Kurtuluş TAYİZ
İklim Bayraktar, bazen sakin bazen de ağlamaklı bir ses tonuyla konuşuyor Fatih Altaylı’ya. Kameralar önünde altına imza attığı, CHP’yi karıştıran olaylar dizisini anlatıyor. Yüzü ara ara üzgün, ara ara da tehditkâr bir ifade alıyor; onu izlerken –hangi pozu takınırsam takınayım-, anlattıklarında samimi olup olmadığını bir türlü anlayamıyorum. İzleyenlerde bıraktığı his, yol açtığı veya ortaya çıkardığı siyasi skandalın, sadece ve sadece başına gelen talihsiz olaylar zincirinden ibaret olduğu yönünde.
İklim Bayraktar’ın söylediklerinden aklıma en çok Kılıçdaroğlu’yla yaptığı görüşme yerinden “kale” olarak bahsetmesi takılıyor. CHP Genel Merkezi’nde Genel Başkan’ın bulunduğu katı “kale” olarak niteleyen Bayraktar, bu sözü ilk olarak telefon görüşmesinde YARSAV eski Başkanı Ömer Emin Ağaoğlu’na söylüyor: “Bak dört saattir oradayım ya. 45 dakika görüşebilmek için dört saattir onların içinde, orada, ‘kale’de en üst kattayım ya.”
“Kale” sözcüğünün tek başına kullanım değeri kalmamıştır aslında. Bunun için olsa gerek, siyasiler de rakipleriyle atışmalarında bu sözcüğü tek başına pek kullanmaz. Mutlaka yanına bir yeri “ele geçirmek”, bir yeri “düşürmek” fiilini eklerler.
İklim Bayraktar’ın yol açtığı skandal, bu kişiden bağımsız olarak olayların doğuracağı sonuçlar üzerinden değerlendirildiğinde, CHP’nin “kale”sini düşürecek nitelikte ve boyutta görünüyor. Adına ister “taciz” ister “kaset” veya ister “dinleme” skandalı densin; bu olaylardan doğrudan CHP’nin “kale”sinde bugün oturan, iki isim etkilenmektedir. Birisi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu. Diğeri, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin. Bu iki ismin, koltuğu doğrudan etkilenmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu, yapmaması gereken bir şeyi yapmıştır; İklim Bayraktar ile 45 dakika boyunca –adı hiç önemli değil- kişilere ve partilere yönelik şantaj sayılabilecek bir konuyu görüşmüştür. Bu tutumuyla, liderlik koltuğunu ve siyasi kişiliğini tartışmaya açmıştır. Gürsel Tekin, partinin ikinci önemli ismi. Kendisi kabul etmese de İklim Bayraktar’dan, eski Genel Başkanı’nın “taciz” hikâyesini dinliyor. Bunu öğrenmesi tabii olarak bir sorun teşkil etmez. Ancak, Bayraktar’ı Genel Başkanına yönlendirme gafletine düşerek, siyasi hayatındaki en büyük hatanın da altına imza atıyor. Deniz Baykal, bence burada küçük bir ayrıntı. Bu olay, sadece onun seçimlerden sonraki dönüş ihtimaline son bir darbe indirmiş oluyor; hepsi bu kadar. Bu olaydan bir “mağduriyet” çıkarmaya çalışıyor yılların verdiği o ‘tecrübe’ ile. Ama onun da maskesi çok geçmeden düştü; Baykal’ın “İklim Bayraktar da beni evine çağırdı” sözleri yetiyor, maskesinin düşmesine.
Bu üç isim etrafında uç veren siyasi skandal, İklim Bayraktar’a göre tamamen talihsiz olaylar dizisi. Sonuçlara bakıldığında, Bayraktar’ın “talihsiz” dediği bu olayların bir “ruhu” var gibi görünüyor; o da CHP’deki “kale”yi hedeflemiş durumda. Yani, CHP’nin başının, yönetiminin düşmesiyle sonuçlanabilecek özellikte.
Peki, CHP’de taşları yerinden oynatacak, bu olup bitenin nedeni CHP’nin yeni Kürt politikası olabilir mi?
CHP Milletvekili Muharrem İnce, bir gece, morali bozuk ve biraz da alkollü halde bu skandalın başoyuncusu İklim Bayraktar’ın evinin önüne gidiyor. İnce’nin “derdi” ve “kederi” CHP MYK’sında alınan Kürt açılımıyla ilgili yeni kararlar. İnce, Genel Başkanını İklim Bayraktar’a şikâyet ediyor. CHP içinde Kılıçdaroğlu’ndan duyulan bir rahatsızlık varsa, –ki olduğu anlaşılıyor- bu da Kılıçdaroğlu-Gürsel ekibinin yeni Kürt politikasıdır.
Kemal Kılıçdaroğlu-İklim Bayraktar görüşmesinin tarihi bence dikkat çekici. İkili, 21 şubat günü görüştü. İklim Bayraktar, Kürt açılımıyla ilgili Van’daki toplantıdan döndüğü gün Kemal Kılıçdaroğlu’nu görmeye gitti. Bu buluşma, Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan edebilecek bir skandalla şimdi gündemde. Bugün değil belki ama seçimlerden sonra, bu skandal yüzünden CHP’nin bugünkü “kale”si düşebilir. “Hakikatleri Araştırma Komisyonu”, “Kürtçe eğitim”, “Genel af” gibi Kürt politikasında yeni adımlar atmaya soyunan bu ekibin, ipi böyle bir skandalla çekilmiş olabilir. Kılıçdaroğlu ve Tekin, bu olayla bugün Kürt açılımının bedelini ödüyor gibiler.
Şerzan’ın anne ve babasından çağrı
Şerzan Kurt, 12 Mayıs 2010’da Muğla’da sivil polis memuru Gültekin Şahin’in silahından çıkan kurşunla öldü. Şerzan’ın annesi Nejla ve babası Ömer Kurt, o gün bugündür katilin ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması için hukuk mücadelesi veriyor. Eskişehir’de görülecek olan davanın dördüncü duruşması için acılı anne ve baba kamuoyuna şöyle sesleniyor: “Büyük bir emekle ve özenle büyüttüğümüz, sevgi, hoşgörülü, farklı olana saygı duyma duygusuyla yetiştirdiğimiz oğlumuz Şerzan Kurt’u üniversiteye okutmak için gönderdik. Kalem ve kitaplarından başka savunma aracı olmayan Şerzan’ı korumakla görevli bir polis infaz etti. Türkiye halklarının vicdanına sesleniyoruz. Başta bu ülkenin aydınlarına, demokratlarına, insan hakları savunucularına, devrimcilerine, liberallerine, dindarlarına, kısacası herkese sesleniyoruz. İnsanlarımız ve gençlerimiz orantısız şiddete maruz kalmasın, kimse kimseyi ötekileştirmesin ve bu ülkede gençler öldürülmesin. Gençlerimize kalkan ellerin önünde set olalım.”
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019