Kurtuluş TAYİZ
“Yirmi beş yaşlarında... Dağa çıktığı için, yıllarını dağda geçirdiği için memnun değildi. Geri dönmek istediğini, bu savaşın bitmesi gerektiğini, ölmenin ve öldürmenin çözüm olmadığını bildiklerini söylüyordu. Genç yaşına rağmen çok olgun cümleler kurdu. O çocuğu da oraya çıkaran, Kürt sorununun 100 yıldır çözülememiş olması.”
PKK tarafından kaçırılan Hüseyin Aygün, serbest bırakıldıktan sonra dağdaki gerillalarla ilgili izleniminiRadikal’den İsmail Saymaz’a bu sözlerle anlattı. Aygün’ün açıklamaları, zayıf da olsa “dağdan iniş”ve “eve dönüş” tartışmalarını yeniden başlattı. Ancak bu konu da yine diğer her konuda olduğu gibi partiler arasındaki ucuz propaganda yarışına kurban gitme tehlikesiyle karşı karşıya. PKK ve Kürt hareketi Hüseyin Aygün’ün sözlerini AKP’yi köşeye sıkıştırmak için kullanma peşinde koşarken; AKP ve MHP cephesi de Aygün’le CHP’yi vurmaya çalışıyor. Konuya sorumlulukla yaklaşan tek parti yok. Bu arada olan son 30 yıldır olduğu gibi 20’li yaşlarda dağa çıkan veya karakollarda nöbet bekleyen gençlere olacak; politikacılar propaganda savaşı yaparken, onlar toprağa düşmeye devam edecek.
Bunun önüne geçmek bütün partilerin sorumluluğunda; ama en büyük sorumluluk siyasal iktidara düşüyor. Hükümet, PKK’nın dağdan indirilmesi konusundaki eleştirileri kabule pek yanaşmıyor. PKK ve Kürt sorununda önceki hükümetlerden daha ileri adımlar attığını düşünüyor, BDP ve CHP cephesinin eleştirilerini haksız buluyor. Ancak AKP iktidarının dağa çıkışın toplumsal zeminini tümüyle ortadan kaldıracak ya da büyük oranda zayıflatacak adımları bugüne kadar bir türlü atamadığı da ortada. PKK şiddetini Kürtler arasında meşru gören önemli bir kesim bulunuyor. Haklı ya da haksız, akıllıca veya değil; hükümete düşen bu ülkede yaşayan Kürtlerin haklarını vermek ve bunu pazarlık konusu olmaktan çıkarmaktır. Hüseyin Aygün’ün dönüşünde bir mesajdan bahsedeceksek, muhatabı siyasal iktidar olmalıdır. O gençleri dağda tutan gerekçeleri ortadan kaldırmadan onları “terörist” olarak suçlamak çok kolay. Ama bu, sorunu çözmeye yetmiyor. İmralı ve Oslo’da PKK’yla zaman geçirdiği kadar hükümet Meclis’te Kürtlerin haklarını vermek için de mesai harcasaydı silahlı isyanın “meşruiyeti” Kürt sokağında bugün belki de kalmamıştı. Hükümetin böyle düşünmediğinin elbette farkındayım, zaten sorunun çözümüne odaklanmadıkları için de hep statükoyu savunma telaşındalar. Bu pozisyonları iktidarı her geçen gün daha fazla sertlik yanlısı politikalara yöneltiyor. Başbakan’ın demeçlerine yansıyan öfkesi de, moral bozukluğu da kesinlikle Kürt meselesinde çözüm yerine mevcut statükoyu korumaya kalkışmasından kaynaklanıyor.
Hüseyin Aygün’ün açıklamalarının diğer bir muhatabı kuşkusuz kendi partisidir. Ama CHP de o gençleri eve döndürmek için sorumlu bir politika izlemiyor. Eskiye göre yeni CHP’nin Kürt meselesinde önemli mesafeler kat ettiğini vurgulamak gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nun Sezgin Tanrıkulu ve Hüseyin Aygün’ü çalışma arkadaşı olarak tercih etmesi, parti içindeki Kemalistlere karşı koruması elbette önemli. Ama yeni CHP de Kürt sorununu siyasal iktidarın zayıf karnı görüp, buradan AKP’yi yıpratmak, güç kaybettirmek peşinde. Bundan daha ilerisine maalesef şimdilik gidemedi. Başbakan ile Kılıçdaroğlu arasında yapılan görüşmenin devamı getirilmedi. Hüseyin Aygün’ün açıklamalarına da CHP destek çıkmadı; Kılıçdaroğlu’nun yaptığı sadece Aygün’ün harcatmamak.
Hüseyin Aygün’ün kaçırılması olayında BDP de iyi bir sınav vermedi. Kaçırılma olayını ucuz bir PKK propagandasına çevirmeye çalıştılar. Kendi partileri lehine bile propagandaya dönüştürmediler. Oysa dağdaki gençler için en fazla sorumluluk göstermesi gereken onlar. Seçmenlerinin büyük çoğunluğunun oğlu, kızı dağda. Gençlerin eve-hayata dönüşü için en küçük bir tartışmayı bile büyük bir çözüm umuduna dönüştürmek BDP’nin görevi olmalı.
Bugünlerde siyasal iktidara güvenimizi yitirmeye başladık, Kürt meselesinin çözümünde dürüst davranmadığı orta çıktı. MHP ile birlikte adeta “milliyetçi cephe” kurmuş durumda. Ama Kürt siyaseti de güven vermiyor. BDP yönetimi bu gençlerin hayatı üzerine kafa yorma yerine, bu olayı PKK propagandasına dönüştürmeyi tercih etti. Barış sözcüğünün içeriği maalesef son yıllarda Kürt hareketi tarafından iyice boşaltıldı. Dağdaki gençlerin samimi bir barış ve eve dönüş arzusu taşıdıklarına inanıyorum; ama ne PKK yöneticileri ne de BDP “barış” konusunda o gençler kadar samimi. Barış için, dağdaki gençlerin eve dönmesi için iktidar kadar Kürt hareketinin de samimi olması gerekiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019