim kadarıyla Genelkurmay Başkanı’na bildirdi.”
Çevik Bir’in İmralı ilgisi
Çevik Bir’in, PKK lideri Öcalan’ı Türkiye’ye getirilmesinden sonra İmralı Adası’nda ziyaret etmesi de dikkat çekici bir gelişmeydi. 29.07.1999 tarihli Milliyet gazetesinde Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çevik Bir’in, 15. Kolordu Komutanı Hurşit Tolon ile birlikte İmralı Adası’nı ziyaret ettiği haberi geçiyor. Çevik Bir, bu ziyaretin amacını gazetecilere “Sorumluluk sahasında olan İmralı’da devam eden çalışmaları yerinde görmek amacıyla gerçekleştirdik” diyerek açıklıyor. Ziyaret tarihi Öcalan’ın idam cezası almasından tam bir ay sonrası. Ancak bu Çevik Bir’in ilk ziyareti değildi; İmralı’nın güvenliğinden sorumlu bir askerin aylar önce bana anlattığı ve not defterime kaydettiğim bilgiye göre Çevik Bir, Öcalan’ın ifadesinin alındığı sırada da İmralı’yı ziyaret etmişti. Öcalan’ın ifadeleri, bu ziyaret sırasında son şeklini aldı...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019